Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Avrupa Türkiyesi'ni Kaybımız

Yılmaz Öztuna

En Yeni Avrupa Türkiyesi'ni Kaybımız Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Avrupa Türkiyesi'ni Kaybımız sözleri ve alıntılarını, en yeni Avrupa Türkiyesi'ni Kaybımız kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nasıl 93 Felâketi, Sultan Abdülaziz'in tahttan indirilmesinin (1876) neticesi ise, Balkan Felâketi de, İkinci Abdühamid'in tahttan indirilmesinin (1909) neticesidir. Her iki darbenin de ardında İngiltere vardır ve her ikisi de, bazı Osmanlı devlet adamları ve subaylarına çengel atılarak icra ettirilmiştir.
Sayfa 199
Ve manevî kayıplar daha da ağırdır. Balkan Savaşı, 2.500 yıllık Türk tarihin en sayılı felâketlerinden biridir. Türkler'in Anadolu’dan sonra ikinci anayurd hâline getirdikleri ve bunun için milyonla şehid verdikleri Rumeli, kaybedilmiştir. Birçok bölgesinde ezici Türk çoğunluğu bulunan ülkeler, on binlerce tarihî Türk san'at ve bayındırlık eseriyle beraber, yok olmaya terkedilmiştir. Göç ve göçmen felâketi, 35 yıl önceki 93 Harbi'nden sonra ikinci defa, imparatorluğun nüfus dengesini altüst etmiştir. Milyonla göçmen, her şeyini bırakarak, eriye eriye İstanbul'a erişmiş ve oradan Anadolu'ya, hattâ Arabistan'a dağılıp iskân edilmiştir. Balkanlılar'ın, bilhassa Bulgarlar'ın yaptıkları zulüm ve katliâmlar, tüyler ürpertici olmuştur. Ömer Seyfeddin'i, Refik Hâlid'i, Pierre Loti'yi okumak kâfidir. On binlerce sivil Türk, kadın, ihtiyar, çocuk ve bebek, her türlü işkenceyle doğranmıştır.
Sayfa 199
Reklam
7 eyalet, 33 sancak,158 kaza...
1912 mülkî teşkilâtına göre, Türkiye imparatorluğu, Balkan Harbi'nde şu toprakları kaybetti (sancak=il, kaza=ilçe). Selânik Eyaleti (14 kazalı Selânik, 8 kazalı Serez, 5 kazalı Drama, tek kazalı Taşoz sancaklarından müteşekkil): 35.000 km² ve 1.415.000 nüfus (o zamanki nüfustur). - Manastır Eyaleti (6 kazalı Manastır merkez, 6 kazalı Serfice, 4 kazalı Debre, 4 kazalı Görice, 3 kazalı Elbasan sancakları): 28.500 km² ve 1.065.000 nüfus. – Kosova Eyaleti (11 kazalı Üsküb merkez, 6 kazalı Priştine, 5 kazalı İpek, 4 kazalı Prizrin, 4 ka- zalı Senice, 2 kazalı Taşlıca sancakları): 32.900 km? ve 1.726.000 nüfus. – İşkodra Eyaleti (5 kazalı İşkodra merkez, 5 kazalı Draç sancakları): 10.800 km² ve 368.000 nüfus. – Yan- ya Eyaleti (7 kazalı Yanya merkez, 6 kazalı Ergeri, 4 kazalı Berat, 3 kazalı Piruze sancakları): 17.900 km? ve 649.000 nüfus. – Cezâir-i Bahr-ı Sefid (Akdeniz Adaları) Eyaleti (6 kazalı Rodos merkez, 4 kazalı Sakız, 3 kazalı Midilli, 3 kazalı Limni sancakları): 6.900 km? ve 615.000 nüfus. – Edirne Eyaleti'nden 6 kazalı Gümülcine ve 3 kazalı Dedeağaç sancakla- ri (Batı Trakya): 26.100 km² ve 524.000 nüfus. – Girit Eyaleti (4 kazalı Hanya merkez, 5 kazalı Kandiye, 3 kazalı Resmo, 4 kazalı Laşid, 3 kazalı İsfakiya sancakları): 8.379 km² ve 344.000 nüfus. - Toplam: 167.312 km? ve 6.582.000 nüfus. Bugün bu topraklarda 16 milyon nüfus yaşıyor. Kaybedilen en büyük şehir o zamanki 250.000'i aşan nüfusuyla Selânik'ti. Serez, Manastır, İşkodra, Üsküb'ün nufusları da 50 ilâ 100 bin arasında bulunuyordu.
Sayfa 198
Pomaklar
İstanbul Muahedesi, Bulgaristan'da bir milyonun üzerindeki Türk'ü daha bu gibi büyük haklarla koruyordu. Ancak daha muahedenin imzası kurumadan Bulgaristan, Türkçe bilmeyen ve Bulgarca konuşan "Pomak" denen Müslümanlar'ın aslen Bulgar olduklarını, muahedenin kesin hükümlerine rağmen iddia ederek, bunları Hıristiyan olmaları için zorlamaya ve onlara Türkçe konuşan Müslümanlar'a tanınan hakların tanınamayacağını ileri sürmeye başladı. 1918'den bu yana gerek krallık, gerek komünist rejimlerinin, yürürlükteki İstanbul Muahedesi'ni nasıl uyguladıkları ise malûmdur.
Sayfa 193
Batı Trakya Meselesi...
Batı Trakya Türkleri ise, Bulgar idaresinin Yunan yönetimine bile rahmet okutan kıyıcılığından çok korkmakta idiler. Ülkedeki Türk subaylarının eteklerine sarılıp, çekilip gitmemeleri için yalvarıyorlardı. Yunan Kralı Konstantin, Batı Trakya'nın Türkiye'de kalmasına İngiltere, Almanya, hatta Fransaʼnın itiraz etmeyeceğini, İtalya'nın tarafsız kalacağını, Rusya ve Avusturya baskısının ise mühim olmadığını gizlice Bâb-ı Âlî'ye duyurmasına rağmen Sadrâzam Said Halim Paşa, Yunan politikasının Avrupaʼnın en yalancı ve dönek politikası olduğunu söyleyip başına bir Batı Trakya meselesi almak istemedi. Fransa'nın İstanbul Büyükelçisi Maurice Bompard'ın (Moris Bompar), 22 Ağustos'ta Fransa hariciye nâzırına çektiği gizli telgrafta, Batı Trakya’nın Türkler'e verilmesi gerektiğini bildirmesi, Yunan Kralı'nı teyid ediyordu. Büyükelçi, Bulgarlar'ın girdikleri yerlerde Türk ve Yunanlı halka yaptıklarını "iğrenç ve aşağılık" olarak vasıflandırmakta, yeniden böyle sahnelere zemin hazırlanmasına Fransa'nın razı olmaması gerektiğini belirtmektedir. Harbiye Nâzırı İzzet Paşa da 9. Kolordu ile Batı Trakya'yı derhal ve Bulgarlar'ın hiçbir şey yapamayacakları şekilde işgal edebileceğini tekrarlamakta, fakat yılgın olan Sadrâzam, buna izin vermemektedir.
Sayfa 192
Savaş bitince, Avusturya-Macaristan Hariciye Nâzırı Kont von Berchtold, şu kehanette bulundu: Tanrı bizi affetsin. Zira büyük günah işledik. Balkan devletlerinin her istediklerine evet dedik. Korkarım bu suretle, imparatorluğumuzun yıkımını hazırladık. Savaş korkusuyla taviz üzerine taviz verdik. Temenni edilir ki, bu tavizler, korktuğumuzdan da büyük bir savaşın tohumlarını ekmemiş olsun. Balkan Harbi, Cermenlik için kötü ve Slavlık için zafer oldu. Viyana-Selânik ve Hamburg-Bağdad yolları, yüzlerce kilometre boyunca kesildi. Türkler'in sayesinde biz bu yolları açık tutuyor ve Almanlığın can damarlarını besleyebiliyorduk. Şimdi yaşamak için bu yolları yeniden açmaya çalışacağız, bu da kim bilir ne kadar kan dökülmesine sebep olacak.
Sayfa 190
Reklam
Bâb-ı Âlî 19 Temmuz tarihli bir nota ile büyük devletlere, Meriç'e kadar Bulgar işgalindeki yerlerin ve Edirne'nin geri alınacağını bildirdi. Sanki Bâb-ı Âlî den böyle bir söz isteniyormuş gibi, "Meriç'i aşmamayı taahhüd ederiz" cümlesi de eklendi ki, hükûmetin ne kadar yılgın, pasif ve beceriksiz olduğunu gösterir.
Sayfa 184 - II. Balkan Savaşı
Tevkif edilen, azledilen, sürülen muhalefet, tabiatiyle yeraltına sığındı ve yeraltı metodlarına saptı. Balkan bozgunu ve Edirne gibi Türkler'ce kutsal sayılan bir şehrin 5 yıl önce Türk eyaleti olan bir devlete bırakılması, politika ile tamamen ilgisiz büyük halk kitlelerini de en büyük memnuniyetsizliğe sürükledi. Milyonla evsiz barksız göçmenin acısını, bütün Türklük kalbinin derinliklerinde hissetti. Kılıçtan geçirilen yüz binlerce Türk'ün elemi, milleti göz yaşlarını kurutamaz hâle getirdi. Osmanlı tarihinde ilk defa mecburî askerlik kondu ve İstanbul'un bin nâz ile büyütülmüş delikanlıları, askere alındı, açlığın, tifüs ve koleranın hüküm sürdüğü cebhelere gönderildi.
Sayfa 174
Ne büyükmüşsün..
Sırbistan'ın arkasında Rusya, Bulgaristan'ın arkasında Avusturya-Macaristan vardı. Yunanistan'ı ise hem Ingiltere, Fransa, hem de Almanya tutuyordu. İtalya, Yunanistan'a düşmandı. Avusturya-Macaristan'ın büyük düşmanları ise Sırbistan ve arkasındaki Rusya idi. Böyle bir dengeyle 30 yıl büyük başarı ile oynayan İkinci Abdülhamid'den sonra Meşrutiyet'te Osmanlı İmparatorluğu’nu yönetenler aynı başarıyı hiç gösteremedikten başka, beceriksizlikleri, uzak görüşten mahrumiyetleri ve içlerine hainlerin karışması yüzünden, üstelik dengeyi Türkiye aleyhine kendi elleriyle de bozmuşlardı. Yeni bir Balkan Harbi'nin ufukta iyice göründüğü haziranın ilk günlerinde siyasî manzara buydu.
Sayfa 172
Bab-ı Ali Baskını
Enver Bey, sayıları çeşitli eserlerde 8 ilâ 2000 arasında gösterilen bir kalabalıkla, Báb-ı Âlí'ye gelmişti (şimdiki İstanbul Valiliği Binası). Anlaşılan kalabalık gittikçe büyümüş, 200 kişiye varmış, sonra daha da artmıştır. Reşid Bey'in hâtıralarında "cem'iyyet-i beşeriyyenin en müstekreh tortuları" (insan toplumunun en iğrenç tortuları) dediği bu kalabalık, başlarındaki subay dışında, serserilerden, ipten kazıktan kurtulmuş takımından oluşuyordu.
Sayfa 139
35 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.