Amok Koşucusu
Stefan ZweigEn Eski Amok Koşucusu Gönderileri
En Eski Amok Koşucusu kitaplarını, en eski Amok Koşucusu sözleri ve alıntılarını, en eski Amok Koşucusu yazarlarını, en eski Amok Koşucusu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Amok nedir, bilir misiniz?"
"... Bir Malezyalı düşünün; çok sıradan bir adam, çok iyi kalpli... Oturmuş içkisini kendi kendine içmekte. Hiç sesini çıkarmadan bulunduğu yerden etrafa kayıtsız ve yorgun bir şekilde bakıp duruyor; hani ben kendi odamda nasıl oturuyorsam... Ve birden yerinden fırlıyor, hançerini kaptığı gibi sokağa çıkıyor, dümdüz koşuyor, hep dümdüz koşuyor nereye gittiğini bilmeden... Karşısına ne çıkarsa insan olsun, hayvan olsun, o kriz anında hançerini saplıyor; bu kan sarhoşluğu onu daha da kudurtuyor. Koşarken ağzından köpükler saçılıyor; deliler gibi ağlıyor ve uluyor ama o koşuyor, koşuyor, hiç sağına soluna bakmadan; sadece keskin çığlıklar atarak, o kanlı hummasıyla hep dümdüz koşuyor... Köy insanı Amok koşucusunu hiçbir gücün durduramayacağını bilir ama... Bu yüzden o gelirken herkesi uyarmak için 'Amok! Amok!' diye bağırırlar. Ancak o bunları hiç duymadan karşısına ne çıkarsa onu devirip geçer; kuduz bir köpek gibi vurulana ya da ağzından köpükler saçarak yere yıkılana kadar..."
"Denizi izledim; ama deniz hep aynıydı, mavi ve boş."
"Odaya yavaş yavaş akşam doldu, ama o akşamı hissetmedi. Çünkü akşam ağırdan alır. Öğle zamanı gibi küstahça pencereden içeri bakmaz, duvarlardan karanlık sular gibi fışkırır, tavanı boşluğa doğru kaldırır, her şeyi yavaş yavaş alıp sessiz sularının içine karıştırır."
"Kendimi o küçücük olasılıkların ve umutların içinde kaybettim..."
.
.
.
Amok Koşucusu bir roman. Kısa bir roman tabi, benim okuduğum 
Alfa Kitap baskısında 90 sayfa. Bu kitabı uzun zamandır okumak istiyordum ve bu Alfa Yayınları baskısını almak istedim çünkü kapağına bayıldım! Bence çevirisi de gayet iyiydi. .
•
Zweig gemi yolculuklarını seviyor olmalı çünkü bu kitap da bir gemi yolculuğunda karşılaşan iki adamla başlıyor. Biri diğerine kendi hayat hikayesini anlatıyor ve kitabımız bu şekilde başlıyor. .
•
Kitabın arka kapağında "Amok Koşucusu, vicdanı ile gururu arasında sıkışıp kalan bir adamın hikayesidir." yazıyor. Buna inanın çünkü gerçekten de öyle. Bir kadının peşinde yaptıklarını okudukça etkilenmemek mümkün değil. Kitabı okuyunca aslında herkesin içinde bir Amok Koşucusu olduğunu fark ettim. Yine bir Zweig zekasıyla yazılmıştı ve bütün o duyguları size yansıtmayı başarıyor. Sanki o doktor benmişim gibi. Kitabı bitirdikten sonra acaba Zweig da bir amok koşucusu mu diye düşünmedim değil, sonuçta o da intihar etmişti. .
•
Bu kitabı okuyun arkadaşlar. Satranç'tan sonra beni en çok etkileyen Zweig kitabıydı ve ağlamaktan kendimi alamadım. Zaten çok kısa ve çok ucuz. Almamanız için bir sebep de yok ortada.
“.. o saatleri şimdi anlatacak değilim.. zaten tüm bunların üstesinden.. insanın aklını kaçırmadan..nasıl gelebildiğini ben de anlamıyorum..”
Sayfa 63Kitabı okudu
“Tüm hastalıklara karşı alınacak tedbirleri bilen ve sizin ifadenizle yardım etmeyi görev sayan bir hekim için, ölmekte olan bir hastanın yanında hiçbir şey yapamadan oturmak ne demektir, bilir misiniz? Dehşet verici olanı ‘bilmek’ yok mu.. olacakları bilip de yardım edememek, elinden hiçbir şey gelmemek; insanın kendi vücudundaki bütün damarları kesip atası geliyor.”
Sayfa 70Kitabı okudu
...yardım etmek için de bu duyguya ihtiyacınız oluyor, karşınızdakinin size muhtaç olduğu duygusuna.
Sayfa 38Kitabı okudu
..insan gençken ateşin ve ölümün hep başkalarını yakaladığını sanıyor.
Sayfa 23 - AlfaKitabı okudu
'Güvenilirliğin koşulu açık konuşmaktır.'
Sayfa 33 - AlfaKitabı okudu