Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Benlik
Oruç AruobaBenlik Yorumları ve İncelemeleri
Benlik yorumları ve incelemelerini, Benlik kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Benlik puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
160 syf.
·
Puan vermedi
Benlik;insan benliğiyle keşfe çıkabilir mi? Bunun en iyi cevabı bu kitapta. Yazarın üslubunu, tarzını çok beğeniyorum. Daha öncede dört eserini okumuştum. Hepsi ayrı kavrayış hepsi ayrı yolculuk. Bu eser toplamda dört bölümden oluşuyor. 1.Benlik 2.Burada 3.Yengeç 4.Sahicilik-Sahtekarlık üzerine notlar. Benliğinizi sorgulayıp çoğu yerde evet tam olarak bu diyebiliyorsunuz. Kendi benliğine yengece benzeterek düşüncelerini, tarzını ortaya çok net koyuyor. Çoğu yerde bir cümleyi çözebilmek için tekrar tekrar okuyorsunuz. Hem anlayış hem keşif hem inanış kavramlarını bir arada buluyorsunuz. Kitabın sonlarında şöyle bir cümle yer alıyor ; "kendine inanmayan hep yalan söyler." Bir Aruoba sever olarak şiddetle tavsiye ediyorum. Zihin dansı yapmak için muhteşem eser.
Kendisini 2020 yılının mayıs ayında kaybettiğimiz akademisyen,felsefeci ve şair olan Türk yazarımız Oruç Aruoba, "Benlik" adlı eseriyle okurlarına felsefe ve edebiyatı harmanlayarak çok farklı bir deneyimi tatma imkanı sunuyor.
Birkaç bölüme ayrılan eser, yazarın kalemini edebiyatın mürekkebine batırıp felsefe yaptığı ve her biri farklı yer ve zamanda yazmış olduğu pasajlardan oluşuyor.
Belki de berrak bir zihinle okuyamadığım için tam anlamıyla eserden istifade edemedim.Ya da yazar "dur bakalım senin bunu anlayabilmen için daha kırk fırın ekmek yemen lazım" diyordur kim bilir.
Ben ya kitaba odaklanamadim ya da bu kitap bana fazla geldi. İlerleyen bir zamanda kendime tekrar bir şans vermek adına kitabı kaldırdım şimdilik yarım birakilanlardan
Bu kitap hakkında bir sürü inceleme var. Bunlardan herhangi birini dikkate alabilirsiniz ama bence bu kitap herkesin farklı bir şekilde anlayabileceği bir kitap bazılarının ise hiç anlayamayacağı...
Benim anladığım kadarıyla içinde sanki bir kişi daha var ve buna kafasının içindeki yengeç diyor. O tam düşecekken düşeceksin diyor mesela ya da onun düşündüğü şeyi içindeki şey görebiliyor sanki iki kişilermiş gibi... Kitapta bundan bahsediyor genel olarak. Kendi içindeki kendisinden , ben'in içindeki benden...
Okurken beynim yandı. Çok cebelleştim kitapla. Ben de yazarla birlikte içimdeki akrebi dinledim. Onun tasası şimdi benim içimde takırdıyor. Zırhı en sağlam olanların; saydam, yumuşacık, tertemiz özü vardır. Çünkü en çok korunmayı onlar hakediyordur. Bundandır ki kimse göremez o saydamlığı, merhameti, duruluğu. Zırh bir kere kuşatmıştır hazineyi. O akrep gibi ben de incinmekten korktukça zırhımı kuvvetlendirdim. Sonunda içimdeki o eşsiz hazineye ben de ulaşamaz oldum. Ben onu ararken benliğimden uzaklaştım. Sahici insan olamamaktan korktum. Sonra sahici miyim ? Sahte miyim ? Özgür müyüm? diye sorarken kafam karmakarışıkken, yengecin sesini bile duyamıyorken benliğime ne kadar yakın olabilirim diye uzunca düşündüm ??? ▪
▪
Kitap 3 bölümden oluşuyor.
Burada / Yengeç / Sahicilik-Sahtelik Üzerine. Yine muazzamdı. Yazarın kitaplarındaki kargaşayı çok seviyorum. Hem kaos hem sadelik. Hem felsefik,hem şiirsel. Bu kitabı bir kez daha okuyacağım Ayrıca en severek okuduğum; Edip Cansever, Şule Gürbüz, Nietzsche, İsmet Özel alıntıları beni mest ediyor Kendini kafa karışıklığına hazır hissedenler okusun. İsmet Özel; kafa karışıklığı iyidir. İnsan bir kafası olduğunu anlar diyor benden söylemesi #kitapyorumu #oruçaruoba #benlik
İçimde bir yengeç var ! Hepimizin içinde bir yengeç var kovuğundan arada bir çıkan. Herkesin yengecinin ayrı isimleri var benimkinin adı vicdan,özgürlük, sorumluluk, merhamet...
Yazarın okuduğum ilk kitabı. Beni derin düşüncelere saran, yazarı bazı konularda haklı bazı konularda haksız bulduğum, aslında okurken kendi iç dünyamla savaştığım bir kitap.
İçinizdeki yengeçlerle ters düşmemeniz dileğiyle...
152 syf.
9/10 puan verdi
Bu(ara)da olmak ne demek, Görünen ve olan ne, ben derken özümüzde kendimiz ve kendiliğimiz arasında nasıl bir mesafe var. Yakındaki uzaklık değil, uzaktaki yakınlık değil, uzaktaki uzaklık denilen o en ulaşamadığımız, özne ile nesnenin aynı anda var olamadığı paradoks üzerine kendinden yola çıkarak benliğini aramakta, kendini arayan, kendini bulur mu, bulunan nedir, var olan ne , olmakta olan ne , olmayan ne ve nerede,nerede aranır, bulunur mu...Tamamlanmak istenen özgürlük ve özgürlüğü anlamlandıran,tamamlayan sınırlarımız...'' 'Asıl' kendisi ile 'görünür' kendisi arasındaki sınırı nerede, kişinin?'' Yengeç metaforu üzerinden benliği canlandırıyor zihnimizde ve kitap bittiğinde yengeç tıkırtıları bizimle oluyor. Sürekli neredeyim diye kemirilmek, kemirildiğimiz yerden hayat bulmak adına okumaya değer bir kitap bu doğrusu benzerleri içinde en etkileyicilerden diyebilirim. ''İç'ten hiçlik-Kişinin kendi iç hiçliği'' ni sorguluyor. Düşündüklerimiz, eylem adımlarımız ile ben ve ben'de var olan'ın nerede olduğunu, ülkülerimiz ve anlamlandırma biçimlerimiz, içimizdeki karşılıkları ve oluşumları, oluşum adımları, neyi nasıl harekete geçirebileceğimiz adına güzel bir sorgulayış. Kendiliğingenlik ve otantik insan'a yol açması ve bunu yapma biçiminin iç'ten oluşu etkileyici...
Felsefe
İnsan!
Aslında tarihin veya düşüncenin ilk gününden bu güne kadar bütün düşünürlerin belki de hayata karşı dayanma gücü veren şeydir. İnsan ile beraber ortaya çıkan benlik nedir, Anlam nedir nasıl ortaya çıkar, nasıl buna karşı bir düşünce sistemi geliştire biliriz diye,
Tasavvufçular Allah,rab,tanrı gibi metafiziksel kavramlar oluşturulup bunların ulaşılmaz bir güç olduğuna kendini inandırıp yaşamaya çalışmışlardır.
Diğer tarafta salt düşünceye inanmış-kısmi materyalist ve tam materyalist düşünce insanları-metafizik olan Allaha karşı daha somut gerekçelerle arayışçılığa çıkmışlardır.
Yaşamı bir devamlılık hali olarak gören Oruba-bir nevi kendinden önceki materyal düşüncenin ve aynı zamanda tasavvufi düşüncenin de insan yaşamında olması gerektiğine vurgu yapar-Nietzsche putların alaca karanlığında bahsettiği gibi” bir putu yıkmadan bir put inşa edemezsiniz” atıftır. Bu devamlılık hali aynı zaman da Lacanın’ genetiksel akreptilerin her insanı etkilediği hakikatine de kadar uzanır.
“Bu benim yürüyüşüm ve ölümüm der” yengeç bölümünde-bir nevi yaşamın özetidir burası. Her insan veya her canlı tek başına yürür ve tek ölür
aynı zaman da bengi dönüşten ve insanın duygular bütününden ibaret olduğunu da kabullenmek gerektiğini bilmeliyiz. Tek başına materyalizim veya tek başına metafizik yaşamın anlaşılması için yeterli değildir.
Oruç Aruoba hem felsefik hem psikolojik yanları ile benliğinin—kendisinin— ne olduğunu, kim olduğunu öğrenme arayışı içindeydi sanki. Bu bizim içimizde yaşadığımız çelişkilerin bire bir aynısı. Ben kendimi—benliğimin cevabını veyahutta kim olduğunu—buldum diyemem fakat tam da olan durumu izah etmiş bir kitap olmuş.
Sen ki, ey şimdiki Okur'um, buraya kadar gelmişsin, bu kutunun içindekileri kurcalayarak-- --ne diyeyim :
beynine sağlık... demişsin, Oruç ama pek fazla kurcaladım denemez. Çünkü %100 odaklanarak okuyamadım. Bu yüzden pek fazla yorumum olmayacak.
Şunu söyleyeyim: Belki, hepimizin içinde bir yengeç vardır, ne dersin?
152 syf.
8/10 puan verdi
Ölmeden kıymeti bilinmesi gereken yazarlarımızdan birisidir Oruç Aruoba,
Kendine has tavrı, kalemiyle dikkat çeken birisi.
Kitabın için de okurla konuşması, duygularını dile getirmesi de samimiyetinin bir göstergesidir.
Keyifli okumalar.
Bir kitaptan daha fazlası. Yazarın kendine özgü anlatım dili beni cezbetti. Hem doğrudan hem de dolaylı olarak ifade ettiği çoğu şey üzerine düşünmekten keyif aldım. Felsefenin uygulamalı halini kelimelerle yansıtmış. Felsefeye ilgisi olan olmayan herkese tavsiye ediyorum.
Kitap resmen ben. Daha ne söylenir bilmiyorum dün aldım bugün bitirdim. Okurken yazarın okuyucuya söylediği son kısımda ağladım bile diyebilirim. Her sayfası çizili nerdeyse, kendimi bulduğum bir kitaptı bu etkiyi hiç beklemiyordum. Özellikle bu konuda bir film ve kitap arıyordum ve ansızın denk geldi. Efsane bir kitap olmuş. Siz ve sizden öte bazen kendi kendinize konuştuğunuz sizi yargılayan iç sesiniz ve anlaşamadığınız anlardan bahsediyor. Yengeciyle olan iletişimi. Yengeclerinizle iyi anlaşın. Serilemeye karar verdim yazarın eserlerini. 10/10
Size hicbir şey katmayan insanlar yerine güzel kitaplar dost oluyor bazen. Hiç tanımadığınız insanların kalemi umut oluyor. Böyle garip dünya.
Ama, 'yapma', onun işi değil ki benim işim, yapmak; onun işi de, bana, yapmadıklarımı, yapamadıklarımı, yanlış yaptıklarımı, yapmam gerekip de yapamadıklarını, yapmamam gerekip de yaptıklarımı anımsatmak- kıskaç takırdatmak!...
Girişte ben ne okuyorum ya ne anlatıyor bu adam dediğim yengeç kısmına gelince hayran kalarak okuduğum kitap...
Benliğimizi yengeçe benzeten onun ne istediğini, neyi istediğini anlamaya çalışması. İçindeki yengeçten ancak kendi ölümüyle beraber kurtulacağını, daha doğrusu onun da beraberinde ölmesiyle son bulacağını anlatması...
Bazı cümleler aklınızda yer etmek için altını renkli kalemlerle çizdiriyor size.Sonra da uzun uzun düşündürüyor kendini.Bir soluk alıyorsunuz yaslanıyorsunuz arkanıza ve kitabın katmanlarını tek tek kaldırıyorsunuz üzerinden.Bir bakışta kendini ele vermeye de hiç niyeti yok satırların benden söylemesi.İyi okumalar...