Annem İçin

Selim İleri

Sayfa Sayısına Göre Annem İçin Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Annem İçin sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Annem İçin kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mazbutluk üzerine kurulu bu hayatlar, kim bilir ne kadar şiddetli iç fırtınalarla sarmaş dolaştı.
Saçı-başı dağınık, eteği buruşuk, kaşlarında ak kıllar belirmiş, dudakları çatlak çatlak, doktoru süzüyordu annem. Dinliyor mu? Seziyor mu? Bilmiyorum. Dinlemiyorsa, algılamıyorsa, gözlerindeki o camı andıran, sonra yavaşça biriken, dolan, yuvasına sığamayarak taşan yaşların, gözyaşlarının nedeni nasıl açıklanır? Niçin yazdığımı bilmiyorum bunları. (...)" Niçin yazdığımı biliyordum gerçekte. Annemin hastalığı dünyaya bakışımı çok değiştirdi. Buna ileride değineceğim. O sıralar annemden, daha doğrusu "hasta" annemden bir acıdan kaçarcasına kaçmak istiyordum. Hastalık ve sonuçları dayanılamayacak kadar allak bullak ediciydi. İnsan böyle bir durumda en yakınına -ne yazık ki- kolay katlanamıyor.
Reklam
Garip sonsuz bir yolculuk gibi geliyor bana annemin ölümü. Ölüm konusundaki bu beylik tanımlamayı, nicedir somut bir gerçeklik gibi hissediyorum. Sonsuz bir yolculuğa çıkmış bir insanı, ne kadar uğraşırsam uğraşayım, didinirsem didineyim, kâğıt üstünde bir türlü yaşatamıyorum.
O taslaktan yola çıkarak sayfalarca ve defalarca yazmıştım. Yığınla anı, bilgi, olay, sorun çıkıyordu karşıma. Süheyla İleri hepsini tek tek yaşamış ve duyumsamıştı. Gelgelelim yazdığım her şeyden yapaylık akıyordu. Annemin acıları, bir insanın gerçek acıları kâğıt üstünde hiç de etkileyici gelmiyordu bana. Annemi bir roman kişisi gibi görmem herhalde olanaksızdı.
Garip sonsuz bir yolculuk gibi geliyor bana annemin ölümü.
Beyaz, pembe, krem rengi uzun bahçelerde dolaşan manolya ağaçlarının altındaki o genç kızın hülya dünyasını hissetmiyor değilim. Orada da apayrı bir roman yatıyor. Bu dünya ve bu dünyanın var ettiği ölümcül karşıtlıklar..., içe atılmış gözyaşları... gözyaşlarından her zaman etkilendim. Sonra başkaları ne der... kaygısı, yasaklar, töre... daima bu yaşama biçiminin değişmesi için yazdım. Fakat annem de kemikleşmiş toplum yapısının insanıydı. Bir gün, babamın anlayışsızlığından, kendi evlilik talihinden yakınırken ağzından kaçırdığı bir başka masum, hattâ zavallıca bir gönül serüveni söz konusuydu. Kimdi o genç adam? Mahallelerinde oturuyordu. Ata biniyor ve o da keman çalıyordu. Çok yakışıklıymış.
Reklam
83 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.