Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Beyaz Diş
Jack LondonEn Beğenilen Beyaz Diş Yorumları ve İncelemeleri
En Beğenilen Beyaz Diş sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Beyaz Diş kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.510 üzerinden
Yazar her ne kadar bir hayvanın hayatını anlatsa da aslında o hayvan dediğimiz mükemmel canlının gözünden vahşi olan bir yaratığı da anlatır. Yani İNSANI. Roman beyaz diş adında yarı kurt yarı köpek cinsi olan bir canlının yaşamını anlatıyor. Beyaz diş doğumundan yaşadığı olaylara kadar bizi de hikayesine sürüklüyor. Jack London, kullandığı üslup ile sanki bir seyirciymiş gibi hissettiriyor, bazı yerlerinde vahşi yaşam belgeseli izlemiş gibi hissettirdi ama merak ettiğim bir kitaptı iyiki okudum. Birde 'Beyaz Diş' kitabını okuduktan sonra kurtlara ayrı bir sempati ile bakıyorsunuz.
Keyifli Okumalar...
Sizlere okuduğum kitapla ilgili bir anektod bırakayım.Küçükken ilköğretim tahsilatı mı tamamladığım okul;klasik bir köy okuluydu.Bir gün yine böyle ders saatinde okulu karakol bastı.iceriye 5-6 jandarma er girdi.durun gerilmeyin korkacak bir şey yok sadece kitap dagitacaklarmiş:)o zmnlar MEB'in okullara 100 temel eser dağıtma projesi varmış.Ama maalesef herkes istediği kitabı alamıyordu.bir de yaşımın küçük olmasından dolayı hangi kitap iyi kötü ayırt edemiyordum sadece kitabın kapağına göre şu olsa daha iyi olur diyordum.Kura sonucu tahmininiz üzere Beyaz Diş romanı bana çıktı.bu kitabında kapağı çok güzeldi.uzerinde etkileyici bir Kurt resmi.eve gider gitmez pek iyi olmadığım okuyusumla okumaya ve anlamaya çalıştım başlarda pek bişey anlamadım ama bir daha okudum.artik yavaş yavaş bana hitap etmeye başlıyordu.bir de şimdiye kadar asla okuduğum bir kitabı tekrar okumuşlugum yoktur Beyaz diş hariç.her okudugumda çocukluk yıllarıma götürür beni. Tavsiye ederim
Saygılar.
Beyaz Diş
Beyaz Diş vahşi bir hayvanın gözünden, hem doğal hayata hem de insanların acımasız dün yasına eleştirel bir bakış...
Beyaz Diş Alaska’nın sert doğa koşullarında geçen, nefes kesici bir macera hikâyesi anlatıyor. Yarı köpek bir anne ile kurt bir babanın yavrusu olarak dünyaya gelen Beyaz Diş, doğduğu günden itibaren farklılığının gölgesinde bir hayat sürmeye başlar.
Zekâsıyla ve görüntüsüyle hayranlık uyandıran bu muhteşem yaratık, hem insanların hem de hayvanların eziyetiyle karşılaşır ve her an bedel öder. Hayatta kalmak için içgüdülerinin rehberliğine sığınan Beyaz Diş, zamanla her türlü canlıya karşı güvenini kaybeder ve vahşi hayat ile evcilleşme arasında sıkışıp kalır. Jack London Beyaz Diş’te edebiyat tarihinin en gerçek hayvan karakterlerinden birini yaratırken, düşmanlık, ahlâk, güven, merhamet ve sevgi gibi kavramları tartışıyor.
“Oysa vahşilik, Beyaz Diş’in görünüşüne ve hareketlerine sinmişti. O vahşi tabiatı simge liyordu; onun ete kemiğe bürünmüş haliydi.”
-Jack London-
Klasik kitap sevgim ve tabii ki Jack London bir kez daha beni şaşırtmadı.. Uzun süre etkisinden çıkamayacağım bir eser. Okurken tam ümidinizi kaybettiğiniz, “artık bundan olmaz” dediğiniz anda tam tersini size düşündüren, hayatta sevginin aşamayacağı hiçbir engel olmadığına inandıran muhteşem bir kitap.. Okuyan herkesin tekrar tekrar okumak isteyeceği türden bir eser. Kesinlikle tavsiyemdir, kitaplığınızda bulunmalı..
Jack London'un Martin Eden'den sonra okuduğum 2.kitabıydı. Bittiğinde okuduğum için ne şanslıyım dedim. Bugün eskilerden bir şarkıyı dinlemiş ne iyi geldi demiştim. Bu kitap da işte bana o kadar iyi geldi ki..o kadar duygusal, o kadar güzeldi ki, çoğu yerinde gözlerim dolarak okudum. İyi ki de okudum..
Bir kurt düşünün ki, annesi yarı kurt yarı köpek, babası saf kan bir kurt. 1800'lü yılların sonlarında dünyanın kuzeyinde kızılderililerin hüküm sürdüğü topraklarda vahşi doğaya gözünü açıyor. Babası bu doğaya yenik düşerken, annesinin uysal yüzü sayesinde insanlarla tanışıyor. Ve böylece tanrı olarak adlandırdığı insanlarla olan yaşamına uyum süreci başlıyor. Aklı ve zekası sayesinde bu konuda zorluk çekmezken, yeni sahibi ile çok kötü günler geçiriyor. Ta ki son tanrısı onu kurtarana kadar. Huzurlu hayatı bundan sonra başlıyor. Güneyde ve yabandan uzak. Arada doğası gereği davrandığında ne yapıp ne yapmaması gerektiğini öğrenerek.
Sürpriz bir sonu var. Lütfen hemen okuyun. İçiniz ısınacak. Nefis bir kitaptı. Kitapligimda en güzel yerde olacak. Şiddetli tavsiyelerimle..
BEYAZ DİŞ KİTAP İNCELEMESİ
Jack London' un Beyaz Diş adlı romanında; bir kurt köpeğinin yaşamı, hayatta kalma mücadelesi ve kendi gözünden doğası muhteşem anlatılıyor. Çevresi acımasız ve taş kalpli insan tanrılarla çevrili olduğu için bu durum kendisini de hırçınlaştırmıştır. Yazar kötülüklerle kaplanmış bir insanın, bir hayvan üzerindeki etkilerinden bahsettiği bölümlerde ise insanlığımızdan utandıracak şekilde ele alıyor. Fakat bir gün Beyaz Diş kendisini yumuşatacak sevgi dolu insan tanrısıyla tanışacaktır. Sevgi kelimesinin anlamını tam olarak anlamamış olmasına rağmen yasaları öğrenerek bunu davranışlarına yansıtacaktır. Kısacası sevginin gücü sayesinde ne denli değiştiğini farkedebileceksiniz. Sevgi-nefret, iyi-kötü, güçlü-aciz kavramlarının hangilerinin üstünlük göstereceğine şahitlik edeceksiniz.
Jack London Beyaz Diş kitabında insan üstünlüğünü iyi ve kötü yönleriyle bize anlatıyor. Beyaz Diş kuzeyde yaşayan bi kurt kitabın başlarında ailesiyle birlikte yaşarken sonralardan insanlar tarafından annesiyle beraber alınıyor ve macerası artık insanlarla devam ediyor.
İnsanlar Beyaz Diş'in gözünde birer tanrı gibiydi. " Haraket eden şeylere hükmediyorlar, haraket etmeyen şeyleri yerinden oynatıyorlar, ölü yosunlar ve çalı çırpıyla güneş rengindr ısıtan bir canlı yaratıyorlardı. Onlar ateş yakanlardı! Onlar tanrılardı!" İnsanın doğayı ve diğer şeyleri sadece kendisi için yaratılmış gibi davranması ve nicesi... Kitap insanı gerçekten büyülüyor, insanların da birer hayvan olduğunu bu hayvanların doğaya nasıl hükmettiğini çok güzel şekilde anlatmış. Bir kurdun insanoğlunun dişisine göstermediği sevgiyi gösterdiğini görüceksiniz hemde bunu hiç bir kural vesaire olmadan yaptığını. Beyaz Diş'in bildiği şey kendi türüne ait dişiler ile dövüşmemesiydi. Cezalar olmasın rağmen insanoğlu dişisini katlediyor.
İnsan istediğini yapabilir istediğinde bir hayvanı öldürebilir, sevebilir ve bağırabilir. Ağacı keser, ormanı yakar ama başka bi ağacın meyvesini de yer. Doğanın en son sahibi bile olamayacakken bunları yapabiliyoruz. Beyaz Diş'i okurken sizde eminim ki bu konularda bilinçlenebilirsiniz.
Bunun haricinde kitabın anlatımı gayet akıcı ve açık şekilde yazılmış. Kesinlikle okumalısınız. Umarım sizde beğenirsiniz.
Yine Jack London yine harika bir eser. Kitap bir kurdun başından geçenleri doğumundan başlayıp yaşlılığına değin adeta bir belgesel izler gibi güzel benzetmelerle anlatıyor. Jack London bu belgesel tadındaki eserinde insanın ne kadar cani ve kötü olduğunu göstermekle beraber aynı zamanda insanların ne kadar iyi ve sevgi dolu olduğunu da gösteriyor. Kitap okurken genellikle gerçekleşen olaylara çok üzülmem sadece 20 30 saniyeliğine bir duygu belirip söner içimde ancak bu kitapta yarı kurt yarı köpek olan Beyaz Diş'in başından geçen olaylara karşı bütün kalbimle derin bir üzüntü duydum. Bizim ülkemizde hayvanlara yapılan eziyetler gözümde canlandı. Jack London'ın bu eserinde insanların Tanrı görüşlerine de üstü kapalı bir şekilde gönderme yaptığını düşünmekle beraber kitap akıcı ve sürükleyici okumanızı tavsiye ederim.
Yazarın en çok okunan eseri Beyaz Diş, oldukça güzel bir eserdi. Anlaması kolay, olay örgüsü güzeldi. Vahşi Doğa' ya ait bir kurdun gelişimini, evcilleştirilmesi, insanlara alışma sürecini anlatmakta olan bu kitabı okurken, kurtlar hakkında hiçbir şey bilmediği farkettim ve oldukça bilgi edinmiş oldum. Kitapta insanlar için; insan-hayvanlar ve tanrılar deniyor bunu da oldukça beğendim. Kitapta Beyaz Diş isimli kurdun gözünden insanlar, aslında tanrılardır. Bunun en belirgin sebebi ise insanların canlı varlıkları yönetip, cansız varlıklara da hükmedebiliyor oluşuydu. Çünkü ona göre bir sopa ile birini dövmek şaşırtıcıydı, bir şey cansızsa cansızdır diye düşünüyordu. Beyaz Diş, bu tanrıların çadırlar kurmalarını, taşlar fırlatmalarını olağanüstü bir hareket olarak algıladı ve bu ona tanrısal bir özellik gibi geldi. Kurtlar ve köpeklerin düşmanlığı da şaşırtıcı geldi bana. Fakat atalarından beri süre gelen bir özellikmiş birbirlerine olan kinleri.
Ben kitabı 3 günde bitirdim, sıkmadı beni açıkçası keyifle okudum. Indigo Yayınları'nın kitabıydı elimdeki ve bir sıkıntı yoktu. İncelememi okuduğunuz için teşekkür eder, bu kitabı sizin de okumanızı tavsiye ederim.
Beyaz Diş
MEB'in 100 Temel Eser arasında yer alan bir kitaptır. Bu kitabı yorumlamak ve incelemek gerçekten büyük bir ustalık gerektirmektedir. Hemen hemen herkesin okuması gereken bir eser. Yazar, yarı kurt yarı köpeğin gözlerinden acımasız bir dünyaya bakışını ustalıkla işlenmiş. İnsan, Beyaz Diş’in gözünde doğaya hükmeden bir tanrıdır. İnsanın koyduğu yasalara uymayı beceren vahşi bir kurt ve içimizdeki merhametin kaybolmamasını anlatan hikayeyi konu almıştır. Kitabı okuyup bitirdikten sonra bile günlerce kafa yorulabilecek kadar ince konular işlenmiş. Okuyun, okutturun.
• Bol okumalı günler diliyorurum. ️
ÖZET
• Beyaz Diş, zorlu hayat koşullarının hâkim olduğu vahşi Kuzey Ormanı'nda dünyaya gelir. Burada hayatı öğrenmeye ve anlamaya çalışır. Vahşi doğası, önce doğanın acımasız kanunlarıyla tanışır, sonra kendini insanların acımasız kanunlarının ortasında bulur. Bütün bunlara rağmen kalbinde taşıdığı sevgi, onu huzurlu ve sevgi dolu bir hayata kavuşturacak mıdır?
Lack London'un özel kalemi okuru yormadan su gibi akıyor. Bir kurdun vahşi doğasından modern yaşama geçiş hikayesi etkileyici. Avlanma içgüdüsünü doğal secilim sürecini yaşatarak ele almasi bende Darvin etkisi yarattı, büyüleyici buldum. Tekrar tekrar okumak isteyecegim her okumada Beyaz dişe sarılmak isteyecegim arada elime alip rastgele bi bölüm atacagim enfes kitap.
288 syf.
·
Puan vermedi
Hayvanlar kadar masumiyete sahip olsaydı insanoğlu, dünya çok farklı bir yer olurdu belli ki. Köpeğimizi sahiplendikten sonra okumuştum bir yerde : “Bir köpekle büyüyen çocuklar , paylaşmayı, sadakati ve uyumadan önce kendi etrafında üç kere dönmeyi öğrenirler” yazıyordu. Sonuncuyu öğrendiler benimkiler önce. Umarım diğerlerini de öğreniyorlardır.
Not: Kitaptan bazı yerlere değindim.. Hikaye hakkında bazı net bilgiler vardır ona göre okuyunuz teşekkür ederim..
Jack London kurtları ve köpekleri nasıl bu kadar güzel anlatmış aklım almıyor gercekten.. yarı kurt yarı köpek olarak dünyaya gelen beyaz diş kardeşlerinden çok farklı görünümü ile annesinin ilgisini çekmiştir. Büyük kıtlığın baş gösterdiği bir dönemde babası dışarıda et aramak için dolaştığı bir günde başka etçil bir hayvan tarafından yenmiştir. Kardeşleri de artık kıtlığı dayanamayan beyaz diş annesi ile yalnız kalmıştır. Mağaradan hiç çıkmayan gerçek dünyaya dair en ufak bilgisi olmayan beyaz diş büyüdükçe hayatla tanışır. İlk avını yakalar ve bundan büyük bir haz duyar. Zaman geçtikçe insan ile tanışır. İnsanların istediklerini yapabildiklerini, hayvanlara hükmettiklerini gördükçe onları Tanrı diye düşünür, çok vahşi olduklarını gördüğü için onlardan korkar. Hikâyede beyaz dişi evcilleştirmeye çalışan sahipleri geç olsa da başarılı olur. Bir tarafının köpek olması onun çok sadık bir evcil hayvan olmasını kolaylaştırırken bir tarafının kurt olması ona büyük zorluk çıkarmıştır.. son sahibi ile aralarında gercekten çok güzel bir sevgi bağı oluşur.. hikâyeyi okuyunca görüyorsunuz ki hangi canlı olursa olsun her canlının sevgiye ihtiyacı vardır. Ve doğadaki en vahşi hayvanlardan biri de insandır.