Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Artı- Değer Teorileri

Karl Marx

Artı- Değer Teorileri Sözleri ve Alıntıları

Artı- Değer Teorileri sözleri ve alıntılarını, Artı- Değer Teorileri kitap alıntılarını, Artı- Değer Teorileri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çalışmayan zenginlik ile yaşamak için çalışan yoksulluk arasındaki uzlaşmaz karşıtlık, ayrıca bilgi karşıtlığına da neden olur. Bilgi ve emek ayrışır. Bilgi, emeğin karşısına sermaye olarak çıkar.
sanatsal yeteneğin benzersiz, biricik bireylerde yoğunlaşması ve kitleler arasında böyle bir yeteneğin önünün tıkanması kapitalist işbölümünün sonucudur.
Reklam
zenginlik, artık kendi emeğinin ürününe bağlı değil, ama bu ürünün kumanda ettiği yabancı emek miktarına, satın ala bileceği ve kendi ürününde içerilen emek miktarının belirlediği toplumsal emek miktarına bağlıdır.
“para çelişkiler içinde olan şeyleri kucaklaşmaya zorlar.”
Artı-değer üretimi ya da kazanç elde etme, bu üretim tarzının mutlak yasasıdır.”* Bu yasa, kapitalist üretimin özünü belirler. Ücretli işçinin ödenmeyen emeğinin yarattığı artı-değer, tüm burjuva sınıfının emekle elde edilmeyen gelirinin genel kaynağıdır.
Öyleyse artı değer nasıl doğar? Dolaşımdan doğmaz, ama dolaşımda gerçekleştirilir. Ürün değerinin üstünde değil, değerinden satılmaktadır. Değerin üstünde bir fazlası yoktur. Ama değerinden satıldığı için, satıcı bir artı değer gerçekleştirir. Bu ancak sattığı ürünün değerini tam olarak ödemediği için, yani ürün, satıcı tarafından ödenmediği için, yani satıcı tarafından ödenmemiş olan, bir karşılıkla dengelenmeyen bir değer parçası içerdiği için olanaklıdır.
Reklam
sermaye nereden geliyor? Fizyokratlar için sorun buydu. Onların yanlışı, tarımı ve hayvancılığı imalattan ayıran bitkilerin ve hayvanların doğal üremelerinin sonucu olan maddi töz artışını, değişim değeri artışıyla karıştırmalarıydı.
Sayfa 55
Doğa güçlerin den büyük çapta yararlanılması, imalatta, geniş-ölçekli sanayinin gelişmesiyle ortaya çıkmıştır. Tarımın gelişmesinin belirli bir düzeyi," gerek ülke içinde gerek başka ülkelerde olsun, sermayenin gelişmesinin temelini oluşturur.
Üretken emek: artı-değer üreten ücretli emektir
Kapitalist üretim anlamında üretken emek, değişen sermaye parçasına (sermayenin ücrete harcanan parçasına) karşılık değişti len ve sermayenin yalnızca bu parçasını (ya da kendi emek gücünün değerini) değil, ayrıca ona ek olarak kapitalist için bir artı-değer üreten ücretli-emektir.
Sayfa 142
Adam Smith, özünde artı-değeri çözümlediği halde, onu, açıkça özgül biçimlerinden ayrı, belli bir kategori olarak sunmadığı için sonuçta onu, doğrudan daha gelişmiş biçimiyle, karla karıştırır. Bu hata Ricardo'da ve onun izleyicilerinde de sürer gider. Rikardoculann (daha sonra kar bölümünde göreceğimiz üzere) skolastik ifade biçimleriyle çözmeye çalıştıkları bir dizi tutarsızlığın, çözülmemiş çelişkilerin ve ahmaklığın kaynağı budur
Reklam
kapitalist üretimi çözümlemek olan modern ekonomi politiğin temeli, sabit bir şey olarak, verili bir büyüklük olarak emek-gücünün değerini kavramaya dayanır - bu üstelik her belirli durum için pratikte böyledir. Bu nedenle asgari ücret fizyokrat teorinin haklı olarak temel direğini oluşturur. Fizyokratlar, değerin doğasını henüz kavramamış olmalarına karşın, gerekli geçim nesnelerinin fiyatın dolayısıyla belli bir kullanım-değerleri toplamı biçiminde kendini gösterdiği için emek-gücünün değerini ortaya koyabildiler. Bunun sonucunda, değerin doğasını açıklamaksızın, emek-gücünün değerini, kendi araştırmalannın gerektir diği ölçüde, belirli bir büyüklük olarak ele alabildiler. Bunun öte sinde, bu asgariyi değişmez bir büyüklük olarak alma yanılgısına düştülerse de-ki bu büyüklük kendisi de dalgalanmalara açık bir büyüklük olan tarihsel gelişme aşaması tarafından değil de, onlara göre tamamen doğa tarafından belirlenmiştir- bu durum, vargılarının soyut doğruluğunu hiçbir biçimde etkilemez; çünkü emek gücünün değeri ile onun yarattığı deger arasındaki farklılık, emek gücüne biçilen değerin büyük ya da küçük olmasına kesinlikle bağlı değildir.
Sanayi yalnızca maddeye biçim verir, onu yalnızca dönüştürür, sonuç olarak sanayi bir şey yaratmaz.
Kâr oranı emeğin daha az üretken hale gelmesi nedeniyle değil de, daha üretken hale gelmesi sonucunda düşmektedir. İşçinin daha az sömürülmesi nedeniyle değil de, daha fazla sömürülmesi sonucunda..'
"Evrenin tüm olguları, ister insan eliyle üretilsin, ister fiziğin evrensel yasaları sonucu olsun, gerçekte yeni yaratımlar değildir, yalnızca maddenin bir biçim değiştirmesidir."
Fizyokratlar artı-değeri ilk kez başkalarının emeğinin sahiplenilmesi olarak açıklamıştır ve bu sahiplenmeyi metaların değişimi temeli üzerinde açıklamıştır; ama değerin, genel olarak, toplumsal emeğin bir biçimi olduğunu da, artı-değerin artı-emek olduğunu da görememiştir. Tam tersine, de ğeri yalnızca kullanım-değeri olarak, yalnızca maddi töz olarak ve artı-değeri de yalnızca, belli bir miktarda organik maddenin yerine daha büyük bir miktarı geri veren bir doğa armağanı olarak algılamıştır.
Sayfa 44
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.