Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kıtab-ı Kavasimu'l-Batıniyye / El-Kanunü'l-Külli Fi't-Te'vil

Batınilerin Belini Kıran Deliller / Te'vilin Temel İlkeleri

İmam Gazali

Batınilerin Belini Kıran Deliller / Te'vilin Temel İlkeleri Sözleri ve Alıntıları

Batınilerin Belini Kıran Deliller / Te'vilin Temel İlkeleri sözleri ve alıntılarını, Batınilerin Belini Kıran Deliller / Te'vilin Temel İlkeleri kitap alıntılarını, Batınilerin Belini Kıran Deliller / Te'vilin Temel İlkeleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mânâ Sancısı
Şöhreti ve saygınlığı neredeyse uluların, emirlerin ve hilafet merkezinin ününü bile geride bırakan son derece başarılı ve mutlu görünen hayatı gerçekte gün geçtikçe için için büyüyen şüphelerle, fikrî bunalımlarla altüst oluyordu. Gençliğinden beri tabiatında mevcut olan hakikati arama iştiyakı ve şüphecilik bir yandan o zamana kadar edindiği inanç ve kanaatleri kökünden sorgulamasına yol açıyor, diğer yandan da yaptığı faaliyetlerin ahlâkî değerini sorguluyor, ahiret yolunda faydası olmayan ilimlere yönelmiş olduğunu, dünya alakalarına boğulduğunu düşünüyordu. Defalarca Bağdat'ı terketmeye niyetlendi, ününü ve mevkiini terketmeye razı olmayan nefsiyle altı ay mücadele etti. İçine girdiği şüphe krizi psikolojik depresyonlara, fizyolojik rahatsızlıklara yol açtı. Ders anlatmakta zorlanmaya, iştahsızlık ve hazımsızlık çekmeye başladı. Tabipler ilaçlı tedavide başarısız olunca hastalığın psikolojik olduğuna karar verdiler.
Sayfa 9
Söylendiğine göre hocası Cüveynî, "Gazâlî derin bir denizdir." diyerek takdir eder, ama için için onu kiskanmaktan da kendini alamazmış. Cüveynî'nin talebesiyken kaleme aldığı el-Menhûl adlı fıkıh usûlü kitabını gören hocası, eseri o kadar beğenir ki, takdirini "Beni sağken mezara gömdün, ölmemi bekleyemez miydin!" diyerek gösterir.
Sayfa 8 - İmam Gazâlî'nin hayatı ve İslam düşüncesindeki yerine genel bir bakış, Asım Cüneyd Köksal.
Reklam
Evet, çok İnce bazı meseleler vardır ve bazı akıllar onları idrak edemeyecek kadar zayıftır.
Yüce Allah cenneti ve ona ehli olan insanları, bir de cehennemi ve ona ehli olan insanları yarattı. Secde sûresi 13. Ayet "Eğer dileseydik herkese hidayetini verirdik..."
"İslâmî ilimleri yeniden yapılandırma hedefi güden; fıkıh, kelam ve tasavvuf ilimlerini yepyeni bir biçimde harmanlayan İhyâu Ulumi'd-din adlı eseri başta olmak üzere birçok eserini bu uzun halvet yıllarında kaleme aldı."
Sayfa 11
Hasan sabbaha göre Alemde hem doğru hem de yanlış vardır ; doğrunun alemeti bir olmaktır. (vahde), yanlışın alameti ise çok olmaktır (kesre)
Sayfa 25
Reklam
"İslâmiyet'te hiç tereddüt etmeden söylenebilir ki hiçbir mezhep Şiîlerin (Hazreti Ali taraftarlarının) Seb'iyye (Yedi imam kabul eden) kolu kadar maddi ve manevi mücadelelere, kan ve mürekkep dökülmesine sebep olmamıştır."
Sayfa 17 - Bu inceleme ile eserin tercümesi; İlahiyat Fakültesi dergisi (Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi tarafından 3 ayda bir çıkan) Cilt:3, Sayı: l-ll, Yıl:1954, Sayfa: 23-54'ten alınmıştır. Türk Tarih Kurumu Basımevi, Ankara, 1954.
27[Kâl: dinin esaslarını öğrenmek ve uygulamaktır. Kur'an-ı Kerim ayetlerine göre konuşulan bir dildir.] 28[Hâl: özü sözü bir olarak kalbe dolan mana, cezbe ( kendinden geçiş) , coşkunluk gibi manevi geçişe denir. Kişi gönlünden geçirdiklerini kalbinden söyler, bu dili bilen bu sözü kalbinden duyar, anlar ve yine gönlünden geçirerek kalbinden cevaplar.]
Nitekim Peygamberimiz mescidin gura: sına burasına sümkürenleri bu halden men maksadıylas "Mescit sümükten, arepe temas eden derinin aregten çe kinmesi gibi çekinir" buyurmuşlardır. Yoksa hepimiz görmekteyiz ki mescidin sahasım sümükten çekindigi ve kaçtığı yoktur. Bundan maksat Allah'a yakınlaşma yeri olan mescidle sümkürmek arasında aceple atese ma ruz kalan deri arasında olduğu gibi ziddiyet olduğunu ifade etmektir . Ateşten derinin kavrlarak çekinmesiyle mescidin alanının da sümükten mustarip olması mana sını bu temsil , pek canlı bir şekilde göz önünde resmet mektedir . Peygamberimizin; "İmamdan önce başını kal- dıran kimse, kendisinin bu başını Allahu Tealâ'nın eşek başına çevirmesinden korkmaz mı?!" 22 buyurmaları da bu kabildendir. . İbn-i Şeybe musannifinde rivayet etmiştir.
Sayfa 103
Reklam
Ruhun sır ve hakikatinin gizli tutulması ve Resûl-i Ekrem'in ruhun hakikatini açıkla- maktan lisanlarını beri tutmaları bu türdendir' yoksa bu hakikat Resûl-i Ekrem'e asla münkeşif olmamış değildir. Çünkü ruhun hakikati bilinmedikçe insanın kendisini bilmesi mümkün değildir. Kendisini bilmeyen kimsenin de Rabb'ini bilmesini tasavvur bile etme imkânı yoktur. Bu hakikatin Resûl-i Ekrem'e münkeşif olmaması müm- kün olmadığı gibi, bazı veliler ve âlimlere de münkeşif ol- duğu imkânsız kabul edilmemelidir. Bunların bu husus- taki sükutları peygamberlere hallerine tecavüz etmemek gibi bir edep muhafazasına matuftur.
Sayfa 101 - büyüyen ay
Aklı tekzip eden şüphe yoktur ki nakli ve şer'i de tekzip etmiş olur. Çünkü...
Sayfa 88
Uç Te'vil yapanlar için
"Gazâlî, nasların, lafzın dildeki muhtemel anlam dairesindeki hiçbir manasının delalet etmediği yerlere hamledilmesini Allah ve peygamber adına yalan söylemek olarak niteler ve bunun küfür olduğunu da açıkça ifade eder."
Sayfa 85
"el-Gazali, vezir Nizamu'l-milk'ün huzurunda yapılan bir münakaşada, mecliste bulunan başka alimlere üstün geldiği için onun tarafından Bağdat'taki Nizamiye Medresesi'ne müderris tayin edilmiş ve 484/1091'de orada derslerine başlamıştı (burada, Hasan-ı Sabbah'ın Alamut'u zapt ederek, orayı dini-siyasi propagandasına üs yapmasının 483/1090 yılında olduğunu hatırlatmak yerinde olacaktır)."
"el-Gazali, vezir Nizamu'l-milk'ün huzurunda yapılan bir münakaşada, mecliste bulunan başka alimlere üstün geldiği için onun tarafından Bağdat'taki Nizamiye Medresesi'ne müderris tayin edilmiş ve 484/1091'de orada derslerine başlamıştı (burada, Hasan-ı Sabbah'ın Alamut'u zapt ederek, orayı dini-siyasi propagandasına üs yapmasının 483/1090 yılında olduğunu hatırlamatmak yerinde olacaktır)."
26 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.