Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Alman Ekmeği

Bekir Yıldız

En Eski Alman Ekmeği Sözleri ve Alıntıları

En Eski Alman Ekmeği sözleri ve alıntılarını, en eski Alman Ekmeği kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Günümüzde, ileri toplumlar, her zaman savaş durumundadır zaten dost. Almanya'nın şimdi savaşmadığını söyleyebilir misin?" "Nasıl yani?" "Geri bırakılmış ülkelerde savaşıyor, diyebiliriz. Bu sessiz bir savaştır ama. Bir ulusu ele geçirmek için, ordular göndermeye gerek yok artık. Değerlerini ele geçirince, insanları da ele geçirmiş oluyor. Aslanlar, orman içlerinde avlanmıyor çağımızda. Su başlarında avlamak mümkün onları. Nasıl olsa, su içmeye geleceklerdir çünkü. Demek oluyor ki, aslanı değil, suyu ele geçirmek gerekir önce. Bunu sezmiş süper devletler de. Böyle yaptılar işte. Emperyalizm dediğimiz, bundan başka nedir dostum? Geri bırakılmış ülkeleri de yanıltan bu ya. Onlar hala aslandan önce suyun ele geçirilişine akıl erdiremiyorlar."
Sayfa 26 - Cem YayıneviKitabı okudu
Ekmekle Körebe Oynayanlar
Oğlumun, sıra, ince bıyıkları terliyor, titriyor. Bütün oğulların sarı, ince bıyıkları terliyor, titriyor. Anladılar belki de: dünyada azalıyorsa petrol, petrole sahip ülkelerin halkları, haklarını yedirmek istemiyorlarsa eğer, petrolü ele geçirmiş Batılı kumpanyalar adına çöllere gönderileceklerini. Gönderilip vuruşturulacaklarını, yakın bir gelecekte.
Sayfa 8 - Cem Yayınevi / 1979Kitabı okudu
Reklam
Hitler'in Sığınağında Bir Fadime
Bu arada, ekmek kırıntılarını, masadan yere döküyor Müller'in küçük kızı. Kimse sesini çıkarmıyor. Tedirgin oluyorum ben. Nimeti yerden toplamak istiyorum. Öpüp başıma değdirmek mi amacım yoksa? Biz ekmeği neden öperiz? Yeminlerimizi neden onun üzerine yaparız? [...] 《Çocukların ekmekleri döküyor Müller.》 《Olsun.》 《Bizde günahtır, bilirsin.》 Gülümsüyor Müller. 《Yoksulluktan,》 diyor. 《Bir de emekten. Emektir öpülen aslında. Sen, makinaya saygısız Alman gördün mü hiç? Yarattığına, meydana getirdiğine bağlı oluyor insanlar.》
Sayfa 33 - Cem Yayınevi / 1979Kitabı okudu
Hitler'in Sığınağında Bir Fadime
Tartışmayı izleyen milyonlarca televizyon seyircisini görüyor gibiyim. Sonucu bekliyorlar, içkilerini yudumlarken. Çoğunun göremediği bir yüz görünüyor bu sıra. Bu, kapitalist ekonominin yeni bir yüzüdür. Ortak Pazar koymuşlar adını. Gülüyor. Sırıtıyor o. Ucuz emeği, ülkesinde avlamak istiyor. Eğitim masrafları için gereken yatırımı, fabrikaya dönüştürmek istiyor. Ham emeği, Almanya'ya taşımak yerine, fabrikaları taşımak istiyor geri bırakılmış ülkelere.
Sayfa 39 - Cem Yayınevi/ 1979Kitabı okudu
“Toprak kaybımız çok oldu oysa sınırlarımız yerli yerinde...”
“... Yıllık izinlerini kullanıyorlar. On gün, yirmi gün, otuz gün çalışmayacaklar. Marklarını harcayacaklar. Orman içlerine, göl kenarlarına gidiyorlar. Sürekli çalışmadan ötürü su kaynatan motorun bir süre dinlendirilmesi gibi...”
Reklam
"Günümüzde, ileri toplumlar, her zaman savaş durumundadır zaten dost. Almanya'nın şimdi savaşmadığını söyleyebilir misin?" "Nasıl yani?" "Geri bırakılmış ülkelerde savaşıyor, diyebiliriz. Bu sessiz bir savaştır ama. Bir ulusu ele geçirmek için, ordular göndermeye gerek yok artık. Değerlerini ele geçirince, insanları da ele geçirmiş oluyor. Aslanlar, orman içlerinde avlanmıyor çağımızda. Su başlarında avlamak mümkün onları. Nasıl olsa, su içmeye geleceklerdir çünkü. Demek oluyor ki, aslanı değil, suyu ele geçirmek gerekir önce. Bunu sezmiş süper devletler de. Böyle yaptılar işte. Emperyalizm dediğimiz, bundan başka nedir dostum? Geri bırakılmış ülkeleri de yanıltan bu ya. Onlar hala aslandan önce suyun ele geçirilişine akıl erdiremiyorlar."
ekmekle körebe oynayan
Bu, benim sınıfımın kaderi. Köleydim ben. Nasıl bir köle ama? Toprağından zorla sökülüp gemilere kırbaç, silâh gücüyle doldurulup kiloyla satılan bir köle mi? Toprağında, kendi efendilerinin zulmünden kaçmak zorunda olan azap mıydım? Yoksa, pek çok sorunu, ülkemde çözümlemek varken, işin kolayına kaçan bir yanaşma mıydım? Hangisi olursa olsun, ekmekle körebe oynıyan bir soydan, daha doğrusu bir ulustan geldiğim, gerçekti ama.
Sayfa 8 - Cem YayıneviKitabı okudu
anlaşıldı çarpacak bu kitap beni
Oğlumun taze, onüçlük yüzünü görüyor gibi oluyorum bu sıra. İki yeğenim var. Onlar da bu yaştalar aşağı yukarı. Bütün çocuklar, delikanlılar o yaşta oluyorlar daha doğrusu. Okulda kimisi. Çalışanları var, okumayı sürdürememiş. Küçücük, oyuncak, kitap, defter yaşındaki elleriyle fabrikaların, atölyelerin kapısını açmışlar. Omuz vermişler sonra. Minnacık paralar kazanıyorlar. Emekleri, plastik oyuncaklardan ucuz çünkü. Anayurttaki çocuklarla doluyor, Walldorf sokakları ansızın. Depolardaki benzin, her birinin kanıyla doldurulmuş sanki.
Sayfa 9 - Cem YayıneviKitabı okudu
Yıllar önce, Otto'yu savaşa katıyor Hitler. Otto'nun bıyıkları taptaze. Bacakları gövdesinde o yıllar. Kesilip çürümemişler henüz. Otto koşuyor savaşa. Ya da koşturuluyor. Ülkeler aşıyor Otto. Ama, uzakta bir ülkeye girerken yaralanıyor. Parçalanıyor iki bacağı birden. Kesiyorlar. Hanna'yı seviyor o. Hanna da onu. Bir bütünün yarısı dönüyor, henüz gelinliği buruşmamış Hanna'nın taze kollarına. Daha çok seviyorlar birbirlerini. Hanna mutlu. Gidenlerin yarısını bile göndermiyor Hitler çünkü.
Sayfa 33 - Cem YayıneviKitabı okudu
94 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.