Başkalaşımlar I-X

Enis Batur

En Eski Başkalaşımlar I-X Gönderileri

En Eski Başkalaşımlar I-X kitaplarını, en eski Başkalaşımlar I-X sözleri ve alıntılarını, en eski Başkalaşımlar I-X yazarlarını, en eski Başkalaşımlar I-X yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Başkalaşımlar"ı, ucunu görmediği için yazarını heyecanlandıran, sırf bu nedenle yazılması gereken dipsiz bir kitap sayıyorum. Son olarak kitabın başlığına değinmek istiyorum. Modernler ve Post-Modernler yeniden üretim'in önemi üzerinde sık sık konakladılar. Eski imgeler, eskimedikleri için yeni girişimleri adlandırabiliyorlar. Beni Ovidius'tan ayıran mesafeyi düşünüyorum; Kafka'dan ayıran mesafeyi. Roman Polanski'yi kendi sahneye koyduğu "Başkalaşım"da, alüminyum çubuklardan oluşan bir oda iskeletinin sınırlarında, baş aşağı, Gregor Samsa'yı oynarken gördüğümde, bir şeyin, hem de aynı kalarak, bambaşka bir şeye dönüşebilmesinden sonsuz hazzın doğduğuna varmıştım. Yol beni Prag'a götürdü sonra. Bir şehir rehberinde, Kafka'nın "Başkalaşım"ı yazdığı apartmanın işaretli olduğunu görünce duraksamadan oraya gittim: Mah- zen faresinin gökyüzünün hemen berisinde, hayli yüksek bir binanın çatı katında o öyküyü yazdığını anladığımda büyük bir şaşkınlık kapladı önce zihnimi. Neden sonra, onda başkalaşma, daha doğrusu öyle algılanıyor olma duygusu uyandıran koşullara uzandı aklım: Nasıl bakılıyorsa hâlâ öyle görülüyordu. İşte böyle bakıyorum, diyor yazar - nasıl bakılıyorum ki? 1992.
Sayfa 16
Gerçekten de, Jan van Eyck'ın 1434'te bitirdiği "Giovan- ni Arnolfini ve Eşinin Portresi", o güne dek resim sanatın- da pek örneği görülmemiş bir sahneye koyuş ustalığı taşıyor. Brugge'lü zengin bir tecimenin evlilik törenini yansıtan resimde, Van Eyck'ın, kişilerini gerçekçiliğin sınırlarını zorlayan bir fırça deyişi ile kurmasının yanısıra nesnelerini simgesellik ile düş- lemsellik arasında yer tutabilecek bir gelgit üzerinde birleştir- mesi en canalıcı etkenleri oluşturuyor. Bir de nesneleri titizlikle çalışması var Van Eyck'ın, önemle üzerinde durulması gereken: Resmin önünde, ön bölümünde görülen takunyalar, köpek, halı kadar kumaşı, tahtayı işlemesi de göze hemen varabilen yönleri fırçasının. Bu ince darbelerle dokunmuş ayrıntılardan birisi de handiyse resmi ortalayan bir nesne: Giovanni Arnolfini ve eşi- nin arasından gördüğümüz duvara asılı bir dişbükey
Sayfa 45 - YKYKitabı okudu
Reklam
"Kıvılcım sancılanıyor irisin ortasında"
Sayfa 48 - YKYKitabı okudu
Işık tutun! Köreltin iyice! Aşın eşiği! Bir adım daha Sid retü'l- müntehâ! Cennet cinayeti düşüyor ölü denizlerin yüzü- ne! Susun: Ene'l Hakk! Ene'l Hakk! Ene'l Hakk!
Sayfa 62 - YKYKitabı okudu
İşte buraya Valéry'nin "La Jeune Parque"a söylettiği tümce çakılıyor: Je me voyais me voir / Kendimi gördüğümü görü yordum. Nergiz ile gözünün arasında suyun böylece kurduğu ileti- şim aynanın sırını biçimleyecek. Nergiz'in suyun yüzünde gördüğü Nergiz. Kendimi gör- düğümü görüyorum: Nergiz (görüyorum diyen özne) gör düğü için kendini görebiliyor (gördüğüm'ün öznesi olarak). Gören ile görülen'in özdeşleşmesi değil gene de bu: Bakan ile bakılan'ın kesiştiği yerde gözünün durması Nergiz'e, kendi- sini gördüğünü gösteriyor. Basit bir yansıma olayı Nergiz'in kendisini görmesi: Yansıdığı suya bakıyor çünkü. Ama, Valéry bunu ileriye götürecek: Kendisini gördüğünü görmesi ile bir- likte salt bir bakan olmaktan çıkıyor "La Jeune Parque": Bir bakılan olduğunu görüyor artık, baktığı yerden.
Sayfa 63 - YKYKitabı okudu
Ece Ayhan, "Bakışsız Bir Kedi Kara" ve "Ortodoksluk- lar" da düzyazı şiirin olanaklarını yoklar. Bu yönlenmenin nedenleri üzerinde dururken, "dizenin kısıtlı işleyişinden" yakınır, düzyazı şiir daha bir çerçeveleyici olacaktır, kurgula- ma ve noktalama sokakları da genişleyecektir. Oysa bu seçim, şiirsel çalışmanın ortayerinde düşündürücü bir soruya yer açar: Şiirde eğretilemenin payı kolay kolay indirgenemez. Düzyazı şiir ise, eğretileme ile düzdeğişmece arasında zo- runlu bir gelgit kurmayacak mıdır? Bu aykırı kesişmenin bünyesinde en aykırı çözümü bulur Ece Ayhan: Dil'in işler- ken kazandığı değerleri, bir başka deyişle de dilin nesnele- re öykünüşünü ele alarak devinime geçer. "Ortodoksluklar" bu somut olguyu resimlemek için yazılmış gibidir. Yirmiye- di metni de cinsellik kateder. Gizlenmek handiyse zorun- ludur, bu da dilin kendini örttüğü yerden başlayacaktır.
Sayfa 72 - YKYKitabı okudu
Reklam
23 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.