Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Alman Ekmeği

Bekir Yıldız

Alman Ekmeği Sözleri ve Alıntıları

Alman Ekmeği sözleri ve alıntılarını, Alman Ekmeği kitap alıntılarını, Alman Ekmeği en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir ulusu ele geçirmek için, ordular göndermeye gerek yok artık. Değerlerini ele geçirince, insanları da ele geçirilmiş oluyor. Aslanlar, orman içlerinde avlanmıyor çağımızda. Su başlarında avlamak mümkün onları. Nasıl olsa, su içmeye geleceklerdir çünkü. Demek oluyor ki, aslanı değil, suyu ele geçirmek gerekir önce. Bunu sezmiş süper devletler de. Böyle yaptılar işte. Emperyalizm dediğimiz, bundan başka nedir, dostum? Geri bırakılmış ülkeleri de yanıltan bu ya. Onlar hâlâ, aslandan önce suyun ele geçirilişine akıl erdiremiyorlar.
Sayfa 34 - Cem YayıneviKitabı okudu
Çocuklar, büyükler gibi ayırmaz dini.
Sayfa 31
Reklam
Kadere inanmamış olsalardı, açlık sorununu memleketlerinde hallederlerdi. Almanya'ya gelmeye gerek kalır mıydı? Bilirsiniz, özellikle köleler, dinlerine ve örflerine bağlı yetiştirilir. Yararlanıyorsunuz bundan da.
Sayfa 97 - Cem YayıneviKitabı okudu
Her parçalanan araba, yeni bir tüketimin ilk habercisi olarak fabrikatörlere doğru, beyaz bir güvercinin ayağına bağlanmış bir trafik kazasının haberini, ne güzel de uçurtmuştur! Ekmeği, tâ buralarda arıyan bizler, kapitalistlere nasıl da pasta yedirir olmuşuz meğer...
Sayfa 72 - Cem YayıneviKitabı okudu
«Tek tek işçilikten kurtulmak değil, işçi sınıfının haklarına sahip çıkmayı öğretmeli, emekçilere.»
Sayfa 120 - Cem YayıneviKitabı okudu
anlaşıldı çarpacak bu kitap beni
Oğlumun taze, onüçlük yüzünü görüyor gibi oluyorum bu sıra. İki yeğenim var. Onlar da bu yaştalar aşağı yukarı. Bütün çocuklar, delikanlılar o yaşta oluyorlar daha doğrusu. Okulda kimisi. Çalışanları var, okumayı sürdürememiş. Küçücük, oyuncak, kitap, defter yaşındaki elleriyle fabrikaların, atölyelerin kapısını açmışlar. Omuz vermişler sonra. Minnacık paralar kazanıyorlar. Emekleri, plastik oyuncaklardan ucuz çünkü. Anayurttaki çocuklarla doluyor, Walldorf sokakları ansızın. Depolardaki benzin, her birinin kanıyla doldurulmuş sanki.
Sayfa 9 - Cem YayıneviKitabı okudu
Reklam
Acıyorum Fadime'ye. Kızmıyorum ama, böylesi yerleri, ev diye kiraya vermiş Almanlara. Sanki memleketimizde daha mı iyi yerlerde oturuyor çoğunluk? Öz ananın sahip çıkmadığı çocuğa, ilgilenmiyor diye, üvey anasına kızmaya kimin hakkı var? Hem, para biriktirmenin başka yolu da yok üstelik.
Sayfa 52 - Cem YayıneviKitabı okudu
Nasıl anlatmalı?
«Savaşın her türlüsü kötü,» diyor, bardağını sehpanın üzerine bırakırken. «Hele kapitalin zorladığı savaşlar. İnsanlar ölüyor, birbirini tanımayan, ama aynı sınıftan olan insanlar ölüyor hep. Oysa kapital kasalarda büyüyor. Yıllardan beri de, yabancı işçiler, ülkelerini bırakıp buralara geliyorlar. Onlara nasıl anlatmalı, hırsızdan, paralarını aldıkları zaman sevineceklerine, düşünmelerinin gerekli olduğunu.»
Sayfa 35 - Cem YayıneviKitabı okudu
Bu, kapitalist ekonominin yeni bir yüzüdür. Başka bir yüzüdür. Ortak Pazar koymuşlar adını. Gülüyor. Sırıtıyor o. Ucuz emeği, ülkesinde avlamak istiyor. Eğitim masrafları için gereken yatırımı, fabrikaya dönüştürmek istiyor. Ham emeği, Almanya'ya taşımak yerine, fabrikaları taşımak istiyor geri bırakılmış ülkelere.
Sayfa 53 - Cem YayıneviKitabı okudu
...ekmekle körebe oynayan bir soydan, daha doğrusu bir ulustan geldiğim, gerçekti ama.
Reklam
Bu sessiz bir savaştır ama bir ulusu ele geçirmek için ordular göndermeye gerek yok artık. Değerlerini ele geçirince insanları da ele geçirilmiş oluyor. Aslanlar orman içlerinde avlanmıyor çağımızda. Su başlarında avlamak mümkün onları. Nasıl olsa su içmeye geleceklerdir çünkü. Demek oluyor ki aslanı değil suyu ele geçirmek gerekir önce. Bunu sezmiş süper devletler de böyle yaptılar işte. Emperyalizm dediğimiz, bundan başka nedir dostum ?
biz ekmeği yerde bırakmayız
Bu arada, ekmek kırıntılarını, masadan yere döküyor Müller'in küçük kızı. Kimse sesini çıkarmıyor. Tedirgin oluyorum ben. Nimeti yerden toplamak istiyorum. Öpüp başıma değdirmek mi amacım yoksa? Biz ekmeği neden öperiz? Yeminlerimizi neden onun üzerine yaparız?
Sayfa 47 - Cem YayıneviKitabı okudu
ekmekle körebe oynayan
Bu, benim sınıfımın kaderi. Köleydim ben. Nasıl bir köle ama? Toprağından zorla sökülüp gemilere kırbaç, silâh gücüyle doldurulup kiloyla satılan bir köle mi? Toprağında, kendi efendilerinin zulmünden kaçmak zorunda olan azap mıydım? Yoksa, pek çok sorunu, ülkemde çözümlemek varken, işin kolayına kaçan bir yanaşma mıydım? Hangisi olursa olsun, ekmekle körebe oynıyan bir soydan, daha doğrusu bir ulustan geldiğim, gerçekti ama.
Sayfa 8 - Cem YayıneviKitabı okudu
Yemekler geliyor. Bakıyor Amerikalı erkek. Sonra, ince uzun bombaya uzanır gibi, masadaki çatala uzatıyor elini. Patlıyor sanki bomba, bombalar. Vietnamlı, Kenyalı, Orta Doğu'lu Arap çocuklarının körpe sinelerinde. Patladıkça, otlar et, etler, en pahalı biftek oluyor. Bir porsiyon da karısına sunuyor Amerikalı. O da yemeye başlıyor bifteğinden. Hıım yapıyor, tadı güzel der gibi. Birbirlerine gülümseyip bitiriyorlar, Vietnamlı, Kenyalı, Orta Doğulu çocukların bombalarla kızartılmış cesetlerini, biftek niyetine.
Sayfa 108 - Cem YayıneviKitabı okudu
Yıllar önce, Otto'yu savaşa katıyor Hitler. Otto'nun bıyıkları taptaze. Bacakları gövdesinde o yıllar. Kesilip çürümemişler henüz. Otto koşuyor savaşa. Ya da koşturuluyor. Ülkeler aşıyor Otto. Ama, uzakta bir ülkeye girerken yaralanıyor. Parçalanıyor iki bacağı birden. Kesiyorlar. Hanna'yı seviyor o. Hanna da onu. Bir bütünün yarısı dönüyor, henüz gelinliği buruşmamış Hanna'nın taze kollarına. Daha çok seviyorlar birbirlerini. Hanna mutlu. Gidenlerin yarısını bile göndermiyor Hitler çünkü.
Sayfa 33 - Cem YayıneviKitabı okudu
94 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.