Arena Kraliçesi

Abdullah Ziya Kozanoğlu

En Beğenilen Arena Kraliçesi Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Arena Kraliçesi sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Arena Kraliçesi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bizans bir milletler, dinler, diller kazanıydı. Devletin yürüten saray Latince konuşur, arada bir üçlü, arada bir de tek Allah inanışına kayar, rüzgara göre inanç değiştirirdi. Ordu Ermenice konuşur, doğululara vergi bir sofuluk içinde Hz İsa' nın peygamberliğine inanır, bu inanışa uymayanları ucu kurşunlu kırbaçlarla döver, kaynar sularda diri diri boğarlardı. Sokaklarda halk eski Yunanca' nın soysuzlaşmış yeni bir örneği olan Rumca konuşurdu. Hipodrom' da seyisler araba koşucuları İslav dili, Boşnakça, Tükçe konuşur, hatta Hipodrom' a Türkçe "At Meytani" derlerdi. Bütün millet Latince dua eder, Rumca sevişir, Ermenice kavga eder, Türkçe küfür ederdi."
Yoksulluk insanları sonsuz saadetin bulunduğu söylenen cennete doğru sürüyordu...
Reklam
Narses, kimseden izin almadan ileri atıyor, ortaya da birşeyler atıyor ve attığı yeni buluşu ile de toplumu avliyordu. Antik Yunan edebiyatında böyle adamlara DEMAGOK denilerek küçük görülüyordu. Ama Bizans, aslinda ne Yunan, de Roma uygarlığının hürriyetinden tiyatrosuna, dininden felsefesine kadar her şeyine karşı bulunduğundan halkı avlaysn, aldatan böyle adamlara önem veriyordu.
"Bizans bir milletler, dinler, diller kazanıydı. Devletin yürüten saray Latince konuşur, arada bir üçlü, arada bir de tek Allah inanışına kayar, rüzgara göre inanç değiştirirdi. Ordu Ermenice konuşur, doğululara vergi bir sofuluk içinde Hz İsa' nin peygamberliğine inanır, bu inanışa uymayanları ucu kurşunlu kırbaçlarla döver, kaynar sularda diri diri boğarlardı. Sokaklarda halk eski Yunanca' nın soysuzlaşmış yeni bir örneği olan Rumca konuşurdu. Hipodrom da seyisler araba koşucuları İslav dili, Boşnakça, Tükçe konuşur, hatta Hipodrom' a Türkçe "At Meytani" derlerdi. Bütün millet Latince dua eder, Rumca sevişir, Ermenice kavga eder, Türkçe küfür ederdi."
Sanki yer gök inliyordu. Bu çıplak, iki arşın bez ile bile vücutlarını kapamayan dağda kalmış, çakal kursakları gibi boş kursaklarına iki zeytin tanesi indiremeyen halk, altın ve ipek kuşanmış imparatorlarını alkışlıyorlardı.
NİKA İHTİLALİ
Teodora kocasının önüne geçti, kollarını açtı. Tarihlere geçen şu sözleri söyledi: - «Sezar!.. Roma İmparatoru olmakla övünen büyük Jüstinyen ve siz onun büyük kumandanları olmakla övünen Belizer'ler, Mundos'lar... Dünyaya gelmiyebilirdiniz... Fakat bir kere dünyaya geldikten ve bu yerlere yükseldikten sonra ölüm süz olarak kalmak zorundasınız... Namınız ölümsüz kalacak ve elbette bedeniniz ölecek... Fakat bir insanın adi bir köylü iken İmparatorluğa yükseldikten sonra tekrar köyüne doğru kaçarken öldürülmesini çok iğrenç buluruz... Kaçmak istiyorsun... Sezar, Roma Kıralı adı altında kaçacaksın... Bir adi hırsız gibi ceplerin milletin haznesinden devşirilmiş altınlarla dolu, gemilerin seni bekliyor... Denizler sarılmamış... Kaçmak ne kolay... Fakat kaçan gemiye ayak basarken bir İmparator iken denize yelken açtığı andan itibaren âdi bir hırsızsın... Seni gemideki öbür hırsızlar hemen oracıkta gebertip soyacaklar. Ve bu hırsızlıklarından, cinayetlerinden senin kadar da suçlu sayılmıyacaklar. Bir İmparator için en güzel kefen kaçan gemi erin branda bezleri değil, İmparatorluğun kırmızı kadifeli mantosudur... Öleceksen burada kırmızı manto sırtında altın tacın başında öl, Sezar...»
Reklam
11 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.