Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Biletimiz İstanbul'a Kesildi

Mıgırdiç Margosyan

En Beğenilen Biletimiz İstanbul'a Kesildi Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Biletimiz İstanbul'a Kesildi sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Biletimiz İstanbul'a Kesildi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Evet, Tanrım, onlar senin adına tepemize çullanıyorlardı, bizler de yine senin adına bu çileye katlanıyorduk.
Sayfa 21
Bak yine komünistlik yapıyorsun:)
yemin denen şeyin de ne olduğunu, insanların niçin yemin ettiklerini, yeminle neyin değiştiğini bilmediğim gibi, çok yemin edenlerin neden papaz, hacı ve hocalar olduğunu, bir yeminle yerine göre bin yalanın perdelendi- ğini de bilmiyordum.
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
Güzel metafor :)
Hayır! Gerçekler acı biber gibi, isot gibi ortadaydı. Gerçekler dil ve yürek yakıyor ama değişmiyordu.
Sayfa 79
"Dicle'nin etrafı bostan Bir ziyan gelmez dosttan Aklım başımdan gidi Yari düşındığım an."
Sayfa 45 - Aras Yay.Kitabı okudu
Dem geçer, devran döner, hicran biter, her şey biter.
Sayfa 75
Yolda kapı komşuları Çulcu Dikro'nun karısı Beyzar Baco'ya rastladı. Geleneklere uyarak Bayzor Baco'nun taze ekmekten bir parça koparıp tatması için bekledi. Ekmek, Bayzor Baco'nun iyice seyrekleşmiş dişleri arasında hayır duasına dönüştü : "Halil İbrahim'in beti bereketi içinde olsun, lao" Bayzor Baco'ya gösterdiği bu hürmetkar davranışın karşılığında, okşarcasına söylenen lao'yu 'evladım' ı hak etmenin verdiği şevkle yoluna devam etti.
Reklam
“Diyarbakır’da, Hançepek’te, Gavur Mahallesi’nde başlayan, ancak benim fikrim dahi alınmadan, alelacele, sadece ve sadece anadilimi öğrenmem için İstanbul’a postalanmamın ardından, geriye kalan yaşamımı, benim hiç de hayal edemeyeceğim şekilde etkileyen o anın, o yolculuğun gerisinde Diyarbakır’da bıraktığım Türkçe ‘gavur!’, Kürtçe ‘fılla!’ sözcüğü, daha İstanbul’a ayak basar basmaz götürülüp yerleştirildiğimiz Şişli’deki Karagözyan Ermeni Yetimhanesi’ndeki çocuklar, yani Ermeni arkadaşları şivelerine ve hallerine bakıp damgayı bastılar: ‘Koşuuun! Koşuuun! Anadolu’dan Kürtler gelmiş…!’’
“Bir finduğun içini.... yar sensiz yiyemem...” Masallarda, kitap sayfalarında, türkülerde nedense hep bu tür aşklardan söz edilirdi: Leyla ile Mecnun! Ferhat ile Şirin! Tahir ile Zühre! Kerem ile Aslı! Romeo ile Jülyet! Hepsi de “bir funduğun içini” yalnız başlarına yemedikleri için mi gitmişlerdi öte tarafa? Öyleyse hepsinin de canı cehenneme! Bazen insanlar “bir finduğun içini” yalnız başlarına yemeyecekleri kadar mı salaklaşıyor, bu denli mi duygu yüklü oluyorlardı? Duygusallığın doruk noktasına yuva kuranlara aşık mı dinliyordu? Yoksa aşk, salakların için düştükleri bir tuzak, kendi başlarına ördükleri bir koza mıydı? Sayfa: 72-73
Karakteristik bir gülüşün var, bizim köylerdeki gelinlerinki gibi. Dudaklar kısılıdır, birden parıldayıp sönüverir hani, koyverilmez o gülüş...
Çaya indim susuzun Susuzum uykusuzum Girsem yarın koynuna Elim durmaz huysuzum.
Sayfa 71 - Aras yay.Kitabı okudu
Reklam
"Söliyem, söliyem ama boşına. Çığhardığın çoraplari yatmadan evel yastığın altına koy ki, sebehleyin kolay bulasan diyiyem ama, ben bahan söliyem, ben bahan dinliyem. Gene hanki cehneme keyboldi getti çorabının teki?!"
Sayfa 47 - Aras Yay.Kitabı okudu
57 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.