Bana Konum Atar Mısın?

Soner Duman

Bana Konum Atar Mısın? Sözleri ve Alıntıları

Bana Konum Atar Mısın? sözleri ve alıntılarını, Bana Konum Atar Mısın? kitap alıntılarını, Bana Konum Atar Mısın? en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
ihlas
Büyük alimlerden Fudayl bin İyaz ihlâsı ve ona aykırı olan şeyleri şu kısa cümlelerde çok güzel tanımlamış: "İnsanlar yüzünden bir ameli terk etmek riyadır.İnsanlar için bir amel yapmak şirktir.İhlâs ise Allah'ın seni bu iki durumdan korumasıdır."
Huşû sahipleri için namaz ruhun gıdası, derdin devası, gönlün sefasıdır. Karnı acıkmış bir kimse ziyafet sofrasına oturmakta tembellik eder mi?
Reklam
KATILAŞMIŞ KALP
Kalbin katılaşması iki felakete yol açıyor:Kişinin Rabbi ile olan ilişkisini bozuyor.Diğer insanlara karşı haksızlık yapmasına,zulmetmesine yol açıyor. Kalbi katılaşan insan ibadeti terk ediyor.Terk etmese bile ibadetten zevk almıyor,sırf yapmış olmak için yapıyor. Kalbi katılaşan insan başkasına acı vermekten sıkılmıyor,hatta bundan hoşlanıyor. *** Peki kalp neden katılaşıyor? -Allah'ı anmaktan yüz çevirmek -Haram yemek -Kötü insanlarla birlikte olmak -İbadetleri aksatmak veya tümden terk etmek -İtidali terk etmek -Nefsî arzulara/hevâya meyletmek *** Peki kalp katılığını nasıl tedavi edeceğiz? -Allah'ı çokça anmak -Üzerinde düşünerek Kur'an okumak -İbadetleri eksiksiz yerine getirmek -Helâlinden yiyip içmek -Kötü insanlarla birlikte olmayı bırakıp iyi arkadaşlar edinmek -Zayıf ve biçare kimselerle ilgilenmek -İfrat ve tefriti bırakıp itidalli olan davranışlara devam etmek -Nefsinin arzularına uymaktan sakınmak Peki kalp
. Anlamını yitiren insan pusulasız gemi gibidir. Rüzgâr nereden eserse oraya gider. Bu geminin bir gün batması, karaya oturması veya bir kayalığa çarparak suyun dibini boylaması mukadderdir. .
Sayfa 166 - TDV YayınlarıKitabı okudu
. Kader, biz tam olarak onu anladığımızı sandığımız anda bize yeni sırlarını döker. .
Sayfa 123 - TDV YayınlarıKitabı okudu
Kendimiz hakkında değerlendirme yaparken objektif davranmayabiliriz, taraf tutabiliriz. Mesela bize "Sen özü-sözü doğru/sadık bir kimse misin?" diye sorulsa, birçoğumuz böyle olmadığımızı iç dünyamızda itiraf ettiğimiz hâlde dışa karşı savunma mekanizmaları üreterek kendimizi bu listeye dâhil edebiliriz. Ancak doğruluğun ne demek olduğunu Allah Resûlü'nün (s.a.s.) hayatına baktığımızda net olarak görürüz. Bize "Sen, sabırlı mısın?" diye sorulsa, şöyle bir maziye döner, geçmişe dönük hatıralarımız üzerinde bazı makyajlamalar yapar ve "Tabii ki sabırlıyım, benim çektiğimi bir ben, bir de Allah bilir." diyerek kendimizden bir "sabır kahramanı" üretebiliriz. Oysa sabrın ne demek olduğunu ancak Allah Resûlü'nün (s.a.s.) hayatına baktığımızda anlarız. Bize "Sen, elindeki nimetler için Allah'a şükrediyor musun?" diye sorulsa, dört elif miktarı bir "Elhamdülillah" çeker, kendimizi "şükredenler" listesinin üst sıralarına yazarız. Ancak gerçek anlamda şükretmenin ne demek olduğunu, "Senin geçmiş ve gelecek günahların affedildiği hâlde niçin geceleri ayakların yarılıncaya kadar namaz kılıyorsun?" diye soran eşi Hz. Âişe'ye "Ben, şükreden bir kul olmayayım mı?" diyen Allah Resûlü'nün (s.a.s.) hayatında görürüz.
Sayfa 70
Reklam
185 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.