Anna Karenina kitaplarını, Anna Karenina sözleri ve alıntılarını, Anna Karenina yazarlarını, Anna Karenina yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu kitabı lev tolstoy hakkında biraz bilgi sahibi olarak şöyle yorumluyorum.
Tolstoy, hayatın ve yaşamın anlamını sorgulamış ve aydınlanmış biri olarak, bu kitapta soylu, zengin ve bürokrasi kesiminin iğrenç bulduğu; inanç, Düşünce, yaşam, davranış ve duygularını yerden yere vurmuştur.
Karakterlerin tamamı tatminsiz, şüpheci, kibirli, çıkarcı, doyumsuz hatta duygu ve düşünceleri paranoyak kişilikler.
Karekterlerin bazıları; kötü, az kötü ve daha az kötü karakterler, içlerinde normal insanla karşılaşmak çok zor :) Normal olan insanlar sadece köylüler! kitabı okuyanlar ne demek istediğimi anlamıştır.
Yazar; insanlığın, inançların, gerçek sevginin, ahlakın olmadığı bir toplum hayatının asla huzur getiremeyeceğini anlatmış.
Çok uzun sürecek analize girmeyip roman/kitap hakkında söyleyeceklerim aşağıda.
Anna ve Vronski arasındaki hiç bir din ve ahlak ölçüsü olan toplumlara uymayan bir ilişkinin öyküsü.
Evli ve çoçuğu olan Annaya, ilk görüşte tutulan delikanlının arasında yaşanan tutkunun (aşk değil) hikayesi, romanda aldatan aldatana! Bu ilişki yüzünden zarar gören iki gencin tekrar bir araya gelmesi ve evlenmesi, Anna'nın ruh sağlığının bozulup intihar etmesi Vronski'nin yıkılmasını anlatıyor. Bu son kimine göre; etme bulma, hak ettiğini buldu, ilahi adalet.
Akıcı bir roman ama bazı yerlerde çok aşırı betimlemeleri var bu da yazarın okuyana olayı geçirme isteği.
Anna KareninaLev Tolstoy · Sentez Yayıncılık · 200939,1bin okunma
Anna üsteledi:
"Hayır, hayır durumum konusundaki düşüncelerini söyle bana. Benim hakkımda ne düşünüyorsun?"
"Hiçbir şey düşünmüyorum. Seni seviyorum, her zaman da sevdim. İnsan birini seviyorsa, onu olduğu gibi seviyor demektir; olmasını istediği gibi değil."
Düşünceleri yoğunlaştıkça, yaşam kav ramında küçük bir ayrıntıyı gözden kaçırmış olduğunu açıkça görüyordu. Kaçınılmaz olarak her şeye son veren ölüm. Öyleyse her şey boştu.
Anna ona gerektiği gibi cevap verebilmek için aklının bütün gücünü topladı. Ama cevap vereceği yerde, aşk dolu bakışlarını ona çevirdi, sesini çıkarmadı.
"Tamam," diye düşündü coşkuyla Vronski. "Umutsuzluğa kapılıp her şeyin bittiğini düşünürken, neler oldu. Beni seviyor! Bakışları bunu anlatıyor!"
"Haydi, bunu benim için yapın! Bu sözcüğü hiç söylemeyin bana, dost olalım," dedi Anna. Ama bakışları bambaşka şeyler söylü yordu.
"Biz dost olamayız, bunu sizde biliyorsunuz. Ama en mutlu, ya da en mutsuz insanlar oluruz biz. Size bağlı bu."
Anna bir şey söylemeye çalıştı ama Vronski onun sözünü kesti:
"Tek bir şey istiyorum; şimdi olduğu gibi ümit etmek ve acı çekmek hakkını. Eğer bu olanaksızsa bana aradan çekilmemi söyleyin, çekip giderim. Varlığım sizin için katlanılmaz bir durum yaratıyorsa, beni bir daha görmezsiniz."
"Aşk mı? Ne çağdışı bir düşünce! Bugün aşkı kim düşünür?" dedi elçinin karısı.
"Ne yaparsınız, bu eski aptalca moda hâlâ geçerliliğini yitirmedi," dedi Vronski.
"Bunu uyguluyanlara çok yazık! Mantık evlilikleri kadar mutlu olan evlilikler yok."
"Öyle ama böyle evliliklerde mutluluk, kabul etmediğimiz aşk ortaya çıkınca çoğunlukla toz gibi dağılır gider!" dedi Vronski.
"Ama mantık evliliği dediğimiz şey, her iki tarafın da çoktan aşktan bıktığı zamanki evliliklerdir. Kızıl hastalığı gibidir bu, geçir mesi gerekir insanın."
"Demek ki kızılda olduğu gibi, aşkın da aşısını bulmak gerek."
Liberal Parti, Rusya'da her şeyin kötü gittiğini iddia ediyordu Evliliğin modası geçmiş bir kurum olduğunu, bu alanda reform yapılması gerektiğini savunuyordu. Din; okur yazar olmayan, sıradan ve cahil insanlar için frenden başka bir şey değildi.