Çoğu insan zordur, bazı insanlar ise korkak, yalnız ve kayıptır. Neden burada olduklarını, yaşam amacını ve nedenini bilmedikleri için, kendi içlerinde yarı ölüdürler.
Ben doğal dünyayı seviyorum, onun resmini yapıyorum. Doğanın her yerinde mükemmelliği görürsün. Kovandaki arıların,
karınca tepesinin, termit kolonisinin mükemmelliğini.
Çoğu insan zordur, bazı insanlar ise korkak, yalnız ve kayıptır. Neden burada olduklarını, yaşam amacını ve nedenini bilmedikleri için, kendi içlerinde ölüdürler.
İnsanlar ilkeleri hakkında konuşmaya başladığında onlardan şüphelenmeye başlarım.
*
Muazzam bir tespit değil mi ? Baya düşündüm de bizdeki büyük büyük lokma ye büyük konuşma sözüne benziyor.
Klasik resim sanatında kelebekler yaşamın, sevincin ve umudun sembolüydüler. Kelebeklerle aynı sınıfa dahil olan güveler ise
umutsuzluğu, bozukluğu, yok oluşu ve ölümü sembolize ederlerdi.
İnsanlığın tümü kötülükten arınmış olmayabilirdi , yine de insanların çoğu karanlığı sabırsızca kucaklar , dünyaya zalimlik tohumları ekerler , başkalarının yoksulluğuyla beslenirler , sürekli aşağıya düşerken bu düşüşten zevk alırlardı.
“…Doğru öfke daima karşı konulmaz bir zorlama hareketi oluşturur. Riskler ne olursa olsun. Ve bu harekete geçmek için zorlama değil, doğru şeyi yapmak için zorlamadır. Biz özgür irademizi kullanarak sırtımızı dönebiliriz ama bunun bedeli özsaygımızı yitirmek olur ve buna dayanmak güçtür.”
Jilly'nin gazabı büyük hiddete dönüşmüştü. haksızlık ve acıma duyguları kaplamıştı benliğini. bu adama benzer adamların daima hedefi olan masumlar için, suikastçıların attıkları bombalar tarafından parçalara ayrılan annelerle babalar için, kendilerini çoğu kez sokak çetesi gangsterleriyle rakiplerinin açtığı ateşin arasında bulan sıradan vatandaşlar için, kasalarındaki birkaç dolar uğruna öldürülen tüccarlar için, genç bir gelin, sevgi dolu bir damat ve
başıboş mermilerle hedef olan çiçekçi kız için, sevinç günü yerine
ölüm gününe dönüşen bugün için.