“Fakat savunma ve savcılık makamları avukatlarının aynı yemini etmelerinin gerekmediğini fark ettin mi?Bütün
gerçeği söylemekle yükümlü olmak yerine,söylemeye dilim varmıyor ama söylememeleri bekleniyor.Onların hukuki
yükümlülükleri gerçekliğin yalnızca kendi iddialarını destekleyen kısmını söylemektir. Avukatlar değil, sadece şahitler bütün gerçeği söylemek üzere yemin etmek
durumundalar.Ne var ki senin de az önce söylediğin gibi gerçek sansürlendiğinde adalet yerini bulmuş olmuyor.”
“Patrick, hükümetler, hukuku ve antlaşmaları, kendi milletinin menfaati için her gün ihlal ediyor, üstelik bu gerekli
de. Zira kanunlar; kendilerinden daha yüce bir amaca hizmet etmek için oluşturulur.”
“Adalet.”
“Evet.”
Sorularla başlayıp soru işaretleriyle biten , serinin 3 . kitabınıda okumuş bulunmaktayım. Kahramanımız FBI ajanı kaldığı yerden ve de yepyeni olayları çözmeye devam ediyor. Zeki çıkarımlar , iyi analizler , adalet ve suç kavramları , eski klasik polisiyelere atıflarla başarılı bir seri kesinlikle. Bu kitapta özellikle belirsiz bırakılan bazı şeyler okuyucunun zihnini çalıştırması ve kitaba ortak olması için özellikle bırakılmış .
“Satranç taşımız “At” a gelirsek katilimiz çok zeki ve her şeyin içinde. İpuçları her seferinde başka suçluları göstersede katil seçtiği kitaptaki 10 öyküyüde adım adım hayata geçirip kendini sahnenin baş aktörü yapıyor.
Final geldiğinde her soru işareti serinin devam edeceğini gösterirken , diğer iki kitapta olduğu gibi az biraz klişe bir suçlu çıkıyor ortaya.
Hem teknik hem de kurgu olarak okunmasını tavsiye edeceğim bir polisiye seri.
Umarım serinin diğer iki kitabıda en kısa zamanda Türkçe’ye çevrilir. Çünkü kesinlikle okunmayı hak ediyor.
Komplo teorisyenlerinin ve astrolojistlerin 2020 ' den de kötü geçecek dediği 2021 Ocak ayının son günlerine yaklaştık. Dünya ülkeleri bu günler iyice karıştı. Ülkemizde ise hayat hala zor. Çocuklar pandemi yüzünden okuldan soğudu. Saatle kullanmalarını istediğimiz tablet, telefon ve bilgisayarları kendi ellerimizle kucaklarına koyduk.
Ne güzel
Serinin üçüncü (ve şimdilik sonuncu) kitabında Özel Ajan Bowers'ı yine zorlu bir dava bekliyor. Serinin başlıklarından da anlaşılacağı üzere her zaman bir satranç düeollosunu anımsatan bu kitaplarda karşılıklı hamleler de hiç bitmiyor. Yalnız bu kez katil Bowwers'ı izliyor gibi görünüyor… Katilin, işlediği suçların ayrıntılı bir planının eski bir el yazmasının içinde olduğunu fark edince Bowers bir sonraki cinayeti engellemek için zamana karşı bir yarışa başlıyor.
Yazardan mükemmel bir polisiye roman. Bowers serisinin üçüncü romanı. Patrick Bowers, mesleğinin başındaki bir olayla ilgili olarak ifade vermeye gider. Bu arada Denver'da işlenen bazı çifte cinayetlerin çözümü için Kurt Mason adlı polise yardımcı olmaktadır. Giovanni ve John lakaplı birisi, Bowers'ın peşine düşen esli vali ve suikastçi Sebastian Taylor'u ve sevgilisini öldürür. Arka arkaya çifte cinayetler işlenmeye başlar. Bowers, bir yandan mahkemede yalan söylememeye çalışmaktadır, bir yandan Cheyenne Warren adlı bayan dedektifle yakınlaşmaktadır, bir yandan da Tessa'nın annesinin günlüğü ve problemleri ile ilgilenmektedir. Giovanni, Boccacio'num Decameron adlı eserinden etkilenerek cinayetler işleyen biridir. Bowers, bu konuda da her zamanki gibi Angela, Ralph, profesör Calvin gibi isimlerden yardım alacaktır ama Giovanni'nin bir numaralı hedefidir. Acaba hayatını kurtarabilecek midir? Giovanni kimdir? Soluksuz okunan bir roman.