Batılılaşma Yolunda kitaplarını, Batılılaşma Yolunda sözleri ve alıntılarını, Batılılaşma Yolunda yazarlarını, Batılılaşma Yolunda yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlı imparatorluğunda esaslı biçimde faaliyete geçen ilk matbaa, yani Türkçe basın yapan kurum,Mısır, Kahire yakinlarmda Bulak
kasabasmda 1822'de kurulmuştur.
18. yüzyilm en önemli olayi gazete ve süreli yayınları hayatımıza girmesidir. Gazete Osmanlı toplumuna Resmî Gazete olarak girdi. Bu 13 ve 19 yüzyil reformlarmda ortak bir özelliktir. Büyük Petro da Vedemosti adlı resmî gazete ile basim Rusya'ya sokmuştu.
Keçecizade Fuat Paşa’ya atfedilen bir nükte vardir: Muhaliflerinden müraîbirkipi, Babiâlî'nin parke döşenerek genişletilen caddesini över ve
pek münasip biri yapildigını söyler Paşa, "Bize atılan taşlarla döşedik ," cevabı verir.
Fakat asıl karışıklık histeriografide sürüyor, bu vakayı Osmanlı Yahudiliğinin 17. asırdan sonraki dekadansının nedeni olarak gösterenler var. Esasen Türkiye tarihçiliğinde de paralel bir yaklaşımla gerilemeyi İslam din adamlarına hasredenler vardı. Laik tarihçiler bazen dine gereğinden çok önem verirler.
Millet sistemi, bazı Avrupa tipi milliyetçiliğe temel olamaz. Batı tipi milliyetçilik bu sistemle çatışarak ve onun silinmesiyle gelebilmiştir. Bizatihi millet sözünün (nation) ve milliyetçilik (nationalisme) gibi terimlerin tercümesi olamayacağı açıktır.
Latin harflerinin, kendini gizleyen bir taraftarı da Sultan II. Abdülhamid gibi görünüyor. Ona göre: "Halkımızın büyük cehaletine sebep, okuma yazma öğrenimindeki güçlüktür. Bu güçlüğün nedeni ise harflerimizdir." Sultan Abdülhamid, "Belki bu işi kolaylaştırmak için Latin alfabesini kabul etmek yerinde olur," demektedir.
Tanzimat döneminin getirdiği sosyokültürel değişim hiç değilse üst ve orta tabaka kadının toplumsal hayata girişini hazırlayan altın bir dönem olmuştur.
Şinasi'nin Şair Evlenmesi adlı komedisi bizim modern tiyatromuzun ilk eseri değildir. Fahir İz 1958'de Viyana'da yazma bir Türkçe oyun bulmuştur. Pabuççu Keşger Ahmedin Maceraları diye özetlenecek bu oyundan daha başka veya eskileri de bulunabilir. Ancak Şinasi'nin oyunu o devirde temsil edilen ve tutunan ilk tiyatro oyunu olma özelliğini korumaktadır
İmparatoriçe Eugenie İstanbul'dayken Küçüksu Kasrı'nı Sultan Abdülaziz'le ziyarete gitmiş, padişah imparatoriçeye kolunu vermişti. Bu manzarayı çayırda toplanıp seyreden kalabalık arasındaki alafranga zevat, ikisini kol kola görmekten pek memnun olmuştu. Boğaz'daki mehtap sefaları, sayfiyedeki köşklerde kadınlı erkekli saz söz meclisleri tutucu çevrelerin ve A. Cevdet Paşa gibilerin dedikodu ve eleştirilerine neden oluyorsa da, yeni hayat, bildiği gibi devam ediyordu.
19 Mart 1877'de, Osmanlı'da Meşrutiyet ilan edilmiş, hazırlanan anayasa ile Türkiye tarihinin ilk parlamentosu oluşmuştu. Rusya sefiri olayı çoktan protesto etmişti: "Avrupa'da parlamentosu olmayan tek ülke olmak ayıbını biz taşıyamayız. Bu Babiali'ye pahalıya mal olacaktır," diyordu.
Osmanlı ülkesinde İslamcılık bile Batı kurumları ve batı kültürüne karşı Hint Müslümanları Rusya Müslümanları kadar şüpheci ve itici bir eğilim içinde değildi