“Bu kitap; ne bir şikayettir, ne de bir itiraf. Harbin yumruğunu yemiş, mermilerden kurtulmuş olsa bile, tahriplerinden kurtulamamış bir nesli anlatmak isteyen bir deneme, sadece.” diyor Erich Maria Remarque kitabına başlamadan önce.
Daha yirmisinde genç bir askerin gözlerinden anlatıyor savaşı kitap. Kopan uzuvlar, kurşun yaraları, patlayan bombalar, etrafında ölen askerler ve hayatta kalmak için çabalayan diğerleri, diğer yandan da biraz olsun huzur bulmak için sanki tüm bunlar korkunç değilmiş gibi kendilerini kandırmaya çalışıyorlar çünkü bunu yapmazlarsa hayatta kalma isteğini içlerinde bulamayacaklar...
Savaşın korkunç yüzünü gösteriyor bir yandan, diğer yandan da hayatta kalsan bile artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını anlatıyor. Her savaşla birlikte bir nesil ölüyor, ruhları bozuluyor ve artık kendileri olmaktan çıkıyorlar -Hayatta kalmayı öğreniyorlar ama onun için karşılığında bir boşluğa düşüveriyorlar, ne yapacaklarını şaşırmışlar. En kötüsü de bunu düzeltmenin bir yolu yok onlar için.
Gerçekten de yürek burkan bir romandı. Elimden bırakamadım ve bitirdikten sonra bir süre boşlukta kaldım.