Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Alemlere Rahmet Hz. Muhammed - Ebedi Mucize Kur'an-ı Kerim

Osman Nuri Topbaş

Alemlere Rahmet Hz. Muhammed - Ebedi Mucize Kur'an-ı Kerim Hakkında

Alemlere Rahmet Hz. Muhammed - Ebedi Mucize Kur'an-ı Kerim konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.

Hakkında

Bizleri, lûtf u keremiyle yokluktan varlığa çıkaran, sayısız mahlûkat içinde en mükerrem varlık olan insanlardan kılan, ebedî saâdet kapısının anahtarı mevkiindeki îman nîmetine mazhar eyleyen, 124 bin küsur peygamber içinde En Sevgili Rasûlüne ümmet olma bahtiyarlığını ihsân eden, sözlerin en güzeli, mûcizelerin en büyüğü Kurân-ı Kerîme muhâtap kılmakla şereflendiren Allah Teâlâya nihâyetsiz hamd ü senâlar olsun. Câhiliye karanlıklarında, izzet, şeref ve haysiyetini kaybetmiş olan insanoğlunu, İslâmın nurlu iklîmine sevk ederek gönülleri ihyâ eden, yarı vahşi bir toplumdan fazîletler medeniyeti inşâ eden ve âlemlere rahmet olarak gönderilmiş olan Hazret-i Muhammed Mustafâ r Efendimize, Onun Ehl-i Beytine ve ashâbına, sonsuz salât ü selâm olsun.Ceddimiz Âdem uın aslî vatanı olan Cen­nete dönüş yolu, ancak Cenâb-ı Hakkın arzu ettiği kulluk husûsiyetlerinin tahsilinden geçmektedir. Rabbimiz, bu husûsiyetleri bildirmek ve onların nasıl tahsil edileceğini öğretmek üzere, bizlere iki muazzam rehber ihsân etmiştir ki, bunlar; Kurân-ı Kerîm ve Hazret-i Peygamber Efendimizdir. Kurân-ı Kerîm; vahiyle terbiye edilmemiş zihnî melekeler ve kalbî temâyüllerin, insanoğlunu sürükleyebileceği bâdirelerden kurtulmanın yegâne vâsıtası olarak, Âhirzaman Nebîsi ile insanoğluna lûtfedilen ilâhî bir hediyedir.Peygamber Efendimiz r ise, Kurân ah­kâ­mı­nın ve ahlâkının, nasıl ve ne şekilde yaşanacağını, insanoğluna fiilî örnekleriyle sergileyen, İslâmın yeğâne huzur ve saâdet dîni olduğunu nezih hayatıyla ortaya koyan, eşsiz bir ikrâm-ı ilâhîdir. Bu sebeple, yaratılış gâyesini ve var oluş hikmetini gerçekleştirmeye, yani Allah Teâlâyı doğru bir mâhiyette tanıyıp Ona güzel bir kullukta bulunmaya mecbur olan insanoğlu için en lüzumlu iş, bütün hayatını Kurân ve Sünnetin tâlimatlarına göre tanzim etmektir. Yani Kurân-ı Kerîm ve onun canlı bir tefsîri mâhiyetindeki Rasûlullah r Efendimizin güzel ahlâkıyla ahlâklanarak, yeryüzünde Cenâb-ı Hakkın dînini temsil edebilmektir. Âyet-i kerîmede buyrulduğu üzere insan, kendisine ihsân edilen her türlü nîmetten, kıyâmet günü tek tek sorguya çekilecektir. Dolayısıyla Kurân ve Sünnet gibi iki büyük nîmete nâiliyetle şereflenmişken, onların gösterdiği feyizli istikâmette yürümek yerine -Allah muhâfaza buyursun- onlardan yüz çevirmek, kişinin ebedî hayatını elîm bir azap faslına çeviren, dehşetli bir nankörlük ve kıymet bilmezliktir. Hiçbir zaman unutmayalım ki; Kurân ve Sünnet ile meşgûliyetimiz, bizim Allah ve Rasûlüne olan muhabbet ve bağlılığımızın da en belirgin ölçüsü durumundadır. Bizler de, Allah ve Rasûlüne olan muhabbetimizi muhâsebe etmek, Kurân ile yakınlığımızı ve Allah Rasûlü ile beraberliğimizi her geçen gün daha da artırmak arzusuyla, evvelce kaleme almış olduğumuz muhtelif yazılarımızdan bir hulâsa sadedinde, elinizdeki bu mütevâzı kitapçığı derlemiş bulunuyoruz. Cenâb-ı Hak, her vesîleyle gönüllerimizde Kurân ve Sünnetin feyzini ziyâdeleştirsin; bu iki hidâyet nûrundan lâyıkıyla istifâde edebilmeyi lûtfeylesin. Bizler, her ne kadar O Rahmet Peygam­be­rinden 14 asır sonra gelmiş olsak da, en büyük arzu ve idealimiz, Onun buyurduğu kardeşlerim il­ti­fâ­tına nâil olabilmektir. Onunla yeryüzüne gelen fasl-ı bahârın zamanımıza kadar süregelen rahmet, bereket ve hidâyet yağmurlarında küçük bir damlacık olabilmektir. Nitekim O Gönüller Sultânı r, bir hadîs-i şerîflerinde şöyle buyuruyorlar: Benim ümmetimin misâli, yağmurun misâli gibidir. Evveli mi daha hayırlıdır, sonu mu daha hayırlıdır bilinmez! (Tirmizî, Edeb, 81/2869; Ahmed, III, 130) Cenâb-ı Hak cümlemizi, mûcize kelâmı Kurân-ı Kerîmin ve onun canlı bir tefsiri olan Ra­­sû­­lullah r Efendimizin kadr u kıymetini lâ­yı­­kıyla idrâk eden, fânî hayatını Kurân ve Sün­netin feyizli iklîminde yaşayıp ebedî kurtuluşa nâil olan bahtiyar kulları arasına lûtf u keremiyle kabul buyursun. Âmîn!..
Tahmini Okuma Süresi: 2 sa. 30 dk.Sayfa Sayısı: 88Basım Tarihi: 2014Yayınevi: Erkam Yayınları
ISBN: 9789944836227Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Kitap İstatistikleri

Kitabın okur profili

Kadın% 67.2
Erkek% 32.8
0-12 Yaş
13-17 Yaş
18-24 Yaş
25-34 Yaş
35-44 Yaş
45-54 Yaş
55-64 Yaş
65+ Yaş

Yazar Hakkında

Osman Nuri Topbaş
Osman Nuri TopbaşYazar · 128 kitap
1942 yılında İstanbul Erenköy'de doğdu. Babası Musa Topbaş, annesi de H. Fahri Kiğılı'nın kerîmesi Fatma Feride Hanım'dır. İlk eğitimini Erenköy Zihni Paşa ilkokulunda tamamladı. İlkokul yıllarında özel Kur-an eğitimi aldı. 1953 yılında İstanbul İmam -Hatip Okulu'na girdi. O yıllarda bu okul, Osmanlı'nın ulu çınarlarının bakiyyeleri sayılan M. Celaleddin Ökten, Mahir İz gibi üstadların, Nureddin Topçu gibi Batı’da eğitim almış mütefekkirlerin hocalık yaptığı önemli bir kurumdu. Amcası ve akranı Abidin Topbaş ile bu okulu 1960 yılında tamamladı. İmam-Hatipli yıllarda M. Zekai Konrapa, Yaman Dede (Abdülkadir Keçeoğlu), Ahmet Davutoğlu, Mahmud Bayram, Ali Rızâ Sağman hocalardan da ders aldı. İmam-Hatip yıllarında Üstâd Necip Fazıl'ı tanıdı. Onun yakın çevresinde bulundu, sohbetlerinin müdavimi, Büyük Doğu dergisinin takipçisi, eserlerinin okuyucusu ve de fikirlerinin maddî ve manevî destekçisi oldu. İmam-Hatip Lisesini tamamladıktan sonra bir süre ticaret ve sanayicilik ile meşgul oldu. 1962 yılında askerliğini Siirt-Tillo'da yedek subay öğretmen olarak yaptı. Görevi sırasında gönlüne öğretmenlik sevdası düştü ve insanları eğitmekten ve gençlerle meşgul olmaktan haz alır oldu. Askerlik dönüşü tekrar kendini sanayi ve ticaretin içinde buldu. Ancak o ilim ve hayır hizmetlerinden hiç kopmadı. İlim Yayma Cemiyetinde faal olarak çalıştı. Kendi işyeri bir hayır kurumu ve vakıf gibi, talebelere burs, fukaraya yardım merkeziydi. Ailenin hayır hizmetleri âdeta onun uhdesindeydi. İşyerinden yürüttüğü bu hizmetleri Hüdâyi Vakfının kuruluşundan sonra vakfa taşıdı. Kuruluşuna öncülük ettiği vakfın hizmet ufkunu açtı. Türkî Cumhuriyetler başta olmak üzere bütün akraba ulus ve topluluklardan gelen gençlere de maddi ve manevi destekte bulunarak yetişmelerinde yardımcı oldu. Tarih, edebiyat, dînî ilimler ve şiire ilgisi sebebiyle 1990’lı yıllardan itibaren yazı hayatına başladı. Yayınlanan eserlerinden bazıları şunlardır: 1- Bir Testi Su, İstanbul 1996 2- Rahmet Esintileri, İstanbul 1997 3- Nebiler Silsilesi I- IV, İstanbul 1997-1998 4- Tarihten Günümüze İbret Işıklar, İstanbul 1998 5- Abide Şahsiyetleri ve Müessesleriyle Osmanlı, İstanbul 1999 6- İslam İman İbadet, İstanbul 2000 7- Muhabbetteki Sır, İstanbul 2001 8- İmandan İhsana Tasavvuf, İstanbul 2002 9- Vakıf-İnfak-Hizmet, İstanbul 2002 10- Son Nefes, İstanbul 2003 Kitapları birçok dile çevrilen Osman Nuri Topbaş, bu dillerin konuşulduğu ülkelerden gelen seminer, konferans ve panel tekliflerini kabul ederek, fikirlerini paylaşmakta ve bunu insanlığa hizmet anlayışı içersinde sürdürmektedir. Osman Nuri Topbaş evli ve dört çocuk babasıdır.