Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

En Eski Aygır Fatma Gönderileri

En Eski Aygır Fatma kitaplarını, en eski Aygır Fatma sözleri ve alıntılarını, en eski Aygır Fatma yazarlarını, en eski Aygır Fatma yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İyi ama bu sefer Zaika'yı bir elif miktarı seviyorsam o beni dört elif miktarı seviyor.
176 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Osman Cemal Kaygılı’nın hayatını araştırırken, 1894 depreminde Feshane’deki Cezri Kasımpaşa Camii içindeki okulda ( okula henüz başlamış) enkaz altında kaldığını gördüm.Kendisinden üç yaş büyük bir kız tarafından kurtarılmış. Aygır Fatma’da Zehra üzerinden bu kurtarıcısını anlatmış Kaygılı. “İstanbul’un geniş halk yığınlarını, kenar semtlerde yaşayan insanlarını, alaturka tiplerini esnaf tabakasını çok yakından tanıyan Osman Cemal, bu çevrelerin yaşayışını ve kişilerini son derece canlı, renkli bir gözlem ve gerçeklik içinde eserlerine aktarmıştır.” diyen Şemsi Kutlu’yu doğrular adeta Aygır Fatma’da Osman Cemal Kaygılı. Çocukluğunun geçtiği kenar mahalleyi mekân seçer Osman Cemal Kaygılı, Hasan ile Mediha’nın aşkını anlatırken. Zehra’nın annesi eli maşalı Aygır Fatma’yı çok sevdim.
Aygır Fatma
Aygır FatmaOsman Cemal Kaygılı · Destek Yayınları · 201145 okunma
Reklam
Hey gidi İstanbul.!
''Mevsim güzdü; bol üzüm ve incir vakti idi. Halk o gün, mevsimin bu yarı soluk cumasını incirler, üzümler arasında geçirmek için akın akın Bayrampaşa, Topçular taraflarına akmıştı. (..) Tam öğle vakti Topçular'daki incirlikte iğne atsanız düşecek yer kalmamıştı. Bütün ağaçların altlarına yer yer hasırlar, kilimler serilmiş, cevizlerin dallarına salıncaklar kurulmuş, bir hay huy, bir cıvıltıdır gidiyordu.''
''- Terbiyesizler, utanmazlar, reziller, arsızlar.. Ne olacak, mahalle çapkınları, mahalle serserileri.. Anaları, babaları galiba bunları yumurtayla limonun pahalı zamanında peydahlamış olmalı ki vaktiyle terbiyelerini verememişler.! (..) - Analarımız babalarımız bizi yumurtayla limonun pahalı zamanında peydahlamışlar amma siz de kızlarınızı sirkeyle sarımsağın, tuzla biberin kıt zamanında peydahlamış olmalısınız. (Eliyle tuz serpme işareti yaparak) öyle ise kızlarınızı da, sizi de tuzlayım, biberleyim de kokmayın.!''
''..kalbi neden bu kızla bu kadar alâkalanır gibi oluyordu.? Yoksa Hasan'ın ruhu: ''İçmişti Fuzûli bu alevden.!'' denilen alevi, ezel sofrasında, bu tip bir sakinin elinden mi içmişti.?''
''..kadın ikinci defa şanoya geldiği zaman söylediği bir kantonun arasında birden durup da seyircilere karşı kırıtarak baygın bir tavırla: ''A benim nazlı güvercinim, senin de var mı gamın.?'' diye sordukça, Hasan'ın yüreğinin bütün yağları eriyor: - Nasıl yok, inanmazsan gel de şu kalbimi bir dinle.! diye, kantocu karıya karşı bağıracağı geliyordu.''
Reklam
''Hissi piyes diye ilan edilen Dalila, Hasan'ın arayıp da bulamadığı bir şeydi. Bu adeta Beyazıt'tan geçerken maliyenin karşısındaki ihtiyar kitapçıdan alıp evde bayıla bayıla okuduğu ''Güzel Hanriyet'', ''Müteveffiye'', ''Ziynetlik'', ''Fakir Bir Gencin Romanı'', ''Nebahat'' gibi küçük hissi romanlardan aldığı tadı Dalila'dan çok daha fazlasıyla almıştı.'' (..) Hasan, o ramazan gene aynı arkadaşlarıyla beş altı defa Şehzadebaşı'na geldi ve bu gelişlerinde üç defa Manakyan'a girip ''Jak Varley'', ''Lâ dam o Kamelya'', ''Piyer dö Şömen'' piyeslerini seyretti.''
''Bu sefer ben Zaika'yı bir elif miktarı seviyorsam, o beni dört elif miktarı seviyor.''
32 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.