Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Günlük Anılar

Biga Ayaklanması ve Anzavur Olayları

Uluğ İğdemir

Biga Ayaklanması ve Anzavur Olayları Gönderileri

Biga Ayaklanması ve Anzavur Olayları kitaplarını, Biga Ayaklanması ve Anzavur Olayları sözleri ve alıntılarını, Biga Ayaklanması ve Anzavur Olayları yazarlarını, Biga Ayaklanması ve Anzavur Olayları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
124 syf.
·
Puan vermedi
·
8 saatte okudu
103 sene önce biga ve dolaylarında yaşananlara dairdir.
uluğ iğdemirin yazmış olduğu bu kitap aslında bir günlük. şöyle ki, uluğ iğdemir 1919 senesinde çanakkale ilk öğretmen okulunu bitirir ve bigaya, osmangazi numune mektebine, atanır. uluğ iğdemirin burada görev yapmaya başlamasından bir süre sonra biga merkezli II. anzavur ahmet ayaklanması başlar. (şubat 1920) işte bu II. anzavur ayaklanması
Biga Ayaklanması ve Anzavur Olayları
Biga Ayaklanması ve Anzavur OlaylarıUluğ İğdemir · Türk Tarih Kurumu · 19896 okunma
Zalim ve hunhar Avrupa! Bunu bilmelisin ki, her cihetten okşadığın Yunan, o metin Anadolu'nun karşısında buz gibi eriyecektir! "Şerefle ölmek, fakat rezilane yaşamamak!" İşte Anadolu'nun düsturı amali...
Reklam
16 Nisan 1920 Cuma: Bu gece posta geldi. Gazeteleri okuduk. Of! Meclis-i Mebusan fesholunmuş, Kuvay-ı Milliyenin tenkili için fetva ve beyan­name neşrolmuş. Ey koca millet, neler görüyorsun! Seni kırmak için işte padişahın bile fetva verdiriyor. Ey deni şeyhülislam, tarih sana lanet okuyacak! O fetvayı yazarken, o canavarlıkları din perdesine geçirirken kalbin sızlamadı mı? Zavallı Türklerin birbirini kırması için o fetvayı verirken ecdadını düşünmedin mi ? Ey hunhar, tarih böyle fetva görmüş müdür ? Ey alçak! Ey Halife-i Müslimin! Düşman muaveneti ile ırkını kahretmeye utanmıyor musun? Ecdadının mübarek ruhları seni tel'in ede­cek. Yavuz'un, Fatih'in ruhları seni mustarip etmedi mi ? Düşman tezviratına kapılıp da zavallı ırkını tenkil için nasıl irade veriyorsun ? Aman Yarabbi, ne denaet?... Ne hunharlık?... Hiç bir yerde görülmemiş, hiç bir tarihte tesadüf edilmemiş bir hal. Zavallı Türkler cehaletin kurbanı olarak birbirlerini kıracaklar. Türkiye hunrizane bir Sen Bartelmi (Saint Barthelemy) gecelerini geçirecek... Ne alçaklık! İngiliz dolabıyle neler dönüyor?... Düşmanlarımız bunlara ne kadar seviniyor!..
Muharebe esnasında okunan ikindi ezanı ne kadar hazin, ne kadar hazin. İki muhalif tarafı kardeş gibi camiye davet eden o seste ne ulviyet var. Fakat insana ne derece yeis ilka ediyor. İnsana ne garip his veriyor... İşte akşam ezanı da minarenin dibinde sessizlikler içinde hazin hazin okundu. Of Yarabbi ! Her akşam kaldırımları üzerinde mesut insanlar gezen şu sokaklar. Ne meşum, ne korkunç! Of...
8 Mart 1920 Pazartesi: Bugün hükümet donanmış. Kapılarda bayraklar. Jandarmalar nöbet bekliyor. Aşağı yukarı geziyorlar. Oh, hükümetin satveti ne tatlı şey! Günlerce şakilerin kirli ayakları altında kalan şu bina şimdi canlanıverdi. İnsana ne kadar munis görü­nüyor. Bunlar da silahlı. Hayır, bunlardan hiç korkmuyoruz. Çünkü amiri var, mesuliyeti var. Halbuki şakiler, heyhat! Vur­duğu vurduk, kestiği kestik. Alçak hainler!..
Reklam
4 Mart 1920 Perşembe Bu gece Jandarma Kumandanı Rıza Bey 30 süvari ile gelmiş. Bugün gördüm. Oh! Yüreğimize biraz su serpildi. Hükümet canlanıverdi. Jandarmalar insana ne kadar munis görünüyorlar. Halbuki onlar da silahlı, ötekiler de. Onlar da insan, ötekiler de. Fakat bunlarda mesuliyet hissi var. Kanun var, adalet var...
uluğ iğdemirin anzavur ahmete ithafen dediğidir.
29 Şubat 1920 Pazar Kuvay-ı Muhammedi değil, "Ku­vay-ı İngilizi" kumandanı dense seza. Para ile namusunu satan bu alçaklardan vatan ne zaman kurtulacak?
27 Şubat 1920 Cuma: "- Oğlum" dedi, ' babanı ben tevkif etmedim, hem bunu yapmam. Onu Biga ahalisi tevkif ettirdi. (Biraz durdu). Senin baban İttihatçının koyusudur; bunu evvelden beri bilirim. O cemiyet-i menhusenin amaline hizmet etmiştir. Kuvay-ı Milliye demek, zaten İttihat ve Terakki demektir. Binaenaleyh baban da tabiatiyle oraya hizmet etmiştir. Buna şüphe yoktur. Baban iyi bilmelidir ki, İttihad-ı Muhammediden başka bir fırka yoktur. Biz onun için çalışıyoruz. Herkes ona hizmet etmelidir. O fırka-i menhuseden çekilmelidir. Biz, o fırkanın kökünü kazımaya azmettik. Cenab-ı Hakkın inayeti bizimledir. Lakin babanı oradan zorla döndüremem. Ruhundan ittihatçılığı çıkaramam. Ben nicelerine Kelam-ı Kadim'e el bastırarak yemin ettirdim. Fakat yine bana kurşun atmaktan geri kalmadılar. Baban da bunlardan birisidir.
23 Şubat 1920 Pazartesi Bugün şayan-ı kayıt başka vukuat yok. Asayişsizlik dolayısiyle herkes korkak ve mütereddit İs­tanbul'a ve diğer taraflara kaçan kaçana. Çünkü Biga'nın iki kuvvete muharebe meydanı olacağı aşikar. Dışarıdan gelecek kuvveti tehdit için Anzavur, şehri yakarım diyormuş. Herkes korkuyor. Hakim-i mutlak Ahmet Anzavur. Her şeyi o yapıyor. O görüyor. Sözde kaymakam vekili var. Fakat her şey onun kumandasında. Hülasa muvakkaten olsun icra-i hükümet ediyor. Geceleri her taraf sükun içinde, meşum ve korkunç karanlık her tarafı kaplıyor. Sokaklarda mevhum hayaller geziyor gibi oluyor. Çıt yok. Her taraf küskün ve sakit. Kimse sokağa çıkmıyor. Herkes erkenden yatıyor. Şehirde ışık yok. Sokakların yegane sesçisi köpekler ve baykuşlar. Meşum sesle­riyle sükutu yırtarak herkesi tedhiş ediyorlar. Hülasa korkunç ve meyus geceler... Bu gece peder, ahbaplarının ısrarı üzerine, yakın kahveye yarım saatçik gitti. İlk çıkış. Bu zamana kadar evden çıkmamıştı.
58 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.