Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması

İdris Küçükömer

Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması Gönderileri

Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması kitaplarını, Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması sözleri ve alıntılarını, Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması yazarlarını, Batılılaşma ve Düzenin Yabancılaşması yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sultan Hamid dünyaya gelmemiş olsaydı, yine kendi çağdaşları bir Sultan Hamid’in meydana gelmesine sebebiyet vereceklerdi Yine Sait Halim Paşa’ya göre, Meşrutiyetin, toplumun sosyal determinizm kanunlarına tabi olması şarttır
Fakat sanayi üretim güçleri genel olarak tasfiye olmuş ve artık gelişmekte olan dış tekelci kapitalizmin uluslararası koşulları altında milli üretim güçleri geliştirme olanaklarının yetersiz bulunduğu bir ülkede iktidar, halkın asgari ihtiyaçlarını asgari bir seviyede dahi (beslenme, giyinme, bannma gibi) karşılamak olanağını da bulamazdı.
Reklam
Batılaşma hareketlerini yürütenler, mülkiyet-sınıf meselelerini, iktidar ve sınıf ilişkilerini, bunun organik bağlantılarını dikkate alamıyorlardı.
Türkiye kapitalist olmadan Batılaşamaz. Ve dolayısıyla, Batıcıların istediği gibi laik de olamaz.
İkinci meşrutiyet ilan edildiğinde Abdülhamid, kendisini halkın arasına girerek jöntürklere karşı gelmeye zorlayan izzet paşa'ya şöyle diyordu: "Ben artık ihtiyarladım. Fakat yaşadığım müddetçe, dahili harbe sebebiyet verdiğim asla söylemeyecektir." Sonra, imzaladığı bir kâğıdı İzzet Paşa'ya uzatarak; “İşte, Avrupa'nin herhangi bir yerine gitmenize müsaade eden ferman...Tekrar İstanbul'a gelirseniz, eski günlerinizin çok değişmiş olduğunu göreceksiniz.Türkiye artık sadece küçük bir memleket olacak... Demokrasi bir mezhep mücadelesi haline gelecek... Zannetmem ki milletim, bugünkünden daha mesut olsun," der.
Yine aynı dönemde Danıştay, Yargıtay benzeri bir şûra, Batı tipi ticaret kanunları vs. alınmıştı. Batı kapitalizmi, artık bilinen her şeyiyle imparatorluğa girip onu dağıtıyor ve kendine gerekli olanı da kontrol altına alıyordu. Balolar gibi, Batılı görüntülü yaşantı yanında kültür emperyalizmi eğitim kurumlarıyla ve zorunlu olarak giriyordu ülkeye. 1863'te Amerikan Koleji açıldı. Anadolu'da özellikle Doğu'da Amerikan misyoner okulları kurulmuştu. Robert Kolej, azınlık komitecilerinin yetiştirildiği bir yer olmuştu. Daha sonra doğudaki Amerikan misyonerlerinin Ermeni-Kürt çatışmasını açıkça körüklediği görülecekti (J. Haslip). “Batıya açılan pencere" denilen Galatasaray Lisesi 1868'de açıldı. Diğer okul, kolej ve benzeri misyon kuruluşları kurulmaya devam etti. Batı kapitalizmi, ortaçağa da uymuş Hıristiyanlığı misyonerleriyle emrine almış, dünyanın dört bucağına salmış ve Osmanlı ülkelerini de bu arada ihmal etmemişti. Bu misyonerler üretim araçları ellerinden çıkan yerli halklara sükûnet tavsiye edecek, esir ticaretini tasvip edecekti. Doğu'da. Afrika'da, papaz kapitalizmin sembolü olacaktı.
Sayfa 78 - Kapı yayınlarıKitabı okudu
137 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.