Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

İstiklal Harbi Hatıraları

Babam Mehmet Akif

Emin Akif Ersoy

En Eski Babam Mehmet Akif Sözleri ve Alıntıları

En Eski Babam Mehmet Akif sözleri ve alıntılarını, en eski Babam Mehmet Akif kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
E- Kitap
Âh, kendi yumurcağını terbiyeden aciz babaların mürebbi-i ümmet geçinmesi ne ayıp şeymiş!
Kurtuba KitapKitabı okudu
İngiliz casusu...
“Hintli bir casus, Mustafa Sağîr diye bir İngiliz casusu, Afganistan'daki Afgan Kralını vurmuş... Daha sonra İngilizler tarafından Ankara'ya Atatürk'ü vurmakla görevli olarak gönderiliyor. Fakat Mustafa Sağîr, Ankara'dayken bir türlü Atatürk'ü göremiyor; ama bir yandan da İngilizlerle yazışıyor. "Merak etmeyin, mutlaka vuracağım," diye...”
Sayfa 35 - Kurtuba YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mehmet Akif’in hitabeti...
“Mehmet Âkif Millî Mücadele'nin muazzam bir cihat olduğuna halkı o kadar yakından ikna etmişti ki; bu vadide öyle mahirane bir üslûp, öyle candan bir ahenk kullandı ki, Anadolu'nun birçok vilâyetlerinde, kazalarında hattâ nahiyelerinde, camilerde, medreselerde, meydanlarda insan kütlelerine karşı hitap etti. O çok samimî konuşuyor. Doğruyu söylüyordu. Sözleri herkesin üzerinde çok derin tesir ediyor. Onu bir kere dinleyen ve eli silâh tutabilen bütün erkekler ailesiyle vedalaşıyor, evini, karısını, çocuklarını Allaha emanet ederek cepheye koşuyordu.”
Sayfa 50 - Kurtuba YayınlarıKitabı okudu
İstiklal Marşı şairi...
“İstiklâl Marşı şairini ekseri imamete intihap ediyorlar, o bazı yerlerde tevazu gösterdiği zaman ısrar ile onu saflarının önüne sürüyorlar idi. Mehmet Âkif Kur'an'ı başından sonuna kadar ezbere bilirdi. Hıfzı çok kuvvetli idi. Şairlik hususiyetlerinden birisi de, hafızasının pek kuvvetli oluşudur,”
Sayfa 63 - Kurtuba YayınlarıKitabı okudu
İstiklal Marşından kazandığı ödül...
“İstiklâl Marşı'nı yaratmış bu muvaffakiyeti 500 lira nakdî bir mükâfat ile tâltif edilmişti. Babam o esnada 500 liraya gerçekten muhtaç bir adamdı. Fakir idi. Parası yoktu. Lâkin mâlum olduğu gibi gönlü çok boldu. İyi biliyorum ki, babam bu parayı almadı, onu Kızılay'a terk etti...”
Sayfa 79 - Kurtuba YayınlarıKitabı okudu
Mehmet Akif’i tanımak...
“Bugün Âkif'in yüzünü görmemiş fakat eserlerinden onu öz evlâtlarından daha iyi tanımış nice gençler vardır.”
Sayfa 118 - Kurtuba YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mehmet Akif'in Emin Akif hakkındaki düşünceleri
Oğlan ahmaktır. Senelerden beri uğraştığım hâlde yalan söylemekten vazgeçiremedim. Yarım saat sonra meydana çıkacak yalanlarla işini görebileceğine kani olan sersemlerden! Doğrusunu söylemek şartıyle birçok kusurlarını bağışladığım ve bu tabiatim hakkında kendisine itimat verdiğim hâlde bir türlü o huyundan vazgeçiremedim.
Bizim aptal oğlanla ne yaptın? Çağırdın, tekdir, yahut nasihat etmedin mi? Herifte adamlık kabiliyeti görüyor musun? Her hâlde vazife-i vesayeti kemal-i ciddiyyetle ifa etmelisin! (...) Allah sağlık verirse, 29 Nisan'da İskenderiye'den vapura bineceğiz. Şu hesapça, bir ay sonra görüşürüz. Allah'a emanet ol, kardeşim! Oğlanın işini ihmal etme ha! (Fuat Şemsi İnan'a, 12 Ramazan, 1343 (6 Nisan 1925) Pazartesi).
Emin Arapça ile İngilizce ile hiç iyi değil. Zaten onun oyundan başka arasının iyi olduğu bir şeyi henüz göremedik! Mamafih, buraya getirdiğim çok isabet oldu, mütalâasındayım.
Ne odunmuş babanız, olmadı bir baltaya sap! Ona siz çekmeyiniz, sonra ateştir yolunuz. Meşe hâlinde yaşanmaz, o zamanlar geçti; Pek de incelmeyiniz, sâde biraz yontulunuz.
Reklam
Türk Neslinin Günden Güne Bozulduğunu Görmek Âkif'i Çok Üzüyordu
Hintli bir casus, Mustafa Sağîr diye bir İngiliz casusu, Afganistan'daki Afgan Kralını vurmuş... Daha sonra İngilizler tarafından Ankara'ya Atatürk'ü vurmakla görevli olarak gönderiliyor. Fakat Mustafa Sağîr, Ankara'dayken bir türlü Atatürk'ü göremiyor; ama bir yandan da İngilizlerle yazışıyor. "Merak etmeyin, mutlaka vuracağım," diye... Bizimkilere de Hint Müslümanlarını temsilen geldiğini ve onlardan milli mücadeleye yardım için para getirdiğini söylüyor. Fakat Mustafa Sağîr'in -Sağîr, küçük demektir- bir zaman sonra Ankara'da niyeti anlaşılıyor ve asılıyor...
Mehmet Âkif'in Safahat adı altında kaleminden süzülen 7 ciltlik eserleri arasındaki altıncı kitap (Asım)'a verdiği emek çok fazla ve pek kıymetlidir. Ankara'da Tacettin Mahallesi'nde tamamladığı bu cilde Yunan Harbi başında başlamıştır. Diğer yazıları hakkında büyük bir tevazu gösteren şair, Asım'ı şaheser olarak kabul ederdi. Aruz vezninin Türk edebiyatında bu kitapta vasıl olduğu tekâmülüne, zarafetine kendisi bile imreniyor,
Babam vaziyeti görünce; İyi amma oğlum, biz başımızı sokacak bir yer bulduk da atımıza mı bir ahır temin etmek kalmıştı? Ne yapalım Allah onu da versin!
O muazzam kalabalık derin bir sükûta dalmıştı. Lâkin bu öyle bir sessizlik öyle bir hava idi ki, kasırgalar koparacak ruhların kellesini koltuğuna almağa niyet eden başların son kat'î kararından doğuyordu. Bir de şurada burada hissiyatına malik olamayarak hıçkırıklarını tutamayan vatanseverlerin iniltileri duyuluyordu
371 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.