Batılılaşma İhaneti

D. Mehmet Doğan

En Eski Batılılaşma İhaneti Gönderileri

En Eski Batılılaşma İhaneti kitaplarını, en eski Batılılaşma İhaneti sözleri ve alıntılarını, en eski Batılılaşma İhaneti yazarlarını, en eski Batılılaşma İhaneti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yağmurlu bir kasım sabahı ailesi efradıyla helâlleşerek Gülhane Hattı Hümayunu'nu okumaya giden <<Büyük> Reşit Paşa, elindeki padişah fermanının İngiltere'deki elçiliği sırasında, Dışişleri Bakanı Palmerston tarafından teklif ve telkin edilen ıslahatlarla ilişkilerini (benzerliklerini hatta aynılıklarını demek daha doğru) bilmenin korkusu içinde olsa gerektir. Aynı Reşit Paşa, Batı'nın sömürgeleştirme emellerine en geniş ölçüde hizmet eden 1838 imtiyazıni İngilizlere, devleti kurtarma hayalleri içinde vermişti.
Nedir 1838 Ticaret Andlaşması? Osmanlı iktisadiyatıni kayıtsız şartsız Batı'nın sömürüsüne açan vesika... Bu vesikadan sonra, emperyalizmin önünde tek engel var; halkın direnme, yabancılara imanının sevkiyle dur deme gücü. Bu büyük engelin de ortadan kalkabilmesi için Devletin İslâmî vasfının değişmesi, liberalleşmesi, batı tarzı reformların yapılması lâzım. Yani bundan sonra yapılan islahat, düzenleme, reform, devrim... ne denirse densin, Bati için tek mâna taşıyor: Sömürgeleştirmeye aracılık etmek.
Reklam
Ubicini'nin 1855'te (yani Paşa sağken) yaptığı değerlendirme ilgi çekicidir: «Reşit Paşa, üstün bir insan değilse bile olduğuna inandıracak kaabiliyeti göstermiştir... Kaldı ki, bazı meziyetleri inkâr kabul etmez. Sağduyusu, sathi bir babacanlığın gerisinde ustalıkla gizlediği kurnazlığı, işlere âşinalığı... kayda değer bir özümleme yeteneği ve ondan daha da üstün bir açıklama kaabiliyeti.
Her milletin kendine has fikirieri ve hisleri olmasaydı, içtimaiyat ilmi (sosyoloji), hayvanat ilmi (zooloji) ile garip bir şekilde iç içe bulunurdu. Bunun içindir ki, başka milletlerin tecrübelerinden istifade etmeye kalkışan bir milletin, tamiri imkânsız birtakım hatalara düşmemesi güçtür. Said Halim Paşa
Türkiye'de okuma yazma nisbetinin düşüklüğü İslâmî harflerle okuma-yazma öğrenmenin güclüğüne yüklenmiştir. Latin harflerinin kabulüyle okuma-yazma nisbetini düşüren (!) eski yazidan kurtulunmuş, kolay okunup yazılan Latin harflerine rağmen okur yazar nisbetinde uzun sure buyük bir artış olmamıştır. M. Kemal'in hayatı boyunca bu nisbet % 20-25'i geçmedi, %40'ı geçmesi de 1960'dan sonradır. M. Kemal'in 1-2 yıl içinde okuma yazma bilmez kimse kalmayacak dedigi tarihten 42 yıl sonra, resmi 1970 istatistiklerine göre ise, okur yazar nisbeti ancak % 50'yi bulabilmiştir.
Sayfa 109Kitabı okudu
172 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.