Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Aşkın Diyalektiği

Afşar Timuçin

Aşkın Diyalektiği Sözleri ve Alıntıları

Aşkın Diyalektiği sözleri ve alıntılarını, Aşkın Diyalektiği kitap alıntılarını, Aşkın Diyalektiği en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Taş ki ne taş :D
Kendini kendine saklayan insan aşkın eşi­ğinden geri dönmek zorundadır. Aşkın kapısından girmek isteyip de bunu bir türlü başaramayan nice insan düpedüz bu anlamda kendine yenilmiş insandır.
Sayfa 46
Oysa gerçekten aşık olan insan sevdiğini hiçbir durumda gözden çıkaramaz. Her şey olsun, yeter ki ayrılık olmasın diyecektir o...
Reklam
Ha şunu bileydiniz
Kendini bilen hiçbir kadın toplumsal yaşamda kadın değildir, kendini bilen hiçbir erkek toplumsal yaşamda erkeksi gösterilere kalkmaz. Ancak basit ya da bayağı insanlar cinselliklerini gündelik yaşama yaymaktan geri durmazlar.
Sayfa 29
Aşk bir çeşit inmedir: aşkın saati çalar, gözlerin iki ya da üç saniye birbirine kenetlenmesi aşkı başlatır. Başlangıçta en büyük yükü yoğun anlam taşıyıcısı olan gözler çeker. Aşk gözlerde sonsuz bir ışık olarak parıldar. Hatta başlangıçta gözler ilk oluşumu sağlamak için yeterlidir. Gerçekte gözler her zaman bedensel anlamın merkezidir, ağırlık noktasıdır, anlamın yoğunlaştığı yerdir. ilk sözü ve son sözü bakış söyler.
"Kadınlar delilerin arkasından koşarlar, zehirli hayvanlardan kaçar gibi kaçarlar bilgelerden. " Erasmus
Kendini bilen hiçbir kadın toplumsal yaşamda kadın değildir, kendini bilen hiçbir erkek toplumsal yaşamda erkeksi gösterilere kalkmaz. Ancak basit ya da bayağı insanlar cinselliklerini gündelik yaşama yaymaktan geri durmazlar.
Reklam
Evet, ayrılıkla ya da evlilikle biten aşklar acılarla sevinçlerin iç içe geçtiği birer serüven olarak anılara dönüşürler. Anılaşmak yarı yarıya hiçliğe gömülmektir. Aşklar anılara dönüşürler ve anılar da bilincin oluşum koşulları çerçevesinde kendi kendilerine sürekli dönüşürler, sonunda tanınmaz olurlar, üstelik varlıklarıyla bir gerçekliği tam olarak karşılıyormuş gibi dururlar, böylece bir güzel aldatırlar bizi.
Evli çiftler henüz cinsel güçlerini yitirmemiş oldukları halde cinsel yaşamlarını bir yer gelir bitiriverirler. Bu bitirmede artık yaşlanmış oldukları gibi gerekçeler öne sürdükleri olur. O zaman ilgiyi başka alanlara kaydırmaya, bilinçli ya da bilinçsiz bir biçimde aşk dışında bazı ortak ilgi alanları yaratmaya girişirler. Oysa gerçek olan, onların aşkı yitirmekle olduklarıdır, aşk için zorunlu olan duygu-düşünce ortaklıklarını geliştirememiş olmalarıdır. Yeni eş arama girişimleri de işte o koşullarda gerçekleşir.
Haklı :)
Örneğin Çehov’un İvanov’unda kişilerden biri bize şunları söyler: “Şu dünyada ne hekimlere ne avukatlara ne kadınlara güvendim. ” Bu bir eleştiriden çok bir suçlamadır. Şu dünyada erkeklere ne ölçüde güvenilebileceği sorununu da yabana atmamak gerekir. Çıplak gözle baktığımızda yani önyargılardan kendimizi birazcık kurtararak bak­tığımızda şu dünyada pekçok kadının pekçok erkekten daha sağlam ve daha güvenilir olduğunu rahatça görebiliriz.
Sayfa 22
Her yüce insani değer gibi aşk da özgür bilinçlerin işidir, hatta gerektiğinde tutsaklığı göze alabilecek kadar özgür bilinçlerin işidir.
Reklam
Tüm dünyada görünmez fuhuş görünür fuhuştan çok daha yaygındır. Fuhuş'un nikah altında gerçekleştirilen biçimleri en çirkin biçimleridir. Birilerinin tadına baka baka hem eğlenen hem en iyi koşullarda eş arayan bir genç kız, söyleyin, çocuğunu doyurabilmek için fuhuş yapan zavallı bir kadından daha masum olabilir mi?
Bilinç yetersizliğinin en önemli belir­tilerinden biri herkesi kendi gibi düşünmektir..
Sayfa 23 - Bulut-pdfKitabı okudu
Hatta aşkın ilk dokunuşmada uçup gideceğini düşünenler vardır. Kavuşamama noktasından kavuşma noktasına geçilir geçilmez her şey biter diye düşünenler vardır. Kavuşma bizi düş dünyasından gerçekler dünyasına hızlı bir biçimde indirir. Bir gözden düşme korkusu her zaman vardır. Halkımız bu korkuyu şöyle açıklamıştır: "Dolaşırım izinden Ayrılamam dizinden Ben ölmeye razıyım Düşeceksem gözünden "
"..kadınla erkek arasında pekçok sorun vardır. Bu sorunların kaynağında da cinslerin birbirlerini tanımakta eksik kalışı vardır dersek yanlış bir şey söylemiş olur muyuz? Kadın erkeği ve erkek kadını genel olarak her yerde ve her zaman yetersiz bir bilinçte kavramaya çalışıyor. Bu yüzden kadın erkek çatışmasında yargılar çok zaman havada kalı­yor. Cinsler birbirlerini yeterince tanımıyorlar, birbirlerini yeterince ta­nımadan aşk yaşıyor ve birbirlerini yeterince tanımadan evleniyorlar. Kadın erkeğin cinsel koşullarının neler olduğunu bilmiyor, erkek de ka­dının cinsel koşullarının neler olduğunu bilmiyor. Kadın erkeği ve er­kek kadını iyi tanısaydı iki cins arasında çatışkılar bu kadar dramatik olmayacaktı. Her şey dönüp dolaşıp insanın kendini iyi tanımaması so­rununda düğümleniyor. Yarım yamalak kurulmuş bilinçlerle yaşayan in­sanlar her türlü sorunu tam bir gelişigüzellikte yaşayıp tam bir gelişigü­zellikte çözmeye çalışıyorlar."
Sayfa 28 - Bulut YayınlarıKitabı okudu
Buluşulamamış noktalar ka­vuşulmuş noktalardan daha çoktur. (...) Bu yüzden aşkta bize Sisyphos'u düşündüren bir şeyler vardır..
Sayfa 80 - Bulut-pdfKitabı okudu
1.226 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.