Adalet Sarayı’nın görünüşüyle asla gerçekten ilgilenmemiştim. Devasa, mezar gibi, karanlık görünüşlü bir
binaydı ve içi daima çürük mermer gibi kokardı.
Kendimi çok iyi hissediyordum.
Aklıma yatmıştı.
İyi müzik dinliyordum.
Ve bagajımda ölü bir orospunun cesedi vardı.
Bir erkek, bu kötü zamanlarda daha ne isteyebilirdi ki?