Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Babil'den Dragomanlara

Bernard Lewis

En Yeni Babil'den Dragomanlara Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Babil'den Dragomanlara sözleri ve alıntılarını, en yeni Babil'den Dragomanlara kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Fakat kimi zaman isimler, yolumuzu kaybetmemize neden olabilir.
Sayfa 50 - Kapı Yayınları
Bugün etrafımızda olup bitenlere dair anlayışımız nasıl geçmiş deneyimlere dair bilgiyle zenginleşiyorsa, geçmiş tarihe bağlı çalışmalar da etrafımızda olup bittiğini gördüklerimizle aydınlanır.
Sayfa 16 - Kapı Yayınları
Reklam
Ünlü bir ekonomistin bir zamanlar dediği gibi, "Tam bir hijyen imkansızdır ama hâl böyle diye de lağımda ameliyat yapılmaz."
Sayfa 15 - Kapı Yayınları
Tarih tarihtir; saiklerimiz farklı olabilir, amaçlarımız farklı olabilir, konumuz kesinlikle farklı olabilir, ama yöntem temelde aynıdır.
Sayfa 14 - Kapı Yayınları
Mukayese
Bilimsel yöntem, dolayısıyla da akademik yöntem tümüyle karşılaştırmaya dayanır. Sağ kolunuz ağrıyor diye doktora gittiğinizde, doktor sol kolunuzu da tetkik eder. Aynı ilke ta­rihte bir dönemin incelenmesinde de yararlıdır.
ulaşımda devrim: Arkadaşım eşek...
Eşek de popülerdi tabii, genel olarak her yerde bulunabi­liyordu, ucuzdu ve attan daha kolay idare edilebilen, zemin­ deki zorluklara daha kolay adapte olabilen bir hayvandı, fakat uzun mesafeli seyahatler için o kadar da iyi değildi. Ortadoğu'daki en büyük teknolojik yenilik deve olmuştur, deve dikkat çekici ölçüde verimli ve maliyetten kurtaran bir hayvandır. Uzun mesafelerde seyahat edebilir, ağır yükler ta­şıyabilir, yiyecek ve suya çok az ihtiyaç duyar. Fakat deve de bir anlamda, gerek Mağribilerin İspanya' da, gerek Türklerin Balkanlar'da ilerlemesinin sınırlarını belirlemiştir. Deve Or­tadoğu ve Kuzey Afrika için muhteşem bir hayvandı, fakat Avrupa'nın daha rutubetli ikliminde verimli olmamıştır.
Reklam
Ne Mutlu TÜRKÜM Diyene!
Onların tarafında kudretli bir impara­torluğun kaynakları var, bozulmamış bir güç, savaş deneyi­mi ve pratiği, tecrübeli bir askerlik var, galibiyete alışmışlar, sebat, birlik, düzen, disiplin, tutumluluk ve titizlik var. Bi­zim tarafımızda ise halkın yoksulluğu, özel lükslere düşkün­lük, bozulmuş bir güç, kırık bir ruh, sabırsızlık ve eğitimsiz­lik var; askerler itaatsiz, subaylar paragöz; disiplin horgörü­lüyor; başıboşluk, umursamazlık, sarhoşluk yaygın; en kötü­sü düşman zafere alışmış, bizse yenilgiye alışığız. Sonucun ne olacağına dair bir kuşkumuz olabilir mi?
Çünkü herkes kendi kendisinin en kötü düşmanıdır, kendi sabırsızlığından daha ölümcül bir düşmanı daha yok­tur, düşmanı onu öldürmekte yavaş kalırsa sabırsızlığı öldü­rüverir.
Sıklıkla olduğu üzere cehalet önyargıları güçlendirir.
Yakın dönemlerde de Batı'nın Türklere karşı düşmanlığı Helen uygarlığı hayranlarının hırsıyla da güçlenmiştir; bu kesimler Yunanistan'ı haklı olarak överken, Türklere haksızlık etmiş, onları sadece Hellas'ın özgürlüklerini ayaklar altına alan zalimler olarak görmüştür.
Reklam
korku, hayranlık, düşmanlık
Okumuş yazmış Batı Avrupalıların çoğuna göre, "Türk" ve "Türkiye" kelimelerinin asırlar süren bir sürtüşmeden ile­ri gelen karmaşık duygusal çağrışımları vardır.
Dikkat çekicidir, birtakım siyasi amaçlara hizmet etmek üzere yeni hadisler tasarlanması işi zamanımıza dek sürmüştür.
Yalanlar muhtemelen konuşma kadar eskidir ve yazıdan kesinlikle daha eskidir. Kadim metinlerin önemli bir bölü­mü bir propaganda faaliyetinin bir parçası olarak aldatma amacıyla kaleme alınmış yalanlardan oluşur.
Bu dragomanın Yeniçeri Ağası'na dilekçesidir:
Başımı teslimiyetle eğmiş, ben köleniz alnımı tam bir tevazu, sefalet ve acz içinde, kudretli, haşmetli, lütufkar, şefkatli, merha­metli velinimetimin, cömertler cömerti, eli açık efendimin ayağının altındaki mukaddes toza sürmüş, eşi menendi bu­lunmayan, her şeye kadir, rahman ve rahim olandan, zat-ı alinize en büyük hayırları bahşetmesi, velinimetimi zama­nın getirdiği felaketler ve ıstıraplardan koruması, ömrünün günlerini, kudretini ve ihtişamını artırması, merhametinin ve insafının gölgesini bendeniz kölenizin üzerine düşürmesi için dua ediyorum.
the queen of languages
Kleopatra'nın baş­ka birçok vasfa sahip olmanın dışında aynı zamanda mü­kemmel bir dil üstadı olduğunu anlatır: "Dili, sanki birçok teli olan bir enstrüman gibiydi, istediği dile hemen geçiverir­di, öyle ki barbarlarla yaptığı görüşmelerde tercümana nadi­ren ihtiyaç duyar, ister Habeş, ister Troglodit, ister İbrani ya da Arap, Süryani, Med ya da Part, çoğuyla kendi başına, kimsenin yardımını almadan konuşurdu.
117 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.