Kitap genel olarak günlük yaşamda aklımıza gelen, merak ettiğimiz ve bilimin günümüzde bunu basit bir şekilde açıklayabileceği konulara yer vermiştir. Eğer geçmişte yaşasaydık bu bilimsel gafları yapma ve bunlara inanma olasılığımız yüksek olurdu diye düşünüyorum. Çünkü teknolojinin gelişmemiş olduğu, deneyin yapılmadığı bir ortamda ortaya atılan teoriler insanın hayal gücüne ve gözlemlere dayalı olduğundan bu tür gafları bizde yapabilirdik.
Kitap, bilimsel gafların yeni bilimsel düşünceleri geliştirdiği için gafların önemli olduğunu vurgulamaktadır. “Ancak insanlar gaf yapmayı sürdürdükçe gaflarından ders almayı da sürdürdüler. (s. 58)” Böylelikle gaflar sayesinde gerçek bilgiye ulaşma yolunda kat edilmiş oldu. Örneğin kitapta geçen Kolomb’un Asya’ya kestirme bir yol bulmak arayışıyla batıya yelken açması yerküre hakkında bir bilgi seline yol açan bir gaftı.
Gaflar içinde en çok dikkatimi çeken “Mars’ın Kanalları” adlı bölümdeki Percival Lowell’ın görüşleri oldu. Sadece gözleme dayanarak kendi hayal gücünü son derece ileri düzeyde kullandığını görüyoruz. Lowell’ın düşünceleri bana bir hayli ilginç geldi.
Bence kitap oldukça yararlı ve her yaş düzeyi için uygundur. Gerçek bilginin aslında ortaya atılan yanlışlardan doğduğu, yanlışların üzerinde yapılan bilimsel süreçler yoluyla gerçeğe ulaşıldığı ve ya gerçeğe ulaşmak için bir adım olduğunu anlıyoruz. Yazar kitabın sonunda okuyucuya hitap ederek “Sizin bulacağınız yeni sorular, yeni yanıtlar getirecektir.” diyor. Bireyi yanıtlar hakkında düşünmesi, incelemesi, sorgulaması, gerçek bir bilgiye ve ya gafa ulaşması için teşvik ediyor.