Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması

İdris Küçükömer

En Beğenilen Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması Gönderileri

En Beğenilen Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması kitaplarını, en beğenilen Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması yazarlarını, en beğenilen Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Türkiye'nin solcuları gericidir. Üretim güçlerinin gelişmesinden yana değillerdir, tek merkezli, yukardan aşağı otoriter bir örgütlenmenin savunucusudurlar. Halkı yönetilecek sürü olarak görürler.
256 syf.
8/10 puan verdi
İdris Küçükömer Osmanlı'nın neden kapitalizme geçemediğini, Türkiye'nin batılılaşmasının mümkün olmayacağını, Türkiye'deki Sağ'ın Sol, Sol'un Sağ olduğunu kendi tezlerine göre irdelemiş. Aynı görüşlerde olmasanız da, araştırma ve fikir sahibi olmak için okunabilir.
Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması
Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşmasıİdris Küçükömer · Profil Yayıncılık · 2014135 okunma
Reklam
Batılı görüntülü yaşantı yanında kültür emperyalizmi eğitim kurumlarıyla ve zorunlu olarak giriyordu ülkeye. 1863'te Amerikan Koleji açıldı. Anadolu'da özellikle Doğu'da Amerikan misyoner okulları kurulmuştu. Robert Koleji azınlık komitecilerinin yetiştirildiği bir yer olmuştu. Daha sonra Doğudaki Amerikan misyonerlerinin Ermeni-Kürt çatışmasını körüklediği görülecekti. ''Batıya açılan pencere'' denilen Galatasaray Lisesi ve benzeri misyon kuruluşları kurulmaya devam etti.
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
43 günde okudu
Düzenin Yabancılaşması ve Hangi Kesim Sağ, Hangi Kesim Sol?
1960’lı yıllarda entelektüellerin gündemini meşgul eden en önemli tartışma konusu, ‘toplumsal yapı’ ve özellikle Osmanlı’nın üretim biçimi üzerine meselelerdi. 1961 Anayasa’sının sağladığı göreli demokratik ortam, sosyalizmin öne çıkmasını ve devrim stratejileri açısından Osmanlı’nın toplumsal yapısının nasıl tanımlanması gerektiğini ve bu
Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması
Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşmasıİdris Küçükömer · Profil Yayıncılık · 2014135 okunma
Türkiye kapitalist olmadan Batılaşamaz. Ve dolayısıyla, Batıcıların istediği gibi laik de olamaz.
CHP lideri sık sık “biz başlangıçtan beri ortanın solunda idik” , “sosyalist değiliz ve olmayacağız” ve “bizim asıl rakibimiz TİP’tir” demektedir. Ve asıl ağırlığını, eskiden olduğu gibi, Batıcı-laikler ile Doğucu-İslamcılar arasındaki aldatıcı çatışmasına koymaktadır. Bu biçim bir çatışmanın içine girmekte ve işin garibi bu çatışmayı rejim meselesi (?) saymaktadırlar! Bunların tek anlamı var: CHP lideri, Cumhuriyet’in başından beri olduğu gibi, üretim ilişkilerinde, yani mülkiyetin dağılımı ve elde edilen ürünün bölüşülmesinde esaslı bir değişikliğin araçlarını düşünmemektedir. Kendi deyimleri ile CHP ilk günden beri ortanın solundadır. Türkiye’nin kurtuluşu için üretim ilişkilerinde esaslı değişiklik düşünülmediği için mücadele, laikler ve İslamcıların yüzeydeki Türkiye’yi bölücü mücadelesine dönüyor. Bu mücadele emperyalizmin tam istediğidir. Türkiye’yi dışa karşı bağımsız kılacak bir temel değişikliğin tutarlı araçları CHP’den şimdi beklenemez. Müsaade ediniz de partinin sayın lideri, kendisi için, geçmişiyle tutarlı kalsın. Yani değişmediğini, geçmişte ne idiyse o kalarak noktayı koysun.
Sayfa 222Kitabı okudu
Reklam
256 syf.
8/10 puan verdi
- "Feodal düzende toprak hakimiyeti, kapitalist düzende sermayenin hakimiyetine dönüşmüştür."  - "Üretim ilişkileri, yeni bir gücün ortaya çıkmasını devamlı olarak engelleyebilmektedir." Çünkü toplumda egemen olan ekonomik güce sahip bu güç (otonomi) hukuki, askeri, siyasi vs. kurumları şekillendirerek bunlar aracılığıyla çıkar sağlayıp rakiplerinin önünü kesebilir. (politik otonomi) - Cumhuriyetin baskısından halkın kendisini savunacağı tek cephe, İslamcı cephe, içe dönük ve kapalı olmaya itilmiştir. - Osmanlı'nın Batı'dan aldığı her yenilikte, kapitalizmin ve kapitalist yaşam tarzının izleri vardı. Kız kulesindeki sepetin içindeki yılan gibi.
Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması
Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşmasıİdris Küçükömer · Profil Yayıncılık · 2014135 okunma
Türkiye'nin tarihi toplum yapısı Batı kurumlarını kabul edemeyecekti. Ve yetiştirilmek istenen kapitalistler de Batılı emperyalistlerle işbirliğine gitmek zorunda kalacaktı.
Halkının katılabileceği bir biçimde gelişmeyen devrim ya da reform hareketi, yalnızlığa, soyutlanmaya, hatta bunların sonucu olarak yapılan bürokratik zorlamalarla, halka karşı düşmeye mahkum oluyordu. Bu zıtlaşma, Anadolu toplumunun tabanındaki çekirdek ya da tohumun yeşerm esini önlemekte, onu hatta çürütmektedir.
Ama ne var ki, Mustafa Kemal’in de düzenleyebileceği ve düzenleyemeyeceği şeyler vardır: Fethi Bey arkadaşları ile parti teşkilatı için seyahate çıkar. Ve daha ilk merhalede, her şey allak bullak olur. Mesela ilk merhale olan İzmir’de, “Fethi Bey geliyor” diye yer yerinden oynar. Daha sekiz yıl önce başta Mustafa Kemal’in kumandasında düşmandan kurtarılan İzmir’de halk dalga dalga Fethi Bey’in, neredeyse ayaklarına kapanır, haykırırlar: ----Kurtar bizi, kurtar! Hatta bu karışıklıkta bir polis kurşunu ile vurulan bir yavruyu kucağına alan yaşlı bir baba, bu kurbanı getirir, Fethi Bey’in ayaklarına serer: -Bu ilk kurbanımız, ama daha kurbanlar lazımsa vereceğiz, fakat bizi kurtar! diye inler. Meydanda gözyaşı selleri çağlar. Her tarafta birtakım resimler yırtılır, parçalanır.. Halbuki Fethi Bey, halk için bilinmeyen bir adamdır. Ve sonra, kim, kimi, kimden kurtaracaktı? Bu İzmir, daha sekiz yıl evvel, düşman işgalinden kurtarılmadı mı? Ve bu şehri kurtaranlar, şimdi bu halkın: -Bizi onlardan kurtar, dedikleri değiller mi? O halde sekiz sene içinde ne oldu? Bu gözyaşları, bu kurbanlar niçin?
Sayfa 108Kitabı okudu
137 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.