Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Benlik Gönderileri

Benlik kitaplarını, Benlik sözleri ve alıntılarını, Benlik yazarlarını, Benlik yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
‘mutluluk ‘, evet… bugün yalnızca geri dönüp bakabileceğim birşey artık- geçmiş birşey. nasıl o zamanlar ‘sessizlik’le kuşatılı bir ‘dinginlik ve durgunluk’ olduysa, bugün de boşlukla çevrili bir olmuş-olma; artık-olmama; yalnızca anımsanan, birşey, ‘mutluluk’- yürüyerek içinden geçip çıkıp gittiğim, geçip gitmiş birşey—
Sayfa 126Kitabı okudu
"yengeç, suda yaşar; ama, yüzme bilmez - suyun içinde, yürür..."
Reklam
Hem, bilebilip bilemeyeceğimizi önceden bildiğimiz şeyleri bilmek, neye yarar ki - oysa, bilemeyeceğimiz kuşkusuyla giriştiğimiz konularda, düşünülebilir birşeyi düşünebileceğimiz sınıra dek düşünmek yoluyla, sonunda, bir 'sonuca varma' olarak olmasa da, bir yolu yürümüş olma olarak, derinlikli görüşlere varabiliriz.
“Buradayım” diyen, demek ki, aynı zamanda, “Günü gelince burada olmayacağım”, dilegetirişi ile, “Yönü bulunca yola çıkacağım” dilegetirişine de hazırdır.
“Yaşamına güçlülük verecek tek şey,güç eksikliği duyman olacak-“
Hep kaçtığıma göre,hiç özgür oldum mu,diye sorulabilir.
Reklam
Boşluktan kurtulunamıyor ki... Kuytuda olmak da gerekmiyor,hiçkimsenin ulaşamadığı bir yerde olmak için: heryer kuytu,zaten... Öylesine,ölüme doğru sürüklenip giderken,kendi boşluğunu,kuytu içindeliğini,işte,kovuğunu da birlikte götürür,kişi.
Oysa,düşlerimi gerçekten gerçekleştirmeye cesaretim olsaydı,beklemektense,işe girişip,en azından,başarısız da olsam,gerçek—ve evet,hakedilmiş-bir yıkıma ulaşabilirdim;ya da,korkaklığımı açıkça kabullenerek,gerçeklere boyuneğip,düşlerimi bir kenara atabilir;o zaman da,gene hakedilmiş bir lanetlenmeyi-gerçekten-yaşayabilir;sonunda da pısırık ve sessiz bir ölüm bulabilirdim. İkisini de yapmadım-ne o uca;ne buna,gitmedim-“yürüme” diye diye vardığım,Kafka’nın “Komşu Köy”ü oldu,işte... Böylece de ‘ortada’bıraktım kendimi-onu da:kıskaç takırdatmasın da ne yapsın bana?...
Bütün bunların sonunda gene hiçbir yere varmayacağımı gösteriyor olmalı ona. -bir zavallı ile bir alçak olma arasında gidip geliyor,kendimi yargılamam—
(Geleceğim yok,sanıyordum; gelmeyecek, sanıyordum; oysa,çıktı,geldi işte——burada...)
Reklam
Aramızda bir yol değil,kapalı bir koridor var: tek yöne açılan-çoğunlukla da kapalı duran-bir kapı...
Evet-asıl onlar yaşar hep: Yaşamamış olmalarıdır onları yaşatan,sürekli kılan; yaşanıp geçmemiş olmaları-yaşama geçememiş olmaları,yaşatır onları...
-Ama ‘unutma’ diye bir şey var mıdır gerçekte-kişi nasıl ‘unutur’ki yaşadığı bir şeyi... Kişinin belli bir andaki ‘bilinç içeriği’ açısından o sırada ‘anımsamadığı’ -örtülmüş,silinmiş,bastırılmış-bir yaşanmışlık, “bilinçaltı”nda; yani,yaşadıklarının toplam bağlamı- karşılıklı etkileşimleriyle oluşturdukları bütün-içinde,tam da o yaşanmışlık yerinde,sürdürür ‘yaşam’ını———[yalnızca bir sözcük oyunu değildi o söz: “Yaşadığın her an,her yaşadığın an,yaşar.”...] yaptıklarına karışır,onları yönlendirir,etkiler. İşte,bu toplam bağlam, o: yaşamımın bütün anlarını barındıran,yaşamlarını sürdüren bütün: O, ben’im,işte...
Oysa,o benden hoşlanmıyor ama,ben onu seviyorum bile galiba. Belki benim de içimde (başka) biryerlerde hafif kıpırdanıyor sürüklenip götürülmek arzusu——belki benim de bunu özlememdir,onu o kadar güçlü kılan; zorlukla direnebildiğim kadar güçlü...
Eskiler,bir de,yüreği,duyguların,duygulanımların asıl ‘yer’i —yani, ‘varoldukları’ yer— saymışlardır—şimdiki ‘bilim’imize göreyse,yürek,bazı sinir düğümlerinin denetlediği özel türden bir kas yapısından başka bir şey değil: kan ‘pompa’lamağa yarayan bir tür emme-basma tulumba—içinde,kandan başka bir şey de yok;ne duygu ne duygulanım... Şimdi,bugün, bu çağda,ben ki ‘içimdeki bir kovukta yaşayan’ bir “yengeç” olduğunu söylüyorum;bir de,üstüne üstlük,desem ki,o,yüreğimde bulunan kovuğunda barınıyor-ne derlerdi acaba: Nerede; kulakçıklardan birinde mi,yoksa karıncıklardan-hangisinde: sağdakinde mi,yoksa soldakinde...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.