Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Benim Sofram Bu

Oğuz Akay

Benim Sofram Bu Gönderileri

Benim Sofram Bu kitaplarını, Benim Sofram Bu sözleri ve alıntılarını, Benim Sofram Bu yazarlarını, Benim Sofram Bu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Atatürk'ün sofrası, bir Encümeni Danişten, bir ilim akademisinden farksızdı.
Sayfa 503 - Truva Yayınları
Sadi'nin dörtlük:
Ne ber ustür be-süvarem, Ne çu ester zir-i barem, Ne hudavend-i raiyyet, Ne gulâm-ı şehriyarem (Ne deveye binip gezerim) (Ne de katır gibi yük altına girerim) (Ne uyrukları olan bir hükümdar) (Ne de hükümdarın uşağıyım)
Sayfa 449 - Truva Yayınları
Reklam
“Mustafa Kemal adı, bütün dünyada on beş yıllık sürekli bir yayın ile ebedileşmiştir. Bunu değiştirerek yeni bir isim alırsanız...” Atatürk derhal sözü kesti: “Bana verilen adın yarısı Türk kelimesidir. Türk adı tarihin başladığı günden beri dillerin ve kulakların alıştığı bir namdır. Ben bu adın büyüklüğüne sığınıyorum. Bu sıfatımla da övünüyorum.”
Sayfa 438 - Truva Yayınları
Atatürk, prensip yaratan yarattığı o prensibe sadıkane bağlanan bir şahsiyetti. Bu, Atatürk’ü seçkin yapan bir karakterdi. Doğruluğuna şüphe etmediği fikri daima müdâfaa ederdi.
Sayfa 432 - Truva Yayınları
Mussolini küstah bir adamdı, Atatürk'ün şahsına dahi dil uzatırdı. Atatürk de ona “Palyaço" derdi. "Türkleri bir düzine sarhoş idare ediyor, sözüne karşı: "Deliler, sarhoşlardan korkar” cevabını verirdi.
Sayfa 429 - Truva Yayınları
“Ben her şey değilim, ben hiçim, ben hiç olurdum, eğer bu millet bana böyle inanmasaydı. Bu millet kılı kıpırdamadan benim uğruma canını vermeye hazır olmasaydı, ben hiçbir şey yapamazdım.”
Sayfa 387 - Truva Yayınları
Reklam
Sevdiklerinin nazını çekmek Atatürk'ün kalbinin bir ihtiyacı idi.
Sayfa 334 - Truva Yayınları
Yemek, hiçbir yerde Gazi'nin sofrasında olduğu kadar bir insana gıda olamaz. Burada doyan bütün bir maneviyattı.
Sayfa 245 - Truva Yayınları
Mustafa Kemal içkili de içkisiz de Mustafa Kemal'dir.
Sayfa 133 - Truva Yayınları
O gerçekte büyük vazife ve mesuliyetler adamı idi.
Sayfa 79 - Truva Yayınları
Reklam
Sevdiği şarkılardan birisi de "Yemenim turalıdır, sevdiğim buralıdır" türküsü idi. Nedense bunu sık sık okurdu. Kim bilir belki de canlı bir hatırası vardır. Amma buna dair ağzından bir sey duymadım.
Sayfa 21 - Truva Yayınları
Bu sofra Atatürk'ü yalnızlığından kurtaran bir sofraydı.
Sayfa 18 - Truva Yayınları
Atatürk’ün sofrası gerçekte, Türk bağımsızlık ve devrim tarihinin bir portresi idi. Bu sofra bir eğlence sofrası değildi; bir irade, bir devrim sofrasıydı. Yeni Türk Devletini kurma düşüncesi bu sofrada belirdi. Yurt savunması bu sofrada hatırlandı, Milli egemenlik ve onun en belirgin biçimi dan Cumhuriyet olması bu sofrada tartışıldı. Türk tarihine ve diline milli bir kimlik kazandırılması burada ele alındı. Ülke, ulus ve dünya sorunları yine burada tartışıldı. Özetle, ihtilalden devrime, tarımdan endüstriye ve bilimden sanata kadar bütün davaların savaş alanı bu sofra idi.
Sayfa 17 - Truva Yayınları
o kadar sevdiğim milletin beni unutması ruhum için en acı bir azap olur.
Bir gün gene Atatürk'ün sofrasında bulunurlarken onu en neşeli sandıkları bir anda Şefteki rengin birdenbire değişip gözlerinin dolu dolu olduğunu görürler. Şef; hazin, dokunaklı, adeta vasiyete benzer bir sesle der ki: - Arkadaşlarımdan tek bir dileğim var: Ben öldükten sonra beni millete unutturmasınlar. O kadar sevdiğim milletin beni unutması ruhum için en acı bir azap olur. -İsmail Habib Sevük (Saffet Arıkan'dan) İsmail Habib Sevük, Atatürk Sağ iken "Büyük"tü, 10 Yılın Mesafesinden Bakılınca Büyükler Büyüğüdür", Cumhuriyet Gazetesi, 25inci Yıl, Sayı: 8708, 10 Kasım 1948, s. 1-2
Sayfa 653Kitabı okudu
19 Mayıs, her şeyin bittiği sanılan bir günde her şeyin başladığının remzidir (simgesidir).
Sayfa 585Kitabı okudu
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.