Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Açıklamalı Tam Metin

Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Grigory Petrov

Beyaz Zambaklar Ülkesinde Gönderileri

Beyaz Zambaklar Ülkesinde kitaplarını, Beyaz Zambaklar Ülkesinde sözleri ve alıntılarını, Beyaz Zambaklar Ülkesinde yazarlarını, Beyaz Zambaklar Ülkesinde yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
264 syf.
9/10 puan verdi
Bataklık ve kayalıklardan oluşan Finlandiya'da yaşayan insanların, nitelikli eğitimle nasıl kısa sürede ülkelerini bayındır ve bağımsız hale getirdiklerini anlatıyor. Sadece Finlandiya özelinde değil, aynı zamanda ulus olamamış bütün toplumların hangi yollardan geçeceklerini, bu yolda hangi iç ve dış zorluklarla karşılaşacaklarına da değiniyor. Toplumları şekillendiren politikacı ve liderler ile toplumların kendi mayasından yoğurup şekillendirdiği idarecilerin ve siyasi figürlerin sosyal davranışları hakkında çarpıcı bilgiler veriyor. Baş ucu kitabı niteliğinde. Bütün öğretmenlerin ve eğitimcilerin hitap ettiği yaş aralığı ne olursa olsun bu kitaptan uygun örneklerle önce birey olmayı sonra da ahlaki ve etik değerlere sahip toplum ferdi olma fikrini aşılamaları gerekiyor.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Alfa Yayınları · 202299,1bin okunma
Bir ülkenin gücü ya da zayıflığı, halkların gelişmesi ya da çökmesi sadece yöneticinin adil olmamasına ya da başarısız olmasına bağlı değildir. Yöneticiler nasıl olurlarsa olsunlar ister iyi ister kötü, ister kahraman ister zalim, hep kendi halklarının etinden ve kemiğinden bir parçadırlar. Onlar halkın ruhunun bir kopyasıdır. Onlar halklarından doğarlar. Onlar hep halkları gibidir. Bu yüzden de çok eskilerden beri her halkın layık olduğu iktidara ve yöneticilere sahip olduğu söylenir.
Reklam
Onlar politikayı, halk hayatının mimarlığını spekülasyona çevirir, namussuzca zenginleşmenin ve kişisel yükselişin aracı haline getirir. Kilise, okul, devlet hizmeti onlar için ücretli aylaklık yeridir. Orada hayat mimarı olamazlar, halkın vicdanlı hizmetkârı olamazlar. Tembel memur eşek arıları olurlar. Çeşitli toplumsal ve kültürel kurumlarda kendi küçük kibirlerini tatmin etmenin yollarını ararrlar. Saygın ünvan elde ederler, ama dürüst olmayan yollarla. Çalışmak istemezler. Daha da kötüsü; fedakârca ve canı gönülden halkın ve toplumun yararına çalışmak isteyenlerin "tekerine çomak sokarlar." Bu kötülüklerinin bir kısmıdır. Onursuz ve açgözlü asalaklar, halkın soyguncuları daha da korkunç kötülükler yapar. Kurnazlıkla ya da yalanla, rüşvetle ya da tehditle, yalanla ya da açıkça zorbalıkla halkın iradesini ve aklını öldürürler. Toplumun vicdanını kirletirler. Gençliğin ideallerini ve idealizmini söndürürler. Kendi felsefeleri: Yalan, egoizm ve zorbalık felsefesidir. Kendi, reçine gibi esnek ahlakları vardır. Onların kendi dinleri de vardır. Rüşvet ve korku dini.
Sayfa 248Kitabı okudu
264 syf.
8/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Yeni kurulmaya başlayan bir ülke nasıl refah düzeyine gelebilir? Sadece mimari anlamda görüntü yeterli değildir. Toplumu nasıl bilinçlendirip eğitebiliriz? Bir toplumun her alanında yapılacak birçok yenilikle mümkün olan bu durumu en iyi şekilde anlatan müthiş bir kitap. Her alanda en iyi ve en adil olanakları sağlamaya çalışan bir ülkenin tam bağımsızlık yolundaki mücadelesi anlatılıyor.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
Beyaz Zambaklar ÜlkesindeGrigory Petrov · Alfa Yayınları · 202299,1bin okunma
Bağışlayın, açıkça söyleyeceğim: Her meslekte olduğu gibi, öğretmenler arasında da ruhen hiç de pedagog olmayan kimseler olduğunu biliyorum. Zanaatkar bile değiller. Onlar kiralık işçiler, öğretmenlik çalışmasını sevmezler, ona lanet ederler. Onlara dostça şunu öğütlüyorum: Okulu bırakın! Başka bir işle uğraşın, ama canlı ruha ve yüce bilgilere sahip insanlara ihtiyaç olan yerleri işgal etmeyin…
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
“…burada halkın en alt kesimlerinde bile düşünce derin bir uykuya dalmış değil, yapraklar arasında çürümüyor. İnsanlar yoksulluklarıyla barışık değil. Başkasının iradesine ümit bağlamıyorlar. Ne olacaksa o olur demiyorlar.”
Bir optik camı, merceği ele alın. Kendine has bir eğimi vardır, bu sayede bir noktada sıcak güneş ışıkları toplanabilir. Tek bir odakta birleşen ışınlar tek tek ışınlardan bin kat daha çok ısı verir. Bu parlak nokta ağacı, taşı, demiri tutuşturabilir. Halkın içinden çıkan büyük insanlar birer mercektir, tutuştururlar. O kendi kişiliğinde en iyi güçleri birleştirir, halkının bütün dehasını birleştirir ve bununla kendisinin ve başkasının halkından milyonlarca insanı tutuşturur.Fakat eğer gök kapalıysa, eğer atmosferde güneş ışığı yoksa, hiçbir cam kar yığınlarını eritecek, bir su damlasını tutuşturacak gücü bile bulamaz.
"Kendinizi denizde sallanan büyük mü büyük bir gemide düşünün. İlerlerken geminin önünde güçlü bir dalga oluşuyor. Bu dalganın gemiyi alıp götürdüğünü söyleyen biri çıkar mı? Herkes geminin önünde bir dalga yaratıp kovaladığını bilir. Hareket eden güç burada gemidir, dalga sonuçtur, içinde yol alan geminin gücünün ifade edildiği bir biçimdir. Halk da böyledir, diyor Lev Tolstoy. Halkta hareket gücü doğar ve büyürse, kendisi ileri yönelir, kendisi hareket eder ve kendi önünde dalga yaratır. Kendi içinden onun duygularını ve eğilimlerini ifade edecek bir lider çıkartır."
Carlyle halk kitlelerinin ölü bir kil topağı olduğunu, bir heykeltraş ortaya çıkmadığı sürece hareketsiz yattığını söylüyor.
Reklam
“yeni zamanlara yeni şarkılar lazım…”
Sayfa 60 - ALFAKitabı okudu
"En korkunç vahşilik ülkedeki her insanın fiziksel, akılsal ve ruhsal güçlerini sömürme yeteneksizliği, isteksizliği ya da beceriksizliğidir. "
Sayfa 188Kitabı okudu
"Çocuklar büyüdükleri, delikanlı ve genç kızlar oldukları zaman, onlarla gelecekteki hayat ve işleri için konuşmaya bayılıyorsunuz. Onları nereye, nasıl sokacağınızı düşünüyorsunuz. Mühendisliğe, memurluğa, ticarete sokup onlardan doktor, avukat yapmak istiyorsunuz. Kâr getirecek bir iş, bir meslek arıyorsunuz. Kızlara zengin nişanlılar arıyorsunuz. Kâr, kâr ve kâr. Çocukları en iyi şekilde 'yerleştirmek' istiyorsunuz. Onlara rahat, sıcak bir yer bulmak. Ve böylece çocuklara olan sevgi borcunuzu ödediğinizi sanıyorsunuz."
Sayfa 143Kitabı okudu
Çocukluk yılları, çocuk aklı, çocuk ruhu, ekilmemiş çayır gibi bomboş kalıyor. Hiç iyi bir şey büyümüyor oradan. Çocuklara iyilikten, doğrudan, sevgiden bahsederseniz, kuru, sıkıcı, yabancı sözlerle yapıyorsunuz bunu. Çocuk aklıyla ilgilenmek istemiyorsunuz. Onların kırılgan ruhunu olgunlaştırmıyorsunuz.
Sayfa 140Kitabı okudu
"İnsanlık gitgide büyük bir çocuğa benziyor. Aptal ve küçük çocuklar gibi, kavgayla (savaşlarla) çözüyor anlaşmazlıkları. Aptal çocuklar gibi şımarık ve inatçı, Tanrı'yla ve hayatın kutsallığıyla ilgili tartışmalarında. Tanrı'yı sopayla, taşla, idamla ve hapisle korumak istiyor. Aptal çocuklar gibi, bilgeliği yüzünden kendine eğlence ve oyuncaklar yapıyor. "
Sayfa 169Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.