Sayfa Sayısına Göre Bir Alman'ın Hikayesi Sözleri ve Alıntıları
Sayfa Sayısına Göre Bir Alman'ın Hikayesi sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Bir Alman'ın Hikayesi kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gerçek fikirlerin, kitleleri harekete geçirecek tarihsel güçlere dönüşebilmeleri için önce bir çocuğun kavrama kabiliyetinin sınırına kadar basitleştirilmeleri gerekir.
“Gerçek fikirlerin, kitleleri harekete geçirecek tarihsel güçlere dönüşebilmeleri için önce bir çocuğun kavrama kabiliyetinin sınırına kadar basitleştirilmeleri gerekir.”
Bütün Alman kuşağı, çocukluk ya da gençlik yıllarında savaşı böyle ya da buna benzer şekilde yaşamıştı - ve pek anlamlı olarak, bu kuşak bugün savaşın tekrarını hazırlayan kuşaktır.
Bu hadiseleri yaşayanların küçük çocuklar ya da yeniyetmeler olması, onların gücünü ve etkisini hiçbir şekilde azaltmaz.
Tam aksine, kitlelerin ruhuyla çocuk ruhu, tepkileri açısından birbirine çok benzerdir. Kitleleri beslemenin ve harekete geçirmenin yöntemlerinin ne kadar çocukça olabileceğini tasavvur etmek bile zordur. Gerçek fikirlerin, kitleleri harekete geçirecek tarihsel güçlere dönüşebilmeleri için önce bir çocuğun kavrama kabiliyetinin sınırına kadar basitleştirilmeleri gerekir. Birbirini takip eden on senede doğmuş bir neslin kafalarında oluşturulmuş ve dört sene boyunca bu beyinlere iyice mıhlanmış çocukça bir sanrı, yirmi sene sonra pekala ölümcül ciddiyette bir "dünya görüşü" olarak büyük siyaset sahnesine geri dönebilir.
Milletlerin heyecanlı-coşku verici bir oyunu olarak, barışın sunabileceği her şeyden daha derin bir eğlence ve daha keyifli duygular bahşeden savaş: On senelik bir dönemde doğmuş Alman okul çocukları, 1914 ile 1918 arasında günbegün bu şekilde yaşadılar savaşı. Ve işte bu daha sonra, Naziliğin, her şeyi mümkün kılan temel tahayyülü oldu. Nazilik ondan alır bütün propaganda gücünü, basitliğini, hayal gücü ve aksiyon şehvetine yaptığı çağrıları. Keza iç politikadaki rakiplerine karşı hoşgörüsüzlük ve gaddarlığını da, çünkü bu oyuna katılmak istemeyenler "rakip" olarak değil "oyunbozan" olarak algılanır. Ve nihayet komşu ülkelere karşı doğal olarak cengaver bir tavır içinde olmasının nedeni de budur; çünkü hiçbir devlet "komşu" olarak kabul edilemez, hepsi ister istemez rakip olmak durumundadır, aksi takdirde oyunun oynanması mümkün değil.
Kitlelerin ruhuyla çocuk ruhu, tepkileri açısından birbirine çok benzerdir. Kitleleri beslemenin ve harekete geçirmenin yöntemlerinin ne kadar çocukça olabileceğini tasavvur etmek bile zordur. Gerçek fikirlerin, kitleleri harekete geçirecek tarihsel güçlere dönüşebilmeleri için önce bir çocuğun kavrama kabiliyetinin sınırına kadar basitleştirilmeleri gerekir. Birbirini takip eden on senede doğmuş bir neslin kafalarında oluşturulmuş ve dört sene boyunca bu beyinlere iyice mıhlanmış çocukça bir sanrı, yirmi sene sonra pekala ölümcül ciddiyette bir "dünya görüşü" olarak büyük siyaset sahnesine geri dönebilir.
"Birbirini takip eden on senede doğmuş bir neslin kafalarında oluşturulmuş ve dört sene boyunca bu beyinlere iyice mıhlanmış çocukça bir sanrı, yirmi sene sonra pekâlâ ölümcül ciddiyette bir “dünya görüşü” olarak büyük siyaset sahnesine geri dönebilir."
Gerçek fikirlerin, kitleleri harekete geçirecek tarihsel güçlere dönüşebilmeleri için önce bir çoçuğun kavrama kabiliyetinin sınırına kadar basitleştirilmeleri gerekir.
Kitleleri beslemenin ve harekete geçirmenin yöntemlerinin ne kadar çocukça olabileceğini tasavvur etmek bile zordur. Gerçek fikirlerin, kitleleri harekete geçirecek tarihsel güçlere dönüşebilmeleri için önce bir çocuğun kavrama kabiliyetinin sınırına kadar basitleştirilmeleri gerekir.
“Birbirini takip eden on senede doğmuş bir neslin kafaların da oluşturulmuş ve dört sene boyunca bu beyinlere iyice mıhlanmış çocukça bir sanrı, yirmi sene sonra pekala ölümcül ciddiyette bir "dünya görüşü" olarak büyük siyaset sahnesine geri dönebilir.”
“ Gerçek fikirlerin, kitleleri harekete geçirecek tarihsel güçlere dönüşebilmeleri için önce bir çocuğun kavrama kabiliyetinin sınırına kadar basitleştirilmeleri gerekir.”
..., kitlelerin ruhuyla çocuk ruhu, tepkileri açısından birbirine çok benzerdir. Kitleleri beslemenin ve harekete geçirmenin yöntemlerinin ne kadar çocukça olabileceğini tasavvur etmek bile zordur. Gerçek fikirlerin, kitleleri harekete geçirecek tarihsel güçlere dönüşebilmeleri için önce bir çocuğun kavrama kabiliyetinin sınırına kadar basitleştirilmeleri gerekir. Birbirini takip eden on senede doğmuş bir neslin kafalarında oluşturulmuş ve dört sene boyunca bu beyinlere iyice mıhlanmış çocukça bir sanrı, yirmi sene sonra pekâlâ ölümcül ciddiyette bir "dünya görüşü" olarak büyük siyaset sahnesine dönebilir.