Öne Çıkan Ana Hatlarıyla Türk Şamanlığı Gönderileri
Öne Çıkan Ana Hatlarıyla Türk Şamanlığı kitaplarını, öne çıkan Ana Hatlarıyla Türk Şamanlığı sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Ana Hatlarıyla Türk Şamanlığı yazarlarını, öne çıkan Ana Hatlarıyla Türk Şamanlığı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Üstümdeki tozu, pisliği atıp kendime gelme amacıyla okuduğum, Şamanlık ile ilgili yazılan en kapsamlı kitaplardan biri. Verilen bilgiler son derece ufuk açıcı, genel anlamda konuyla alakalı bir aydınlanma yaşıyorsunuz; en azından benim kadar cahilseniz.
Şamanlığın; ne olduğunu, ne olmadığını öğrenmemiz gerektiğini düşünüyorum. Malum, Avrupalılar
Şamanlığın inanç ve geleneklerimiz üzerinde ne kadar etkisi bulunduğunu uzun bir süredir merak etmekteydim. Şimdiye kadar internet ortamında karşıma çıkan bilgiler batıl inanç ve kullanmış olduğumuz isimler üzerinde yoğunlaşmaktaydı. Daha sağlıklı bilgiye ulaşmak amacıyla konusunda uzman bir yazardan Fuzuli Bayat’tan Şamanlığın ne olduğunu, ayrıca
Başlığın esas kısmı, üç karış uzunluğunda kırmızı kumaştan, astarı ise kaba kumaştan olur. Etrafına da üç düğme dikilir. Papağın bazı yerlerine - göz, alın ortası ve ense hizasına vaşak derisi dikmek de gelenktendir. Başlığın üç kısmı olduğundan ona "üç üyelüü kus pörük" adı verilir. (İslamiyeti kabul eden Oğuzların sonradan başlarına kırmızı börk giymeleri ve Kızılbaş diye adlanmaları, Safevi hanedanın kurulmasında önemli askeri güç oluşturmaları Şamanlığın halk sufizmi şeklinde varlığını sürdürdüğünü göstermektedir.)
Yakutlarda olduğu gibi Orta Asya'da da yalnız Şamanlar değil, demirciler de Davud'u saygıyla anar, onu sanatlarının koruyucusu olarak görür ve "Hazreti Davud Aleyhüsselam" diyerek işe başlarlardı.
Şamanlık, dinle ilgilidir, ancak din değildir; o hekimlikle ilgilidir, ancak hekimlik de değildir; Şamanlık güzel sanatlarla, folklorla ilgilidir, ancak bütün noktalarda onlarla ayniyet oluşturmaz. Ayrı ayrı kültür ürünleri ile yakınlık ve benzerlik oluşturan Şamanlık, kültürün özel bir birikimi niteliğinde olup, yeni bir olgudur ki, ne dinle, ne folklorle, ne de tıpla bağdaşmaktadır. Ayrıca Şaman, bütün dinî merasimlerin ve dinî yaşamın tek icracısı ve yönlendiricisi de değildir.