Ben yalnızca harita üzerinde konuşuyorum. İş dışında bir şey söylememeye karar verdim. Fakat bu çok ciddi iş arasında hatırıma bir şey geldi. Ayşe’nin iki kaşları arasına ısrarla bakıyordum. Acaba kaşlarının güzel başlangıçlarını bozmadan o beyaz noktaya bir kurşun sığar mı? Ta yakından revolverle başını iki siyah çizgi ortasından delmek mümkün mü? ‘Cemal, bir kurşunun deldiği alanın kaç milimetre çapı olur?’ Hep birden bu anlamsız soruya gülüyorlar, ben de gülüyorum. Ayşe benim varlığımdan hiç bozulmamıştı. Kayıtsız, nazik, dosttu. O kadar iyi bildiğim tebessümle ve bakışla hepimize aynı biçimde bakıyor ve konuşuyor. Bu kadını hiçbir şey yerinden sarsamaz. Alnının ortasına bir kurşun dahi gelse aynı durgunlukta gözleri bakacak.