Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İstiklal Harbi Hatıraları

Babam Mehmet Akif

Emin Akif Ersoy

En Eski Babam Mehmet Akif Sözleri ve Alıntıları

En Eski Babam Mehmet Akif sözleri ve alıntılarını, en eski Babam Mehmet Akif kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türk Neslinin Günden Güne Bozulduğunu Görmek Âkif'i Çok Üzüyordu
Hintli bir casus, Mustafa Sağîr diye bir İngiliz casusu, Afganistan'daki Afgan Kralını vurmuş... Daha sonra İngilizler tarafından Ankara'ya Atatürk'ü vurmakla görevli olarak gönderiliyor. Fakat Mustafa Sağîr, Ankara'dayken bir türlü Atatürk'ü göremiyor; ama bir yandan da İngilizlerle yazışıyor. "Merak etmeyin, mutlaka vuracağım," diye... Bizimkilere de Hint Müslümanlarını temsilen geldiğini ve onlardan milli mücadeleye yardım için para getirdiğini söylüyor. Fakat Mustafa Sağîr'in -Sağîr, küçük demektir- bir zaman sonra Ankara'da niyeti anlaşılıyor ve asılıyor...
Reklam
Mehmet Âkif'in Safahat adı altında kaleminden süzülen 7 ciltlik eserleri arasındaki altıncı kitap (Asım)'a verdiği emek çok fazla ve pek kıymetlidir. Ankara'da Tacettin Mahallesi'nde tamamladığı bu cilde Yunan Harbi başında başlamıştır. Diğer yazıları hakkında büyük bir tevazu gösteren şair, Asım'ı şaheser olarak kabul ederdi. Aruz vezninin Türk edebiyatında bu kitapta vasıl olduğu tekâmülüne, zarafetine kendisi bile imreniyor,
Babam vaziyeti görünce; İyi amma oğlum, biz başımızı sokacak bir yer bulduk da atımıza mı bir ahır temin etmek kalmıştı? Ne yapalım Allah onu da versin!
O muazzam kalabalık derin bir sükûta dalmıştı. Lâkin bu öyle bir sessizlik öyle bir hava idi ki, kasırgalar koparacak ruhların kellesini koltuğuna almağa niyet eden başların son kat'î kararından doğuyordu. Bir de şurada burada hissiyatına malik olamayarak hıçkırıklarını tutamayan vatanseverlerin iniltileri duyuluyordu
Bedaheten kusulan herzepareler ki düşün! Epey zaman daha lazım idi herze olmak için!. Bunu otelde bana zorla şiirlerini okuyan eski hukuk mezunlarından bir zata söyledim de üzerine hiçbir şey alınmadı. Çünkü hiçbir şey anlamadı!..
Reklam
Ankara'yı işgal ederek Türklüğü haritadan silmek sevdasıyla can veren zebunkeş düşmanlarımızın seraplar ile karşılaştıkları suya hasret bir vatan köşesidir.
Mehmet Âkif bu sıralarda İstiklâl Marşı'nı yaratmış bu muvaffakiyeti 500 lira nakdî bir mükâfat ile tâltif edilmişti. Babam o esnada 500 liraya gerçekten muhtaç bir adamdı. Fakir idi. Parası yoktu. Lâkin mâlum olduğu gibi gönlü çok boldu. İyi biliyorum ki, babam bu parayı almadı, onu Kızılay'a terk etti... Ben İstiklâl Marşı'nı babamın ağzından ezberledim. Birçok yerlerde muvaffakiyetle okudum. Hatta Ankara'da bir müsamerede büyük bir kalabalığa karşı okuduğum bu manzumeyi alkışlamışlar ve bana matbu bir takdirname vermişlerdi.
«Yılmam ölümden, yaradan askerim! Orduma gazi dedi Peygamberim» bu güfte malûm olduğu gibi Mehmed Âkif'indir
Akif, son senelerini, gördüğü bazı vasıfsızlıklara karşı bedbin geçirdi: Şu serilmiş görünen gölgeme imrenmedeyim Ne saadet hani... Ondan bile mahrumum ben
371 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.