Evet, ayrılıkla ya da evlilikle biten aşklar acılarla sevinçlerin iç içe
geçtiği birer serüven olarak anılara dönüşürler. Anılaşmak yarı yarıya
hiçliğe gömülmektir. Aşklar anılara dönüşürler ve anılar da bilincin oluşum koşulları çerçevesinde kendi kendilerine sürekli dönüşürler, sonunda
tanınmaz olurlar, üstelik varlıklarıyla bir gerçekliği tam olarak karşılıyormuş gibi dururlar, böylece bir güzel aldatırlar bizi.