En Eski Amat kitaplarını, en eski Amat sözleri ve alıntılarını, en eski Amat yazarlarını, en eski Amat yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İlk kez öldürdüğünde bir değil sanki bin kişiyi öldürmüş gibi olursun. Yeni doğmuş ve annesi tarafından emzirilen o bebeği öldürmüşsündür. Babasının başını okşadığı o çocuğu da, bir genç kıza aşkını ilan eden o delikanlıyı da zavallı bir kadının kocasını da, savaş giderken ailesi tarafından uğurlanan o masumu da... bütün bu kişileri öldürmüş olursun. İkinci kez birini öldürdüğünde alt tarafı bir tek kişiyi öldürmüşsündür. Üçüncü kez ise kimseyi öldürmüş sayılmazsın.
"Öyle bir kadın olsun ki, iri ela gözleri bir ceylanın ki kadar masum ve bir o kadarda ürkek olsun; ölüm onları kapatsa bile kendine aşık bir zavallıya sevgiyle baksın. Saçları, gökyüzünden denize dökülen ay ışığı gibi esrarengiz ve gece kadar siyah olsun. Kiraz gibi dolgun ve biçimli dudaklarında öyle bir tebessüm olsun ki zavallı aşığının kalbi ısınsın."
İhsan Oktay Anar'ın, o kendine has masalsı anlatımıyla insanı farklı bir dünyaya götüren güzel bir romanı daha. Denizcilik terimlerinin fazlaca kullanıldığı ve bir yandan bunların anlamlarını öğrenerek okumak istememden dolayı, benim için sürükleyicilik açısından diğer Anar romanlarının biraz gerisinde kalsa da, yazarın diğer kitaplarını okumuş ve yazın diline aşina olanların bunu sorun edeceğini sanmıyorum.
ihsan Oktay anar dili öyle etkileyici kullanıyor ki, insanın denizci olası, o maceralara katılması gelmiyor değil. ayrıca kitap sayesinde birçok denizcilik terimi de öğrenmiş bulunmaktayım ve bu öğrendiğim kelimeleri günlük hayatta özellikle kullandıkça daha da mutlu oluyorum.
İhsan Oktay Anar'ın (Puslu Kıtalar Atlası'ndan sonra) okuduğum ikinci kitabı oldu Amat. Doğrusu yine zorlandım hikayenin içine girmekte.
Ama anladım, İhsan Oktay Anar'ın o cümleleri olabildiğince uzatan, içiçe geçiren, böylece okuyucuyu da (kendisini hikayeye tam olarak vermesi şartıyla) bir anlamda kitaba bağlayan üslubunu seviyorum, ama kullandığı (çoğu anlatılan konulara ve ortamlara özel terminolojiden olan) onlarca, hatta yüzlerce özel kelimenin dili ağırlaştırmasını pek sevmiyorum.
Uzun lafın kısası, bu kitabını pek tutmadım. Bana ağır geldi diyeyim.
İhsan Oktay Anar'ı sevmemi sağlayan kitap :)
Başlamak için Amat veya Puslu Kıtalar Atlası tavsiyedir. Bir solukta okuyacağız , sarsıcak ve etkileyecek tarzda bir kitap.
235 sayfalık bir rüya
Denizcilik terimlerini bilmeden okuduğunuzda biraz zorlansanız da öğreniyorsunuz.. -ki zaten ihsan efendinin öyle bir anlatımı var ki her şeyi biliyorsun da sanki kitabın içindesin hissi yaratıyor yine, yeniden..
bir kokuyu insan nasıl böyle güzel tasfir edebilir ki o kokuyu duyup elini burnuna götürür yüzünü buruşturur insan..o kırbaçları kendi sırtında hisseder.
Okunmayan, seyredilen kitap. hakikaten kitabı sanki film seyreder gibi seyrettim. hatta o kara bayrağın direğe çivilendiğini, eşek israfil'in borusunu, diyavol'un kemanını duydum; vebalıları gördüm; afyonlu şarabın, kavurmanın tadına baktım; malta'da amat'ı onarırken alnımdan terler aktı.