Günlük yaşantının bayatlamış incelik kurallarından yüz çevirip, bu kof incelikler, bu içi boş nezaketler yerine hoşgörüyü, fedakarlığı ve sabrı koyacaktır.
Issızlığın ve ölümün o tüyler ürpetici sonsuzluğu,
çepeçevre kuşatmış kendilerini.
Yüreğini gönendirecek bir ses işitmek, bir ışık görmek
umuduyla pür dikkat kesilier, küçük bir
kımıltıyı bile anlatılmaz bir hasretle bekler.
"Ve insanın gözünü en çok korkutan, yüreğinin ağzına gelmesine neden olan işler içinde en kötüsü, daha önce hiç gidilmemiş bir yolda gitmek, yolculuk etmek olsa gerekti."