Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Atatürk'ün Din ve Laiklik Anlayışı

Ethem Ruhi Fığlalı

En Yeni Atatürk'ün Din ve Laiklik Anlayışı Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Atatürk'ün Din ve Laiklik Anlayışı sözleri ve alıntılarını, en yeni Atatürk'ün Din ve Laiklik Anlayışı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Elbette aklı çalıştırmak, sormak, sorgulamak, okumak, öğrenmek, düşünmek, araştırmak ve mukayese etmek zordur; çünkü büyük emek, ciddi niyet, kararlılık ve sebat ister. Dolayısıyla "atalarının yoluna uyan"lar için çok çetin bir iştir; çünkü aykırılık ister, "birey" olabilme cesareti ve gücü ister. Kısacası ilim, irfan ve iman ister.
Sayfa 104 - Atatürk Araştırma Merkezi BaşkanlığıKitabı okudu
Kutsal ve İlahî olan inançlarımızı ve vicdanlarımızı çapraşık ve kaypak olan ve hertürlü çıkar ve ihtirasın doğuşuna yataklık eden siya­setten ve siyasetin bütün organlarından bir an önce ve kesinlikle kurtarmak milletin, dünya ve ahiret mutluluğunun emrettiği bir zorunluluk­tu. İslâm dininin yüksekliği ancak bu şekilde ortaya çıkar.
Reklam
Ne var ki bu Kitâb, yani Kur ’an-ı Kerîm, yani İslâm,insanlarla yine insanlar aracılığı ile konuşur. Ona eğilen, üzerinde düşünen ve anlayan insana göre şekil kazanır. Onu konuşturan insandır.
Amaç İslamiyet’i yok etmek değil, tam aksine özü itibarıyla lâyık olduğu ulvî mevkiye yü­celterek siyasetin çıkar oyunlarından uzak tutmak; devlet işlerinden ayırmak ve en önemlisi de dini kullanarak masum kitleleri tuzaklarına düşürmeye çalışan sahte dincilerin oyunlarını boşa çıkarmaktır.
Atatürk’ün ve genelde Cumhuriyet Dönemi din siyasetinin temeli kesinlikle dinsizlik değildir; din ve vic­ dan özgürlüğünün güvencesi olan laikliktir.
"Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkan yoktur. Yalnız şurası var ki, din, Allah ile kul arasındaki bağlılıktır. Mutaassıp islamcıların din simsarlığına müsaade edilmemelidir. Dinden maddi menfaat temin edenler, iğrenç kimselerdir. İşte biz, bu vaziyete muhalifiz ve buna müsaade etmiyoruz. (1930)
Reklam
Bizim dinimiz çalışmayanın insanlıkla alâkasi olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler asrî olmayı kâfir olmak sanıyorlar. Asıl küfür, onların bu zannıdır. Bu yanlış tefsiri yapanların maksadı, Müslümanların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın. Hoca olmak sarıkla değil, dimağladır. ( 16 Mart 1923- Adana Türk Ocağı'nda esnafa yaptığı konuşma)
"İslam toplumunun düştüğü zulüm ve yoksulluğun elbette birçok nedeni vardır. İslâm âlemi, dini hakikatlar çerçevesinde Allah’ın emrini yapmış olsaydı böyle bir sonla karşılamazdı. Allah’ın emri çok çalışmaktır. İtiraf ederim ki, düşmanlarımız çok çalışıyor. Biz de onlardan çok çalışmak zorundayız. Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek demek değildir. Zamanın gereklerine göre, bilim, fen ve uygarlığın yarattığı her şeyden sonuna kadar yararlanmak zorunludur. Hepimiz İtiraf etmek zorundayız ki, bu konudaki hatalarımız çok büyüktür. ( 5 Şubat 1923- Akhisar'da yaptığı konuşmasından)
Mesela o, daha 1 Kasım 1922'de TBMM'de milli egemenliğin görüşüldüğü tarihi oturumda şunları söylüyordu: "Ey Arkadaşlar! Tanrı birdir, büyüktür...Allah kullarının gerekli olgunluğa ulaşmasına kadar içlerinden seçtiği aracılarla dahi kullarıyla ilgilenmeyi tanrılık gereklerinden saymıştır. Onlara Hz Âdem Aleyhisselâmdan itibaren bilinen bilinmeyen ve sayısız denecek kadar çok nebiler, peygamberler ve resuller göndermiştir. Fakat Peygamberimiz vasıtasıyla en son din ve uygarlık gerçeklerini verdikten sonra artık insanoğlu ile aracılarla temasta bulunmaya lüzum görmemiştir. İnsanlığın anlayış derecesi, aydınlanma ve olgunlaşması, her kulun, Tanrı’nın kendisine verdiği ilhamla doğrudan doğruya ilişki kurmak yeteneğine ulaştığını kabul buyurmuştur ve bu sebepledir ki, Cenâb-ı Peygamber, hâtemü'l-enbiya (sonuncu peygamber) olmuştur ve kitabı, Kitâb-ı ekmeldir. ( en üstün kitaptır)..."
Din sabittir, değişmez ve evrenseldir; şeriat ise dinamiktir. Din ruh ise, şeriat bedendir; büyür, değişir, ihtiyarlar...
108 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.