Diyelim ki bir gün gideceksin,
Belki yanağımdan öperek
Gülümseyeceksin,
"İyi bak kendine" diyeceksin,
Ve bana tek hatıran kalacak.
Ancak,
Eminim gidişin bile güzel olacak
Seninle güzel olduğu gibi
her şey.
Ha, acıtacak mı?
Evet, ama o başka bişey...
Farkında mısın, iki çocuk gibiyiz Ben ve Sen
Yalın ayak bir uçurtmanın peşinden koşuyoruz
Düşlerimizi yükledik ona ve her şeyden
İnsanlardan, mecburi hayatımızdan kaçıyoruz
Ruhlarımız çıplak, tenimiz çıplak ardımızda
Bütün yaralarımızı, güvensizliğimizi bırakıyoruz
Gözlerimiz gökte, rüzgar saçlarımızda Ve bilmiyoruz, bilmek istemiyoruz
Ne var önümüzde
İki çocuk bir uçurtmanın peşinde Bakmıyoruz geriye...
Farkında mısın, son bir şans veriyoruz
Sen ve Ben kendimize
Son bir kez inanmak için sevgiye...
Hiç çekmiyorsun bakışını gözlerimden,
Ve ben dalıyorum gözlerine kendiliğinden.
Karşı koymuyorum, kelimeler gülüşünde eriyor, sadece sesini duyuyorum,
Sanki kayboluyorum sende.
Sonra zaman duruyor.
Ve ben büyülenmiş kelebek gözlerinde
Sanki bir mumun ışığına yaklaşıyorum,
Bilmem yanar mıyım alevinde...
Ama sen çekme gözlerini gözlerimden,
Ben yanmayı göze alıyorum.
Kaç dakika yetiyor sıradan bir sevişme için?
Kaç dakika yetiyor sevişmeyi unutmak için?
Ne kadar sevgi yetiyor gerçek bir aşk için?
Bir ömür yetiyor mu yeterince sevmek için?
Gece güzel. Sonbahar.
Hafif yağmur yağıyor.
Kaldırımları ıslatacak kadar.
Sokaklar bomboş sessiz.
Kimse yok. Tek kediler
Başıboş dolaşıyor.
Ve onlarla ben istikametsiz
Kafamdaki başıboş şiirlerle.
Ben kendimi kimseye
anlatamadım
Belki anlatacak bişeyim yoktu
Belki anlamadılar
Kimse kendini bana anlatamadı Belki anlatacak bişeyi yoktu
Belki anlamadım
Hepimiz birbirimizi teğet geçtik Anlatılmadan
Hadi lan! diyorsun
Ne gerek var anlatmaya
Herkes zaten komple manyak
...Galiba tek sen anlıyorsun Cebimdeki matara kanyak.