Bir yerde şöyle bir şey okudum: Üşüyüp ısınmak da bir nimettir. “Soğuk” insanın içinde olmasın... Soğuk insanın içine işlediyse, hiç kimse, hiç bir şey kâr etmiyor o saatten sonra. O soğuğu bir kere hisseden, bir daha ısınır mı bilmiyorum. Açıkçası bir şeyi merak edecek olsaydım o kesinlikle bu olurdu. Kırılan bir kalp bir daha sever mi gerçekten?
Roman hastanede başlıyor. Geçmişe doğru gidildikçe alocuk (telefon dolandırıcılığı gibi bir sey) ile yaptığı dolandırıcılıkları anlatılıyor. Sadece bununla sınırlı değil akla hayale gelmeyen bir sürü şeyde var.. Hastaneye düşüşe de bu yoldan kazandığı para ile bir bara ortak oluşu ve o barı haraca bağlamak isteyen Can'ın silahlı saldırısı sonucunda oluyor..
Tilki lakabı da yine bu yola girmesine vesile olan amcasından kalıyor..
Bir zamanlar dolandırıcılık ile fevkalade yaşadığı hayatı bakım veren olmaksızın sürdüremeyeceği bir yaşama dönüşüyor..
Yazar burda bence yaşadığınız hayat nasıl öleceğinizi belirler ilkesinden ilerlemiş gibi..