Dünyanın en güçlü altı büyücüsüne gizemli bir cemiyetten gelen bir davet... İki sene sürecek bir eğitim... Aralarından elenecek bir kişi ve sonrasında elde edilecek üyeliğin kazandıracağı bilgi, prestij ve güç... İskenderiye Cemiyeti'ne hoş geldiniz...
Yazarın kurduğu evren, büyücüler ile ölümlülerin dünyalarının işleyişleri, birbirlerini nasıl etkiledikleri çok güzel bir şekilde kaleme alınmış. Bunda yazarın kaleminin akıcılığı da pay sahibi elbette.
Ahlaki olarak son derece gri olan altılının her birinin bakış açılarını okumak, güce erişmek için birbirlerine karşı söyledikleri yalanların, sakladıkları sırların ve manipülasyonlarının karşı tarafa nasıl yansıdığını ve kendi motivasyonlarının, düşüncelerinin ne olduğunu anlama konusunda yardımcıydı ve keyifliydi. Karakterlerin birbirleriyle olan iletişimleri, izledikleri stratejiler kesinlikle satranç oyunu gibiydi, ki bu da karakterleri daha da ilginç kıldı. Bununla birlikte tüm bu taktikler ve planlı hamleler karakterlerin iç monologlarına birbirleriyle kurdukları diyaloglardan daha fazlasıyla yer verilmesi anlamına geldiği için, kimi zaman yavaşlık ve durağanlığa neden olmuş diyebilirim.
Eğitimler noktasında uzay, zaman gibi konularda yapılan teorik ve felsefi tartışmalar da zaman zaman kitaba bir ağırlık katmış.
Diğer taraftan o son...
Kesinlikle ikinci kitabı okumam gerek.
Bir serinin giriş kitabı olarak Atlas Altılısını karakterlerin tanıtılmasında, ters köşeleriyle başarılı buldum. Özellikle psikolojik savaşlar ilginizi çekiyorsa bence bir şans verebilirsiniz.