“Amok koşusu?“ Evet, sanırım biliyorum, Malezyalıları etkileyen bir çeşit zehirlenme…“
“Zehirlenmeden fazlası… O bir delilik, bir çeşit insan kuduzu, basit bir alkol zehirlenmesinden çok farklı, ölüm saçan, manasız bir saplantı deliliği. Doğuda geçirdiğim zamanlarda kendim de bir çok vaka çalışmıştım-başka insanlar hakkında bilge ve tarafsız olmak kolaydır ama temelindeki korkunç sırrı asla keşfedemedim. İklimi ile, boğucu hava, sinir sistemine kırılıncaya kadar ağırlık yapan baskın bir atmosfer ile ilgili olabilir… Şimdi şöyle oluyor: sıradan, İyi huylu bir Malezyalı ilgisiz, lakayt, duyarsız bir şekilde içkisini içerek oturuyor… Tıpkı benim odamda oturduğum gibi… Birden ayağa fırlıyor, hançerini kapıyor, dışarıya çıkıp hiçbir yöne bakmadan ileri doğru gidiyor, nereye gittiğini bilmeden sadece ileri. Kris’iyle Karşısına kim çıkarsa çıksın, insan ya da canavar, kesiyor ve bu ölüm saçan cinnet onu daha da dengesiz yapıyor. Koşarken ağzı köpürüyor, bir manyak gibi oluyor… Ama yine koşuyor, koşuyor, koşuyor, sağa sola bakmıyor, acı acı bağırarak kan lekeli Kris’ini savurarak korkunç şekilde ilerliyor. Köyün insanları hiçbir adamın bir amak koşucusunu durduramayacağını biliyor ‘Amuk! Amok!‘ Ve herkes kaçıyor… Ama o duymadan, görmeden karşılaştığı her şeyi indirerek koşuyor… Taki kuduz bir köpek gibi vurulana ya da kendi kendine ağzı köpürerek bayılana kadar.