Bereketli Topraklar Üzerinde kitaplarını, Bereketli Topraklar Üzerinde sözleri ve alıntılarını, Bereketli Topraklar Üzerinde yazarlarını, Bereketli Topraklar Üzerinde yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Açıklamalı basım olarak yayına hazırlayan Mazlum Vesek kitapta geçen ve sizin "google" ma ihtiyacı duyacağınız her şeyi sayfanın kenarında açıklamış olması ve birinci baskıdaki halini de vererek yazar bunu bu şekilde değiştirerek şunu sağlamayı amaçlamıştır da demeyi ihmal etmiyor. Bu haliyle kitap sizin için çalışmış da gelmiş gibi oluyor. Ciltli ve sayfalarının yağlı kağıttan olması ve renkli ve renksiz fotoğrafların bulunması kitabın teknik güzel kısımlarındandır. Romanın sonunda yer alan eleştiriler bölümü ve romanın film uyarlamasının üzerine yapılan eleştiriler eklenince merak edip filmini de izledim. Bir çok ünlüyü bu filmde görmem beni mutlu etti. Ödülü ve enteresan bir süreci var filmin. Romanın hikayesine gelecek olursak; üç arkadaş köylerinden çıkıp Çukurova'ya çalışmaya gelirken ve orada başlarından geçenleri konu alır. Emek hırsızlığını, fakirliği, cahilliği, soysuzluğu, açlığı ve Çukurova sıcağını üç kahramanın yaşadıkları üzerinden çok güzel şekilde okuyucuya aktarır yazar. Yaşar Kemal'in romanlarının akıcılığını bulacağınız bir kitaptır.
"Buna da şükür" dür gene de. Kitap öyle söylemiştir, şükredecek, kendinden yukardakine değil, aşağıdakine bakacaksın, bakacaksın, gene bakacaksın sonra gene. Her baktıkça da şükredeceksin!
Sizi biraz şaşırtacağım ama pek beğendiğim söylenemez: O zamanın bağnaz düşünceleri, insanların davranışları ,hep bencillik peşinde ve çıkarcı olmaları.... beğenmeme nedenlerimden birkaçı..
Roman Ç.köyünden İflahsızın Yusuf ,Köse Hasan ve bir de Pehlivan Ali arasında geçiyor.Bunlar ana karakterlerimiz. İşsiz kalan ve paraya çok ihtiyaçları olan bu 3 genç Adana'da iş bulmaya yola çıkarlar.Bu zavallı hallerine açıkçası çok üzüldüm kalacak yerlerinin olmaması ,ağacın altında uyumaları gibi daha birçok şey ...
Neyseki Adana'ya birkaç günde gelebilirler ve o çok güvendikleri hemşehrileri onları yarı yolda bırakır ve büsbütün kimsesiz kalırlar. Artık birbirlerinden başka kimsecikleri yoktur ve koca şehirde yapayalnızdırlar ne var ki boş dururlar mı? Paraya çok ihtiyaçları olduğu için yaşlı bir adamın verdiği tavsiyelerden ilham alarak başka bir fabrikada işe girerler güç bela. Irgatbaşının onlara zalimce ve kaba bir tavır takınması hiç hoş değildi ama paraya da ihtiyaçları olduğu için mecbur katlanmak zorundalardı bizim 3 arkadaş ve katlandılar da helal olsun gerçekten..
Kitap aralarına konan fotoğraflar o zamanın şartlarını ve dönemin Adana'sını daha iyi anlamamızı ve gözümüzde daha iyi canlanmasına yardımcı olmuş.
Ve yeni bir de deyim öğrendim" kadere kırk beş" sürekli bu sözü kullanıyorlar ve bu deyimin anlamı: Sonuç ne olursa olsun her şey olacağına varırmış. Sevdim ben bunu
Bu roman bana postmodernden daha karışık geldi açıkçası daha çok kişinin olması ve olayları takip etmek bazen güç olabiliyor kaçırıyorum bazı şeyleri...