Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ateizmin Gerekliliği

Percy Bysshe Shelley

Ateizmin Gerekliliği Gönderileri

Ateizmin Gerekliliği kitaplarını, Ateizmin Gerekliliği sözleri ve alıntılarını, Ateizmin Gerekliliği yazarlarını, Ateizmin Gerekliliği yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
24 syf.
·
Puan vermedi
As both an atheist as a fan of Shelley, I really had to read this one. This essay was written more than 200 years ago, and it is quite crazy to think that nowadays, so many people worldwide continue to engage in a rhetoric that Shelley dismounted completely in merely a couple of pages. For his essay on atheism, Percy Shelley was expelled from
Ateizmin Gerekliliği
Ateizmin GerekliliğiPercy Bysshe Shelley · Sub Yayınları · 201970 okunma
·
Puan vermedi
Kısa bir yolculuk için 10/5
Bayan filozoflardan biri olan Shelley bu kitabında üç konu üzerinde yoğunlaşıyor; aşk, siyaset ve din. Dünyanın üzerinde döndüğü üç temel unsuru kısaca ele alan yazarımız aktarmak istediklerini gayet basit bir dille anlatmış. Yazarımız bu üç unsuru derinlemesine ele almasa da güzel noktalara değinmiş. Kısa bir otobüs yolculuğunda okunabilecek bir kitap. Açıkçası yazar, ortaya yeni bir felsefi bakış katmamış, sadece bu üç kavram üzerindeki genel problemlerden bahsetmiş. Bu sebeple kitaptan büyük bir beklentiniz olmasın. Tüm bunlara rağmen yazarın içten üslubu ve doğru noktalara değinmesi, bu kitaba inceleme yazmama sebep oldu diyebilirim.
Ateizmin Gerekliliği
Ateizmin GerekliliğiPercy Bysshe Shelley · Sub Yayınları · 201970 okunma
Reklam
Evrendeki tüm canlı ve cansız varlıkların ortak özelliği olan hep olduğumuz gibi kalma arzusu, ani ve daha önce yaşanmamış bir değişime maruz kalma çekincesi, ölümden sonrası fikrini doğuran üstü kapalı sebebin ta kendisidir.
Sayfa 26
Tanrının varlığı ve ölümden sonra bir ödül veya cezanın bekleyip beklemediği, konunun tamamen dışındadır. Dünyanın kutsal bir güç tarafından yönetildiği kanıtlansa bile bundan ölümden sonra hayatın olduğu çıkarımı yapılamaz. Bir ilahın, kendisine atfedilen iyilik ve hakkaniyet gibi özellikleri sebebiyle iffetli kullarının hayattayken çektikleri eziyeti şüphesiz telafi edeceğini ve cezayı hak etmeyen tüm canlıları sonsuza dek mutlu kılacağını savunanlar olmuştur. Fakat genişletmesi ve açıklaması hem bıktırıcı hem de yersiz olacak bu görüş hem kimseyi tatmin etmez hem de burada çözmek istediğimiz düğümü keser. Üstelik, evrenin işleyişini idare eden gizemli esasın akıllı veya bilinçli bir varlık olmadığı ispatlansa bile aynı zamanda bir bedene can veren gücün beden öldükten sonra varlığını sürdürdüğü gayet makul bir iddia olabilir; bu, ilk başta o bedenle birleşmesini sağlayan kanunlar kadar doğaüstü bir etkiden bağımsız gerçekleşebilir. Ayrıca ölümden sonrasının olduğunun kanıtlanması bunun bir ceza ve ödülü beraberinde getireceği anlamına gelmez.
Sayfa 23
Yaşamın sebebi nedir? Yani nasıl meydana geldi veya yaşamın dışındaki hangi etkiler yaşamı şekillendirdi/şekillendiriyor? Tarihteki tüm nesiller bu sorunun cevabını bulmak için didinip durdular ve ulaştıktan sonuç şuydu: Din. Ancak popüler felsefenin iddia ettiğinin aksine, zihnin her şeyin temeli olamayacağı gayet açıktır. Zihin, özellikleri hakkındaki deneyimimize dayanarak konuşacak olursak-kaldı ki bu deneyimin ötesinde tartışmak ne haddimize!- yaratamaz, sadece algılayabilir. Sebebin bu olduğu söylenir. Ancak sebep, iki düşüncenin birbiriyle ilişki içinde algılandığı, belli bir zihinsel evreyi belirten bir sözcükten ibarettir. Popüler felsefenin bu büyük soruyu nasıl yetersiz bir şekilde ele aldığını görmek için, zihnimizde düşüncelerin nasıl oluştuğunu tarafsız bir şekilde gözden geçirmek yeterli olacaktır. Zihnin sebebinin, yani varoluşun sebebinin zihne benzer olması kesinlikle olanaksızdır.
Sayfa 20
Doğarız ama doğduğumuzu hatırlamayız, çocukluğumuzu ise bölük pörçük hatırlarız. Yaşamımızı sürdürürken yaşama yabancılaşırız. Sözcüklerin varoluşumuzun gizemine nüfuz edebileceğini sanmak amma büyük kibir! Kendimizi ne kadar az tanıdığımızı göstermeye pekala yeterler; bu da az şey değildir. Çünkü biz neyiz ki? Nereden geliyoruz? Nereye gidiyoruz? Varoluşumuzun başı doğum, sonu ise ölüm müdür? Doğum ve ölüm nedir?
Sayfa 17
Reklam
Teoloji hakikaten de Danaos Kızları'nın süzgeci gibidir. Çelişkili özellikler ve riskli iddialar aracılığıyla tabiri caizse kendi tanrısını sakatlamış, elden ayaktan düşürmüştür. Eğer mutlak iyiyse ondan neden korkalım? Eğer mutlak bilgeyse neden geleceğimiz için kaygılanalım? Eğer her şeye vakıfsa neden ona ihtiyaçlarımızı belirtelim ve dualarımızla bıktıralım? Eğer her yerdeyse neden adına tapınaklar dikelim? Eğer adilse neden zayıflıklarıyla yarattığı mahlukatı cezalandıracağından korkalım? Eğer bağışlayıcıysa ne diye bu zayıflıkları yenmeye çalışalım? Eğer her şeye muktedirse ona nasıl hakaret edelim, nasıl direnelim? Eğer mantıklıysa körlere veya mantıksız olma özgürlüğü bahşettiği kullarına neden kızsın? Eğer değişmez ise ne hakla hükmünü değiştirebiliyormuş gibi yapalım? Eğer aklımız ermeyecekse neden anlamaya uğraşalım? EĞER SÖZÜNÜSÖYLEDİYSE EVREN NEDEN İKNA OLMUŞ DEĞİL? Eğer Tanrıyı bilmek en önemli şeyse neden en bariz ve net bilgi bu değil?(Systeme de la Nature - Londra, 1781)
Sayfa 14
242 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.