Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Modern Türkiye´de Din ve Toplumsal Değişim

Bediüzzaman Said Nursi Olayı

Şerif Mardin

Bediüzzaman Said Nursi Olayı Sözleri ve Alıntıları

Bediüzzaman Said Nursi Olayı sözleri ve alıntılarını, Bediüzzaman Said Nursi Olayı kitap alıntılarını, Bediüzzaman Said Nursi Olayı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İlk dönemde Said Nursi’nin fikirlerini meşrulaştıran onun köylüler,hatta kasabalılar, tarafından pek çok durumda anlaşılamayan sözleri değil, değindiğimiz okuma uygulaması aracılığıyla sürdürülen huşudur.
Sayfa 16
Cumhuriyet, Osmanlı İmparatorluğu döneminde toplumdaki meşrulaştırıcı nihaî sembol olan İslâmî cemaat fikrine karşı laik bir saldırı başlatmıştı. Müslümanlığın "kolektif temsiller"le ilgili bu yanına, Cumhuriyet Türkiye'sinde herhangi bir rol tanınmamıştı. Kemalist sistem, laik Cumhuriyet ideolojisini bunların yerine koymuştu. Bu yeni yaratılış miti çağdaş Türkiye'nin köklerini Orta Asya Türkleri'nin başarılarında arıyordu.
Sayfa 251 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bediüzzaman, 1922 yazında Ankara'ya ulaştı (Şahiner, 1979, 240). Emirdağ Lâhikası'nın bir pasajında (1959,10), Mustafa Kemal'in kendisinden, Sünûsi liderlerin Libya'da yaptıklarına benzer bir görevi yerine getirmesini, yani dinî bir ittifak odağı oluşturulmasıyla halkın bu odak etrafında birleştirilmesini istediğini belirtmektedir. 1916'da Mustafa Kemal'in kendisi de, daha sonra Bitlis'i kurtaracak olan ordu birliklerinde görevli olmasına rağmen, oraya geç ulaşabilmişti (Allen ve Muratoff, 1953). Dolayısıyla Mustafa Kemal, Said Nursi'nin Bitlis'in kurtuluşu sırasında gösterdiği kahramanlıktan haberdardı.
Sayfa 156 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Türkiye'de İslam her şeyden önce "kolektif bir temsil" e işaret etmekteydi. İslam, kitleler için "toplumsal çimento" vazifesi görüyordu ve İslam'ın bir "tutkal" işlevi gördüğü muhakkaktı.
Said Nursi, Bitlis savunmasına katıldı ve Ruslara esir düştü (Şahiner, 1979, 172). Rusya'da Kostroma esir kampına gönderildi ve burada iki buçuk yıl kaldı. Burada, muhafızların davranışlarından etkilenmiş olmalıdır; çünkü, daha sonra belirttiğine göre, Ruslar bu kampta ibadet için kendisine cemaat toplama özgürlüğü tanırlarken, Türkiye Cumhuriyeti aynı hakkı ondan esirgemiştir.
Sayfa 147 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
İnsanın gelişip mükemmelleşebilmesinin eskatolojik (sonu olan dinî bir süreç) bir vaat çerçevesinden görüldüğü tarihten, önce laik bir ütopyaya dönük planlara, sonra da "cenneti şimdi, burada yaratma" fikrine geçiş, tedricen gerçekleşmişti.
Sayfa 194 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bediüzzaman’a göre Osmanlıların bilimde ilerleme sağlayamamış olmalarının nedeni,Türkiye’de eğitim alanında birbirinden ayrı üç akımın bulunması idi: medrese,tekke ve mektep sistemi.Yaratıcılığı geri getirmenin tek yolu,mekteplere yeniden din dersleri konulması,medrese eğitim programlarına bilim üzerine araştırmaların eklenmesi ve yetkin ulemanın tekkelere sokulmasıydı.
Berlin Antlaşması'nın imzalanmasıyla Osmanlı İmparatorluğu Avrupa'da önemli toprak kaybına uğramıştı. İmparatorlukta Arapça konuşan nüfus oranı da böylece yükselmişti Abdülhamid, Osmanlı topraklarında meydana gelen bu demografik denge değişiminin farkındaydı (Karal, 1983, 331) Araplara yönelik duyarlılığı o boyutlardaydı ki, bir ara Arapçayı Osmanlı İmparatorluğu'nun resmî dili haline getirmeyi bile düşünmüştü (Karal, 1983, 546 ve Tahsin, 1931, 150-151).
Sayfa 201 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Mehmed Kaplan, tam anlamda işlerliğe kavuşan Tanzimat okullarının ilk mezunları olarak 1890'lı yılların kuşağı ile 1870'lerin kuşağı arasındaki farklılığın "kitap bilgisi"ne dayandığını belirtmektedir. 1890 kuşağı söz konusu olduğunda, sanki "okul ve kitap onların yaşamla ilişkilerini kesmiş" gibi idi (Kaplan, 1946, 19). (...) Bununla birlikte, bu yeni araçlara ilk kez sahip olan kuşak, Allah'ın isteğini yerine getirme mecazından ayrılarak soyut bir "medeni ilerleme" mecazı yönünde ne kadar mesafe katettiğinin tam olarak bilincinde değildi. Bu kurgusal, soyutlayıcı, ütopyacı ve fütürist düşünce tarzı, şimdi tahsillileri cahillerden ayıran bir özellik haline gelmişti.
Sayfa 193 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Kur'an'ın başlıca işlevi, müminlerin idrâk etme çabalarını yaratılana değil, Yaradan'a çekmektir.
Sayfa 327 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
28 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.