Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hatıralar ve Hatıratlar

Arasokakların Tarihi

Dücane Cündioğlu

Arasokakların Tarihi Gönderileri

Arasokakların Tarihi kitaplarını, Arasokakların Tarihi sözleri ve alıntılarını, Arasokakların Tarihi yazarlarını, Arasokakların Tarihi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu yazıyı, Russell'in kendi Yaşantı'sınca doğrulanan bir uyarıyla bitirelim: Aptallar cennetinde yaşayanların mutluluğunu kıskanma. Çünkü o ancak bir aptala mutluluk gibi gelir.
Sayfa 192 - Kapı Yayınları / kabristanın yüzü / aptallar cennetinde işin ne?Kitabı okudu
Bir defa mütefekkir ile sanatçı arasındaki farkın ne olduğu sorulmuştu da şöyle demiştim: — Sanatçı eyler ama eylediğini açıklayamaz; mütefekkir ise eylemez ama eyleneni açıklar.
Sayfa 186 - Kapı Yayınları / kabristanın yüzü / müzisyen hatıralarıKitabı okudu
Reklam
Siz hiç müzisyenin akıllısına rastladınız mı? Şahsen çok rastladım, lâkin -açıkça söylemek gerekirse- böylelerinden hiç de hazzetmedim; zira ben sanat'ın kaynağının sanat-eseri'nden önce 'sanatçı' (Hz. İnsan) olduğuna ve dahi sanat-eseri ile sanata özgü sıradışılığın kökeninde sanatkârın sıradışılığının bulunduğuna inanırım. Heidegger her ne kadar "Sanatçı sanat-eserinin, sanat-eseri de sanatçının kökenidir" (Der Künstler ist der Ursprung des Werkes. Das Werk ist der Ursprung des Künstlers) demiş olsa da.
Sayfa 184 - Kapı Yayınları / kabristanın yüzü / müzisyen hatıralarıKitabı okudu
Sadrazam Talât Paşa birgün aylak aylak dolaşan ve parası-pulu olmayan Neyzen Tevfik'e güya iyilik yapmak niyetiyle "Gel seni devlete memur olarak alalım" der. Neyzen de "Niçin?" diye sorar. Talât Paşa "Niçin'i var mı, iş güç sahibi olursun, para kazanırsın" diye cevap verir. Konuşma şöyle devam eder: — Peki
Sayfa 177 - Kapı Yayınları / kabristanın yüzü / neyzen'in neyi var / *Neyzen Tevfik gerçekten de göğsüne Hiç yazılı bir kağıt asar, öyle dolaşırdı.Kitabı okudu
Prof. Terzaghi, Doğu'yu olgun yaşlılara, Batı'yı ise aklı havada gençlere benzetip gülünç durumlara düşmedikçe birbirlerini taklid edemeyeceklerini söylüyor ki elhak doğrudur. Nitekim Batı'yı taklid ettik ve hâlâ ediyoruz; bu nedenle kendimizi gülünç durumlara düşürdük ve hâlâ düşürüyoruz. Kendimize sadık kalmadık, sadık kalmak konusunda bir iradenin sahibi olmadık; zira inad etmedik, direnmedik, reddetmedik ve hâlâ etmiyoruz. Hal böyleyken şaşılası bir biçimde "sâlim ve sâkin bir menzile ulaşmak" iddiasını da sadedilâne tekrarlayıp duruyoruz. Kendisi (gibi) olmayı beceremeyenlerin başkası (gibi) olmayı beceremeyecekleri tecrübeyle sabit bir hakikattir. Binaenaleyh kendimize sadık kalmadıkça, kendimiz olmayı, kendimiz gibi davranmayı önemsemedikçe, Prof. Terzaghi'nin işaret ettiği sonuçla karşılaşmak kaçınılmaz gibidir. Nitekim Alman taklidi, Fransız taklidi, Amerikan taklidi uygarlık yaratmaya çalışanların, bu amaçlarına istedikleri düzeyde ulaşamadıkları hakikatini akl-ı selim sahibi herkes teslim edecektir.
Sayfa 144 - Kapı Yayınları / cumhuriyet hatıraları / cumhuriyet ve muhafazakâr türklerKitabı okudu
cumhuriyet ve muhafazakâr türkler
Prof. Dr. Karl Terzaghi (1883-1963), Avusturya kökenli bir Amerikalı. Harvard'da hocalık yapmış. Zemin mekaniğinin yaratıcısı olarak kabul ediliyor. 1916-1925 yılları arasında İstanbul'da bulunmuş ve ders vermiş. Kendisi 22 Ekim 1925'te Boston'da Twentieth Century Club'da bir konferans verir ve bu konferansında
Sayfa 142 - Kapı Yayınları / cumhuriyet hatıraları / * Karl Terzaghi, Türkiye Anıları, "Tarih ve Toplum", sy. 128, s. 37, Ağustos, 1994Kitabı okudu
Reklam
gösterenler anlamını yitirdiğinde, gösterilenler de bir şekilde anlamını yitiriyordu.
Sayfa 137 - Kapı Yayınları / cumhuriyet hatıraları / baban da mı şapka giyerdi?Kitabı okudu
İnkilâb Hareketleri Neden Oldu, Nasıl Oldu? Kazım Karabekir Paşa'nın anılarının orijinal metni, bu adı taşıyordu. Ne var ki Uğur Mumcu bu anıları, Kâzım Karabekir Anlatıyor başlığıyla önce 10-29 Haziran 1990 tarihleri arasında Cumhuriyet gazetesinde tefrika etti, daha sonra da yine aynı başlıkla Kasım 1990'da kitap halinde yayımladı.
Sayfa 125 - Kapı Yayınları / cumhuriyet hatıraları / açıklan(ma)mış anılarKitabı okudu
mustafa kemal cumhuriyetinin imamı
Dinozor sözcüğünün sıkça ve biraz da keyifle kullanıldığı günlerde, İsmet Özel'le İsmail Kara'nın Kanal 7'deki söyleşilerinden birinde İsmet Özel, dinozor denilen hayvanın olumsuz bir niteleme için seçilmesine tarizen olsa gerek, bu hayvan türünü gergedan'la (rhinoceros inducus) karşılaştırmış ve aşağı-yukarı şöyle
Sayfa 119 - Kapı Yayınları / cumhuriyet hatıraları / * Bu yazının ilk yayımlandığı tarihte Mina Urgan hayattaydı.Kitabı okudu
Kalpten gelen sözler, kalbi olanları hep etkilemiştir ve muhakkak ki yine etkiler. İhlas, dini Allah'a hâlis kılmak, O'nun murakabesinden gafil olmaksızın hareket etmektir. Oysa bizler ihlası kalplerimizden çıkardık, onu holdinglere isim yaptık. Ve en nihayet ceplerimiz doldu ama kalplerimiz boşaldı. Sözlerimiz kalplere tesir etmiyor; zira sözlerimiz kalbî değil! Siyasi iradenin hodgâmlığı bizlerin hodgâmlığının bir neticesi. Suçu başkalarında aramakta ne mânâ var? İnandıklarımızı inandıklarımıza yaraşır bir ihlâsla söylemedikçe, söyleyemedikçe kimlerden ve niçin anlayış bekleyeceğiz?
Sayfa 115 - Kapı Yayınları / cumhuriyet hatıraları / atatürk ve beykozlu imamKitabı okudu
Reklam
Büyükelçi Morgenthau'nun Öyküsü'nün Perde Arkası adlı detaylı değerlendirmesi 1991'de İsis Yayınları tarafından neşredildi ve kamuoyunda değilse bile Amerikan diplomatik çevrelerinde etkili oldu. Bizim ilim geleneğimizde tahkik terimi "isbat'ul-mesele bi'd- delil" (bir meselenin kanıt yoluyla ispatı); tedkik terimi ise "isbat'ud-delil bi'd-delil" (bir kanıtın kanıtla ispatı) olarak tanımlanır. Lowry'nin araştırması, bu tanımlar dolayımında sadece tahkik ve tedkik değil, tenkid olarak da adlandırılmayı da hak ediyor. Çünkü büyük emekler sarfedilmek suretiyle ortaya çıkan bu eser, tam anlamıyla tahkik ve tedkike bağlı bir tenkid.
Sayfa 110 - Kapı Yayınları / meşrutiyet hatıraları / bir amerikan büyükelçisinin hatıratıKitabı okudu
eyvah artık geceleri uykularımız kaçmaz oldu
I. Cihan Harbi'nde Almanların Balkan Bölgesi Komutanı Mareşal Von Mackensen İstanbul'a gelir. Padişah, Mareşal'ın şerefine bir ziyafet verecektir. Başyaver Salih Paşa ziyafete katılacak kimselerin listesini hazırlamak amacıyla Mareşal'e mihmandarlık yapmakta olan Fahrettin Altay'dan ziyafette bulunacak zevâtın isimlerini
Sayfa 92 - Kapı Yayınları / meşrutiyet hatıraları / * Fahrettin Altay, On Yıl Savaş (1912-1922) ve Sonrası, s. 117-118, İstanbul, 1970Kitabı okudu
Hikâyeyi, Bern Büyükelçisi Taner Baytok'un kitabından özetleyerek aktarıyorum... Bir diplomatımız eşiyle birlikte Selanik'e gitmek için Yunan sınırına gelirler. Sınır kapısından geçiş uzayınca, bir otelde kalmaya karar verirler ve mecburen yolları bir köye düşer. Köyün meydanındaki kahvehanede otururlarken, yan masada, kendilerinin
Sayfa 89 - Kapı Yayınları / meşrutiyet hatıraları / bu toprakların hikayesiKitabı okudu
Büyük müfessirimiz Elmalılı Hamdi, "Mektebde coğrafya okuduğum zamanlar Arabistan'ı bizim diye belledim" diyordu ama bizler kendilerinin bu sızlanışını ne yazık ki duyamadık yıllarca. Duyamadık, çünkü böylesi bir sızlanışa tahammül edemeyenler, 1935'te yayımlanan Tefsir'inin mukaddimesinden bu cümleyi çıkarıp atmışlardı.
Sayfa 89 - Kapı Yayınları / meşrutiyet hatıraları / bu toprakların hikayesiKitabı okudu
Çoğu kimsenin ilgisini çekmeyeceğini bile bile tarihin bu tozlu sayfalarını karıştırmamın nedeni, sözü Hasan Amca'ya getirmek. Hasan Amca ya da nâm-ı diğeri Çerkes Hasan. Kim bu zât? Prens Sabahattin ekibi içerisinde yer almış genç bir yurtsever, heyecanlı bir militan, heveskâr bir ihtilalci, yaşlı, bıkkın ve fakat her halukârda geçmişiyle
Sayfa 85 - Kapı Yayınları / meşrutiyet hatıraları / rol bâki, oyuncular fâni / * Alpay Kabacalı, Bir İhtilâlcinin Serüvenleri, s. 50, İstabul, tsz. (Hasan Amca destanına mütevazı bir katkı için ayrıca bkz. Müfid Ekdal, Eski Bir İhtilalciden Dinlediklerim, İstanbul, Kitabı okudu
167 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.