Bavul Dergisi Sayı:20
Bavul DergisiBavul Dergisi Sayı:20 Sözleri ve Alıntıları
Bavul Dergisi Sayı:20 sözleri ve alıntılarını, Bavul Dergisi Sayı:20 kitap alıntılarını, Bavul Dergisi Sayı:20 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dibin tek iyi yanı, artık çıkıştan başka yolun kalmamış olması.
TÜKENME
Bir bahar akşamı kursağında kaldıysa hevesin, incindinse en dirençli yerinden, hırsıza kilit dayanmadıysa ve heba olduysa emeklerin, düşlerinin kırıkları kıymık gibi batıyorsa kalbine, dibi görünen bir rakı şişesi, mürekkebi kurumuş bir dolma kalem, kökü çürümüş bir çiçeğin saksısı gibi işe yaramaz, mühürsüz bir zarf kadar tanımsız kalakaldıysan bir bahar akşamı, kapıyı aç ! Bulutlar girsin !
Mevsimidir hayat fışkırır baharın damarlarından.
Bir avuç çağla badem taşı cebinde.
Bir bebeği kokla.
Bir çocuğu güldür.
Bir yaşlıyı sevindir.
Bir dostun neşesine ortak ol, bir yabancının derdine derman.
Bir kitabı otobüste unut, senden sonrakine armağan. Birine sımsıkı sarıl.
Cam kenarına ekmek kırıntısı koy.
Uçurtma yapmayı öğren.
Islık çal.
Küfür et, ağzında açan bir çiçek gibi.
Aşk mektubu yaz.
Isırarak elma ye.
Bir tribün marşını ezbere söyle.
Kırkikindilerin hakkını ver, şemsiyeni evde unut. Denizleri düşün.
Taşı çatlatan sabır değil, umuttur;
Umudunu çalanları “yürü bre hızır paşa" de.
Birkaç dost bul, halaya dur.
Nasıl yenildim deme.
Ne öğrendim de.
Kalbine güneşi asanlardan ol.
Tükenme !
Sayfa 35Kitabı okudu
Bir kadının erkek gibi olmaya ihtiyacı yoktur.
Kadın zaten güçlüdür, kadın canından can çıkarır. Ötesi var mıdır ?
Vedat Türkali
Sabah serinliği gün ağarıyor
Demir taş küf yosun
Sen böyle gecenin ortasında
Olan bitenden habersiz
Uyuyor musun ?
Zafer, insanların yıllardır karınlarında taşıdıkları ama bir türlü doğuramadıkları bir çocuktu sanki.
Dünyanın neresinde olursanız olun faşizm çok pis kokar.
Sayfa 18 - Önder Abay - Semtlerin Koku HaritasıKitabı okudu
Dokunamayacakları kadar uzadı dallarım, çiçeklendim her bahar yeniden rengarenk. Yine yaprak döktüm belki ama; yeniden, kendimden doğuracağımı bilerek bu kez.
Dibin tek iyi yanı artık çıkıştan başka yolun kalmamış olması.
Sayfa 36 - Ayşen AksakalKitabı okudu
Sana yepyeni çiçekler verdim
Kapıyı aç bulutlar girsin.
Gülmeyi bilen çocuklar geldi.
Tükenme !
Sayfa 35Kitabı okudu
"Kanserli bir ülkeye ancak kanserli bir şair doğru teşhis koyabilir."
Sayfa 23 - Can YücelKitabı okudu
Kafayı çekmiş Can, vapurlar kaçmış. Edip'in (Cansever) evinde kalıyor. Edip erken uyurdu. Bizimkisi oturuyor tabii. Edip'in Yerçekimli Karanfil'i duruyor masanın üzerinde. Can eline alıyor kalemi; "bu fazla... Bu fazla... Bu fazla..." diye kelimelerin üzerini çiziyor. Tabii sabah Edip kalkıp bunu görünce "Çık git benim evimden," diyor. Can da gidiyor ama... Edip bizim evin oğlanıydı, gelmiyor ondan sonra. Seneler geçti. Bir gün Papirüs'te oturuyoruz Can'la. Edip çıkageldi. "Edip" diyorum 'Gel otur, canımın içi'. Yok. "Ben bu herifin yanında oturmam," diyor. "Edip gel, sen Can'ı seversin,"; "Yok sevmiyorum." "O sırada bizi izleyen Can lafa girdi: "Ulan beni nasıl sevmezsin, senin soyadın Cansever." Bu lafın üzerine Edip gelip masamıza oturdu. O gün orada birlikte bir şiir yazdılar, bir kıta Can söyledi, bir kıta Edip söyledi...
Sayfa 3 - Güler YücelKitabı okudu
Bakış Açısı Üzerine
Bazen de dip sanılanın gerçekte o kadar derin ve balçık bir zemin olmadığını göstermek icap eder. Bunu öyle incelikli yapmalı ki; "daha düşebileceğin ne beter karanlıklar var" değil de "çıkışı yakın bir diptesin aslında, üstelik zemin de ivme almaya müsait" anlamına gelmeli.
Sanatçı kötülüğe karşı durandır. Özü itibariyle muhaliftir.
Sayfa 16 - Edip AkbayramKitabı okudu