Evet! Ortaokuldayken Türkçe öğretmenimin verdiği tavsiyeye uydum ve Beyaz Diş'i nihayet okudum :) ve geç kalınan diğer güzel şeyler gibi bu kitap da "keşke" dedirtti. Keşke daha önceden okusaymışım.
Kitap Vahşi Doğa'da dünyaya gelen, sonrasında insanların koruması altına girmeyi tercih eden bir kurt köpeğinden bahsediyor. Bunu da gayet etkileyici bir dille yapıyor.
Biz insanlar tarih boyunca anlamadığımız, korktuğumuz her şeye nasıl kutsiyet atfettiysek Beyaz Diş de öyle yapıyor ve himayesi altına girdiği yerlileri İnsan-tanrı olarak adlandırıyor. Tam olarak insanların yaptığı gibi, onlardan korkuyor (çünkü bu tanrılar hareketsiz olan nesnelere hareket verebiliyor.) Ama onları asla sevmiyor. En azından onlardan sevgi görene, sevgiyi öğrenene dek... Sevgiyi gördüğünde ise içindeki vahşeti asla bir kenara bırakmadan tanrısına aşık oluyor. (İlahi aşk)
Yazarın yine bir kurdun yaşamını konu aldığı Vahşetin Çağrısı ile karşılaştırırsam, onun akışını, kurgusunu daha çok beğendiğimi söylemeliyim. Ancak Beyaz Diş'deki anlatım kesinlikle daha etkileyici. Nacizane tavsiyem önce Vahşetin Çağrısı'nın, sonra Beyaz Diş'in okunması. Bu şekilde daha tamamlayıcı, daha keyifli olabileceğini düşünüyorum. Keyifli okumalar :)