Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Benim Sofram Bu

Oğuz Akay

Benim Sofram Bu Sözleri ve Alıntıları

Benim Sofram Bu sözleri ve alıntılarını, Benim Sofram Bu kitap alıntılarını, Benim Sofram Bu en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Merhamet...
Bir yaz gecesi... Büyükada Yat Kulübünde, sofrasında ve karşısında oturuyordum. Bir Amerikan gazetesinde, meşhur bir kadın yazıcımızın neşrettiği hatıralardan bahsolunuyordu: Gazi'yi anlatan bu makalelerde bir "merhametsiz" kelimesi geçiyormuş. Bu "merhametsiz" sözü, onun, merhamet dolu kalbini merhametsizce yaralamıştı... Teessürden ürpermiş bir sesle : - Eğer, demişti, ben hayatımda ancak on beş kişiye merhametsiz olabildimse, bu, on beş milyon Türk'e olan sonsuz merhametimdendir.
Sayfa 201 - Orhan Seyfi Orhon ''Atatürk'e Ait Hatıralar", Akbaba Dergisi, Sayı. 254, 17 Kasım 1938, s.4Kitabı okudu
tıpkı ben. kendimin aynısı. (=
Atatürk, bir defa espriyi anlayan ve hakikaten espriye kıymet ve yön veren bir varlıktı. Bütün azametiyle... Onun için laf arasında, yahut bir hadise arasında geçen espri gerçeğin hüviyetini bozsa dahi, o esprinin yüzü suyu hürmetine hiçbir zaman sinirlenerek cevap vermezdi. Üstelik çok anlayış gösterirdi. Fevkalade hazzederdi.
Sayfa 505Kitabı okudu
Reklam
İki Mustafa Kemal vardır; dediler, biri karşınızda oturan ben. Et ve kemik, fani Mustafa Kemal... İkinci Mustafa Kemal; onu "ben" kelimesiyle ifade edemem. O, ben değil , bizdir. O burada oturan sizler, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük mefkure (ülkü) için uğraşan münevver (aydın) ve mücahit (savaşçı) bir zümredir. Ben onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların tahassür (özlem) duydukları şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, cümlenizsiniz. Fani olmayan, yaşaması ve muvaffak olması mukadder olan Mustafa Kemal odur.
Sayfa 118Kitabı okudu
Atatürk'ün
Sevdiği şarkılardan birisi de "Yemenim turalıdır, sevdiğim buralıdır'' türküsü idi. Nedense bunu sık sık okurdu. Kim bilir belki de canlı bir hatırası vardır. Amma buna dair ağzından bir şey duymadım.
Atatürk'ün sevdiği rumeli türküsü.
(Ankara) Müzik Öğretmen Okulunda talebe idim. Bir gece Çankaya Köşkü'ne, konser vermek için gitmiştik. Atatürk, koro ve solo olarak söylediğimiz garp (batı) müziği parçalarını çok beğen­mişti. Bir ara: - Ben de size bir Rumeli türküsü öğreteyim. Bu türkü, benim çocukluğumun, gençliğimin bütün hatıralarını taşır. Ben söylerken notasını yazabilir misiniz? buyurdular. Okul müdürü beni seçti. Kağıt kalem alarak Atatürk'ün yanına oturdum. Heyecandan kalbim çarpıyor, ellerim titriyordu. Büyük Atatürk, gözlerinden yaşlar akarak, içli ve güzel bir sesle: "Alıverin bağlamamı çalayım aman Çalayım da zari zari ağlayayım aman" Türküsünü söylüyordu. Bitirdiklerinde yazdığım notayı göster­dim. Yanındakilere: -İşte hakiki sanat budur arkadaşlar. Siz Mebus olursunuz, Ve­kil olursunuz, hatta Reisicumhur olursunuz. Fakat sanatkar olamaz­sınız... Bu çocukların kıymetini bilelim... dediler. Az sonra salon koro halinde Atatürk'ün yazdırdığı bu Rumeli melodisiyle çınlıyordu. -Nezihe Başsoy
Sayfa 373Kitabı okudu
unutmayınız ki Mustafa Kemaller yirmi yaşındadır.
Bir akşam kendisine nazı geçen arkadaşlarından biri: - Düşünmelisiniz ki eğer ölürseniz, heykelinizi paramparça ederler. Yaptıklarınızdan hiçbiri ayakta kalmaz. Çok yaşamaya bak­malısınız, dedi. Ben de sofrada idim. Güldü, işte o zaman bize gönlünün sırrı­nı açtı: - Unutmayınız ki Mustafa Kemaller yirmi yaşındadır, dedi. O artık Türkiye'nin her tepesinde bir Mustafa Kemal'in nöbet tuttuğuna inanıyordu. Heykelleri de, şan ve şerefleri de, eserleri de, hepsi bu Mustafa Kemallere emanetti. Nöbetçiler uyumayınız. Falih Rıfkı Atay "Nöbetçi", Pazar Postası Gazetesi , Birinci yıl, No:40, 11 Kasım 1951 , s. 1
Sayfa 406Kitabı okudu
Reklam
Geçen harp (İkinci Dünya Savaşı) sonrasında hayal ve hırslarına, Hitler'le Mussolini'nin asla tatmadıkları eşsiz bir zaferin takmış olduğu kanatları kendi eli ile kesip koparmasını bilen, dehasını milli ve milletlerarası "imkanlar" ölçüsü içinde tutan tek adam şüphesiz Atatürk'tür. -Falih Rıfkı Atay
“Mustafa Kemal adı, bütün dünyada on beş yıllık sürekli bir yayın ile ebedileşmiştir. Bunu değiştirerek yeni bir isim alırsanız...” Atatürk derhal sözü kesti: “Bana verilen adın yarısı Türk kelimesidir. Türk adı tarihin başladığı günden beri dillerin ve kulakların alıştığı bir namdır. Ben bu adın büyüklüğüne sığınıyorum. Bu sıfatımla da övünüyorum.”
Sayfa 438 - Truva Yayınları
Biz ilk önce bir "Türkler Tarihi"ne muhtacız. Bundan sonra yer yer kurdukları devletlerin tarihleri gelmelidir. -Mustafa Kemal Atatürk
oralarını otuz milyon iken kaybettik...
Nuri Conker'in Çocuk Sarayı Caddesindeki evinde Atatürk'ün "Vardar Ovası" türküsünü bilafasıla (arasız) tekrarlatmış olması bu apartmanda bulunan Bulgar Sefarethanesi erkanı tarafından duyul­muş ve bu hadise Ankara'da halk arasında da yayılmıştı: "Maya dağdan kalkan kazlar Al topuklu beyaz kızlar Vardar Ovası Vardar Ovası Altın yuvası" Bu türkü hakikaten defalarca söylenmiş ve hora denilen Rume­li oyunları bu türküye uyularak oynanılmış idi. Birkaç gün sonra Çankaya'da Tahsin Uzer, bu hadisenin Bulgar ve Yunan siyasi mahfillerinde (çevrelerinde) telaş ve dedikoduya se­bep olduğunu söylüyordu. Bir Rumelili arkadaş Atatürk'e sordu: - Paşam bu kıymetli vatan parçasına bir gün kavuşabilir miyiz? Atatürk'ün mavi gözleri, pencereden dışarıya derinlere daldı. Üzgün olduğu yüzünden belli idi. Hafif bir sesle bu suali cevaplan­dırdı: - Oralarını otuz milyon iken kaybettik. On sekiz milyon Türk ancak milli vatanı koruyabilir. Asaf İlbay "Atatürk'ün Hususi Hayatı'', Tan Gazetesi, No:228, 5 Ağustos 1949, s.2
Sayfa 421Kitabı okudu
40 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.